Başkan Yıldırım, yaptığı açıklamada, “Türkiye’de futbolun yeniden yapılanması lazım. Her önüne gelen futbolcu olmamalı. Kaliteli isimlerin gelmesi için kısıtlamalar yapılmalı.
Bölgesel ligler yapılandırılmalı. Gelişimleri sağlayan altyapıya önemi daha çok vermeliyiz. Alt yapılarda eğitimci yok. Oyuncular 20’li yaşlara geldiğinde gelişimi duruyor. Herkes futbolla ilgilendiği için eğitimi geri planda tutuyoruz. Türk futbolunun yeniden organize edilmesi lazım” demişti.
Aziz Yıldırım’ın “Alt yapılarda eğitimci yok” iafedelerini kullanması üzerine Görüşlerini aldığımız İstanbul Ticaret Üniversitesi Spor Daire Başkanı İbrahim Erdoğan’ın açıklamaları şöyle; Üniversitelerde beden eğitimi bölümleri var. Spor hocası ya da futbolcusu olmaması mümkün değil. Kulüplerin bunu değerlendirme şekli önemli. Kulüpler ve federasyon bunları değerlendirmiyor. Daha çok ünlü, şöhretli kişileri değerlendiriyor.
FUTBOLCULUKTAN EMEKLİ OLMUŞ KİŞİLER GÖREV YAPIYOR!
Futbolculuktan emekli olmuş, kurs görmüş arkadaşları değerlendiriyorlar daha çok hoca olarak. Dünyada ve Türkiye’de bunun çok örnekleri var. Onları eleştirmek istemiyorum. Futbolculuktan sonra kursu bitirip çok başarılı olan örnekler de var ama bu Türkiye’de spor eğitimcisi veya hocası yok anlamına gelmiyor.
FENERBAHÇE’DEKİ EĞİTİMCİLERİN POZİSYONUNA BAKMAK LAZIM !
Kulüplerde altyapılara büyük önem verilmezse Türkiye’de ‘Spor Eğitimcisi, hocası yok’ gibi algılanabiliyor. Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım bunu neye dayanarak söyledi bilmiyorum. Fenerbahçe’deki eğitimcilerin pozisyonu ne. Onu iyi değerlendirmeli bir kere üst düzey kulüpler ve yöneticiler. Büyük takımlar akademisyen hocaları çalıştırıyorlar ama onların başına koordinatör olarak koydukları insanlar alaylı da demek istemiyorum ama eski şöhretli veya o kulüplere büyük emek vermiş futbolcular tercih ediliyor.
Örneğin yanılmıyorsam şu anda Fenerbahçe’de o görevde Şenol Çorlu bulunuyor. Şenol hocaya mutlaka saygımız var ama Şenol hoca bu oluşumu başlattığı zaman Fenerbahçe’de farklı hocalarla görüştü benim bildiğim kadarıyla. Görüştüğü hocalardan bir tanesi de benim arkadaşımdı. Bunu da örnek vermek için söylüyorum. Şenol hocanın dediği “Hocam gelin burada bir oluşum yapalım. Burada alt yapıda teknik sorumlu olun. Bir başlangıç yapalım. Burada altyapı şekli oluşturalım ki Avrupa’daki büyük kulüpler gibi örneğin Barcelona gibi olalım’ dedi.
AKADEMİSYEN HOCA GELMESİ KABUL EDİLMEDİ!..
Gündeme para konusu gelince 3-5 milyarlık mevzularda ki bunlar büyük kulüplerimiz için çok ufak paralar. 1 trilyon olsa ne olur. Bir futbolcuyu mal ediyorsunuz 15 trilyona. Bakış açısı böyle olunca anlaşmalar olmadı. Çünkü oraya gidecek olan akademisyen, Fenerbahçe altyapı hocası olarak, paf takımı hocası olarak çalışan Hasan hoca vardı eskiden stoper oynardı. Tabi kabul etmediler böyle bir hocanın başlarına gelmesini.
TÜRKİYE’DEN 5 TANE 10 TANE MİLLİ TAKIM ÇIKAR
Şimdi bu tip insanlar başlarına akademisyen birinin gelmesini istemiyorlar. Çünkü özgürlükleri kısıtlanıyor. Çok daha bilgili biri gelince bilgi farkı ortaya çıkıyor. Böyle olunca onların varlıkları anlamsızlaşıyor. Türkiye’de işi bilen çok ciddi akademisyenler var. Takımların altyapılarının başına akademisyenler getirilmeli ve uzun vadede çalışılmalı.
Milli takımlarda da bölge takımlarında, bölge karmalarında da aynı şekilde ciddi oluşumlar yapılmalı. En başta federasyondaki yapılanmanın değiştirilmesi lazım. O zaman bakılmalı 5 yıllık 10 yıllık planla neler yapılabiliyor. Bunlar yapıldığında Türkiye’de uzun vadede 5 tane 10 tane milli takım çıkar diye iddia ediyoruz. Türkiye’de eğitimci veya hoca yok değil, var ama değerlendirilmiyor.
HER YIL EĞİTİMCİ OLMAK İÇİN 5 BİNE YAKIN ÖĞRENCİ MEZUN ANCAK ARKANIZI GÜÇLÜ BİRİNE DAYAMIYORSANIZ ÇALIŞMA ŞANSINIZ YOK!
Türkiyede 12-13 bin tane futbol eğitimcisi var. Türkiye çapında her yıl 5 bine yakın öğrenci mezun oluyor. Ama bu çocuklar imkan yakalayamıyor ki kulüplerde. Bu mezun olan çocukların çoğu başka işler yapıyor. Türkiye’deki sistemi biliyorsunuz!..
