NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Müslüm Gülhan’ın ‘Futbol Nankörlük Üzerine Oynanan Oyundur!’ başlıklı yazısı;
Ali Çoban ve Sedat Karaoğlu, ikisi de Ulusal Futbolcumuzdu, sessiz-sedasız aramızdan ayrıldılar.
Futbolun tüm nankörlüğünü ispat edercesine ölüm haberleri alındı.
Rekabet ortamı diye kurulmuş olan sahte samimiyetler üzerinden ki ilişkilerin nankörlüğü; tüm futbol camiasını bağlayan bir gerçektir.
Hiçbir zaman gerçek dost bulamazsınız ki; koşullar buna izin vermez.
Kurlun ilişkinin temeli “maddiyat”a dayalı olduğu için; futbolcunun kıymeti maddiyat üzerindeki değer kadardır.
İlişki algısı buna dayalıdır.
Kimsenin gücü yetmez bu çıkar ilişkisinin çirkinliklerini değiştirmeye.
Futbolun temelini bu oluşturur ve ilişkiler ağı buna bağlı çalışır.
Sitemdeki “rant” kurgusu herkesi ciddi şekilde bağlayacağı güçtedir. Zaten “Devlet” olanakları bunu destekleyen bir mekanizma içerisindedir.
Tesadüfen? Ya da sağlam ilişkilerle doğru zamanda, doğru yerde olduğu içindir ki; bir yere gelmiştir.
Tırnaklarınla kazıyarak bir yere gelmek olanaksızdır. Hem o tırnakları sökerler, hem de idealistliği pişman ederler.
…İşte o zaman okunur magazin gazetesi, okunur spor sayfası … Dünya ve ülke ancak bu sayfalar kadar algılanarak futbol yorumlanır. Sonra da sosyal değerler üzerine başkalarının futbolcu yerine düşünmesini ve karar vermesini istenir, çünkü hiçbir futbolcu bu sorumluluğu alamaz.
Lisede eğitimi bırakılarak futbol seçilir, sistem futbolcunun eğitimini engeller ve bu durum aynı zamanda futbolcunun da işine gelir.
Üniversite kaput!
Eğitim olamayınca; yabancı dil tabi ki Türkçe olur!
Bir konu hakkında yorum yapmaya başlanınca; inşallaha ve maşallaha sığınarak konuşulur.
Bilgi eksikliğini ancak batıl dayanaklarla geçiştirmeye çalışılır.
Yetenek vardır; vardır varmısına da(… )bunu nasıl paraya çeviririm den başka bir şey düşünülmez. Öyle Avrupa falan boş “hurafe” gelir.
Her konuda konuşulur, kıt-kanaat duyduklarıyla…
Lise münazaraları seviyesinde yapılan espriler ile etraf da dönerek var olmaya çalışılınır.
Yapılan mesleğin iç dinamiklerini oluşturacak hiçbir öğe kabul edilmez ve gündeme gelmemesi istenir, çünkü baş ağrısı olarak kabul edilir tüm bunlar…
Tüm bunlar nereye kadar mı devam eder?
Kaybetmeye başlanıncaya kadar devam eder.
Sonra bir takım gerçekler fark edilir. Edilir- etmesine ama çok şeyin kaybedildiği anlaşılır. Fakat iş-işten geçmiştir.
İşte o zaman futbolun nankörlüğü ile karşılaşıp yalnızlaşırlar.
Dost yok, arkadaş yok, Tanrı ve sadece sen varsındır.
Sadece Allah’ın rahmeti size uygun görünüp veda edilir; hiçbir şey olmamışçasına…
Sevgili Ali Çoban ve Sedat Karaoğlu…
İkinizin de mekanı cennet olsun…
Umarım oralarda gerçek dostlar bulursunuz.
Müslüm Gülhan / NationalTurk