Gırtlağına Yapışasım Geliyor

Ersin AfacanSportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın “Gırtlağına Yapışasım Geliyor” başlıklı yazısı;

Twitter’da 60 binden fazla takipçiye sahip ve ülkemizin belki de en popüler bayan voleybolcusu olan Naz Aydemir Akyol, 15 Mayıs’ta twitter hesabına “Maç izlerken, hayatında eline top almamış biri, sporcu hata yaptığında ağza alınmayacak laflar ediyor ya… Gırtlağına yapışasım geliyor” diye bir mesaj yazdı. Bu mesajın 90 civarında retweet edildiğini ve 400 civarında beğeni aldığını görünce ve Naz ile aynı fikirde olduğunu beyan eden insanların yorumlarını okuyunca bu makalemi yazmaya karar verdim.

nazaydemir

Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki sporcular başta olmak üzere spor insanlarının ortaya koyduğu tutumlarının kültür, inanç ve değerler sistemimize yansımaları, henüz sosyolojinin, sosyal psikolojinin ve psikolojinin yöntem ve teknikleriyle incelenmiş sayılmaz. Bu nedenle makalelerimde, örnek bir olay üzerinden hareket edip spor insanlarının psiko-sosyal eğilimlerinden kaynaklanan motiflerini ortaya çıkarmaya çalışıyorum.

Kitle kültürü, sanayileşme ve teknoloji çağının bir ürünüdür. Teknolojinin getirdiği yeni buluşları (TV, sinema, telefon, bilgisayar gibi yenilikler), kitle araçları ve iletişim alanında büyük patlamalara yol açmıştır. Toplumumuzu saran iletişim araçları ve yeni yapılanma biçimleri, insanlararası ilişkileri temelden sarsmıştır. Böylece kitle toplum, kitle insan ve bunların oluşturduğu dünya görüşü, hayat felsefesi, inanç ve değerlerini belirleyen kitle kültürü ortaya çıkmıştır (1). Böyle bir açıklama günümüzde sosyal medyanın gücünü de ortaya koymaktadır. Kitle-toplumunu, kitle adamlarının istatistiki yığılması olarak kabul edersek Naz’ı twitter’da takip eden binlerce kişi, aklın yerini duyguların ve içgüdülerin aldığı bir etkilenme heyecanına kapılabilir. Kendi seslerini dinleyecekleri yerde hayranı oldukları kişinin peşine takılabilirler. Yani Naz “gırtlağına yapışasım geliyor” der ama bunu okuyup heyecana kapılan birisi kalkıp gider ve gırtlağına yapışır.

Bu nedenle profesyonel sporcudan beklenen sadece kendi branşında ustaca davranışlar sergilemesi, sporu duyarlı, dürüst ve sorumluluk duyarak kitlelere sunabilmesidir (2). Çünkü günümüzde okumayan hatta felsefi anlamda düşünmeyen insan türü giderek ön saflara geçmektedir. Batılı bir şairin dediği gibi “en derini düşünen, en derini sever” tarzında insan tipi yerini kitle iletişim araçlarının oluşturduğu yalınkat, vulgarize (popüler) olmuş para göz bir yığın kültürüne terk etmiştir (1). Bu nedenle yığın kültürünün etkili ve yetkili kişiler tarafından iyi yönlendirilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla Naz ve Naz gibi düşünenler sadece bir hakaretin şiddet içeren bir misilleme için haklı bir sebep olmadığını öğrenmeleri gerekir. Diğer bir deyişle istediğiniz gibi düşünmekte ve istediğiniz gibi konuşmakta serbest olmalı ama bunları keyfinize göre eyleme geçirmekte serbest olmamalısınız (3). Spor insanlarımızın başkalarının onlar hakkındaki düşüncelerini ve söylediklerini, kendi düşünceleri ve hayatlarında önemi olan insanların düşündüklerinden daha az önemli hale getirmeleri için mental destek almaları gerekmektedir.

Ersin Afacan / NationalTurk

KAYNAK
(1) Türkdoğan, Orhan; Sosyal Hareketlerin Sosyolojisi, Birleşik Yayıncılık, İstanbul-1997, s.483
(2) Afacan, Ersin- Bal, Hüseyin- Gümüşdağ, Hayrettin- Çobanoğlu, Gökhan; Sosyolojik Açıdan Futbol ve Profesyonellik, HÜSBED, Cilt-7, Sayı-2, Çorum-2014, s.531
(3) Marinoff, Lou; Felsefe Hayatınızı Nasıl Değiştirir?, Çev.;İstem Erdener, Pegasus Yayınları, İstanbul-2007, s.108

Exit mobile version