‘Çok cahilsiniz keşke ölseniz’ yorumu oldukça konuşulup tartışıldı, fakat ne hikmetse kullanılarak kabul görmeye de başladı. / NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın bu haftaki yazısı;

Yaşadıklarımız karşısında yapılan açıklamalar ve yorumlara tepki göstermemek elde değil.
Şu Galatasaray’ın hali ve Mancini için yapılan açıklamalar “cinnet” durumlardan biri.
Derwal, Piontek, Milne ve Löw’ de maalesef bu cehaletten nasiplerini almışlardı.
Hangi maçı, hangi oyuncuyu ve hangi sistem içinde bu unsurları seyrediyorlar anlamıyorum, ya da bunlar ne içiyor onu da bize söylesinler bizde kullanıp keyfimize bakalım…
Öğretim Üyesi? Fatih Terim! Real’den 6 yemiş ve içler acısı bir durumdayken gelen Mancini; sistem içerisinde takım yaratmaya çalıştı…
Juventus maçları ile olması gerekeni kanıtladı zaten…
Ama Türk futbolcusunun hat-höte alışık olmasının bunun önündeki en büyük engel olduğunu maalesef bilmeyerek bu işe kalkıştı…
Çünkü onlar kenarda “Kutsal Abi”nin bağrışları arasındaki korku ve kaygılar ile oynatılmaya alıştırılmışlardı. Yok öyle sistem, analitik analiz falan… “Abi” her şeyi bilir ve o ne derse o olur.
Futbolcuya düşünmek, yorum yapmak düşmez… Her şeyi Öğretim Üyesi! Bilir…
Tabi ona uygunda medya olur ve “Abi” ile iyi anlaşarak işleri yürüten! Medya?
Şimdi o medya abinin hatırına(ama ne hatır?) Mancini için harıl-karıl çalışıyorlar tabi ki;
Üstelik Öğretim Üyesi? Abinin istediği tüm transferleri yapan yönetim ne hikmetse Mancini için kılını bile kıptırtmamıştır.
Mancini, 103 maç Boca Juniors, 93 maç İnter, 71 maç Roma ve 43 maç Arjantin Ulusal Takımında oynayan Nicolas Burdisso’yu isterken…
Yönetim ne yaptı? Onlar gidip 43 maç Rosario Central, 4 maç Roma,33 maç Arjantin Arsenal, 29 maç Boca Juniors ve 1 maç Ulusal Takımda oynayan Guillermo Burdisso’yu Arjantin’den evden alıp getirdiler.
Chelsea ile oynanacak maç için en az Premier Ligden 3 oyuncu alınması gerekirken, onlar “gençleşmeye gidiyoruz” diyerek yerel futbolcular aldılar.
O zaman yönetim açıklama yaparak “bu sene beklentimiz yoktur” desin ve seyircide ona göre maça gelsin veya gelmesin?
Mancini ayrıca; maliyetleri çok yüksek 2. Sınıf yerli oyuncular ile oynamaya çalışması ise ciddi bir handikaptır.
Ha, birde en büyük sıkıntı Mancini’nin Türkçe bilmediği için hakaret edememesidir? Bunun en iyi örneğini geçen seneki Galatasaray-Mersin maçında yaşamıştık?
El öpme ve biat etmeden de bi:haber olan Mancini, belki kahvaltı işini hallede bilirdi!
Gazetelerin genel yayın veya spor müdürlerini arayıp, muhabirleri veya köşe yazarlarını hizaya getirmesini de bilmiyor.
Rant işi ile ilgisi nedir?
Bunlar Mancini’nin ciddi eksikleri!
Şansal efendinin dediği gibi “giysin kardeşim mavi gömleğini, terlesin” iyi de niye mavi giyip terleyecek? Bu bir fantezi de biz mi bilmiyoruz!
Eğer bir fantezi yapılacaksa; mesela; Chelsea maçında Burak ile Semihi, Terry ve Eto ile yer değiştirelim… Ne olurdu acaba?
Terimizm tetikçiliği yaparak kimse bir yere varamaz, sadece bizleri sömürerek para kazanırlar, ama futbolun bu toplum da ki cehaletini asla gizleyemezler.
Her şeye çarpım tablosuyla başlamak lazım!

Müslüm Gülhan / NationalTurk