Arkanızı güçlü birine dayayamıyorsanız, böyle bir gücünüz yoksa o zaman böyle bir yerde çalışma şansınız da yok demektir!.. Türkiye’de kulüplerin bir politikası yok, alt yapı başka taktikle oynuyor A Takım başka taktikle.
ALT YAPIYA PARA HARCAMIYORSUNUZ, SONRA “EĞİTİMCİ YOK” DEYİP KESTİRİP ATIYORSUNUZ…
Eğitimci yok diyip kestirip atmak zor değil. Eğitimci var hem de çok çok iyi eğitimciler var. Ama bunlara görev veren yok. Altyapıda mali bütçelere bakıp değmez deyip atılan bir sürü projeler var. İnsanlar çalışıyorlar, emek harcıyorlar tabii bunların bir bedeli var. Bunları kulüplere satmaya kalktıklarında bu bedeller ki kulüpler için çok küçük bir para. Transfer edilen oyuncuya bu bedelin binlerce katını veriyorsunuz.
Alt yapıya para harcamıyorsunuz, sonra “Eğitimci yok” deyip kestirip atıyorsunuz. Barcelona her maçını dolu tribünlere oynuyor. Takımdaki oyuncuların yarısından çoğu alt yapıdan gelen oyuncular. Onlarda transfer yapıyor ama 1 veya 2 tane. Bu tip kulüpler alt yapılarına transfer yapıp oyuncuları kendileri yetiştiriyor ve yıldız yaratıyorlar.
Türkiye bu eğitim konusunda kendini geliştirdiği aştığı zaman hoca yok, eğitimci yok tartışması kendiliğinden kalkar. Kulüpler ve federasyon şu ana kadar yaptıklarından vaz geçmeli. Federasyon yüzde 100 çok iyi eğitim almış bu eğitimcilerden faydalanmalı. Bunların tanınmasına, geliştirilmesine fırsat verilmeli. Altyapılarda çalışma zorunluluğu mutlaka getirilmeli.
Eski Beşiktaş Futbol Okulları Koordinatörü Akademisyen Teknik Direktör Enver Yağmuroğlu ise Başkan Aziz Yıldırım’ın konuşmalarına şöyle cevap verdi;
KENDİ ÇOCUKLARIMIZA GEREKEN İLGİYİ GÖSTERMİYORUZ!..
Türkiye’de çok özverili çalışan altyapı antrenörleri var. Bir çoğu emeğinin bile karşılığını almadığı halde amaçları Türk futboluna hizmet ve donanımlı olarak A Takıma çıkacak futbolcular yetiştirir. Bugün birçok kulübümüzde altyapı organizasyonları büyük Avrupa kulüplerinden daha iyi ve daha bilimsel bir konuma gelmiş durumda. Ama futbolcu yetişmiyor demek, konuyu çok basite indirgemek ve dar bir çerçeveden bakmak olarak değerlendirilebilir.
SİSTEMDE ALTYAPIDAN GELEN FUTBOLCULARA ÖZELLİKLE BÜYÜK TAKIMLARDA YER VERİLMİYOR
Altyapıda futbolcular genç takımlar seviyesinde teknik ve taktik açıdan diğer ülkelerdeki yaşıtlarından hiç geri kalmış durumda değil. Tam tersine çoğu ülkelerden daha ileri durumdalar. Bir oyuncunun futbolcu olarak yetişmesi ne kadar altyapıyı ilgilendiriyorsa bir o kadar da üstyapının bakışıdır. Dünya Kupası’nda, Şampiyonlar Ligi’nde 16-17-18 yaşında gençler takımlarında yer bulurken, biz ülkemizde kendi çocuklarımıza gereken ilgiyi ve güveni göstermiyoruz.
Şu andaki mevcut sistemde altyapıdan gelen futbolculara özellikle büyük takımlarda yer verilmiyor. Şu anda yürürlükte olan 6+2+2 sistemde kulüpler günlük düşündükleri için, günlük başarılıları düşündükleri, hedefledikleri için kendi altyapılarından gelen oyunculara gereken fırsatı vermiyorlar. Onların iyi bir futbolcu olabilmeleri için kendilerine gereken zamanı tanımıyorlar.
BİRİ ÇIKAR TÜRKİYE’DE YÖNETİCİ YOK DER!..
Türkiye’de antrenör yok, eğitimci yok gibi konuyu dar bir çerçeveye sıkıştırırsak bunun arkasından çok farklı şeylerde gelebilir. O zaman biri çıkar Türkiye’de yönetici yok der, hakem yok der, diğeri menajer yok der!.. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir. Bu yüzden, ben bu işe yıllarını vermiş bir antrenör olarak geçmişte Beşiktaş altyapısında çalıştığım dönemlerde bir dolu futbolcumun A Takımlar’da oynadığını görmek ve birlikte çalıştığım arkadaşlarımı da beni de motive ediyordu ve daha bir şevkle çalışıyorduk.
PEŞİNDEN KOŞULAN FUTBOLCULARIN HEPSİ TÜRK ANTRENÖRLERİN ÜRÜNÜ !
Sonuçta şu anda A takımlarda oynayan Türk oyuncular, üç büyüklerin transfer etmek için peşinde koştuğu futbolcuların hepsi Türk antrenör, Türk eğitimci ve futbol emekçilerinin ürünüdür. Zaman zaman Avrupa’da oynayan bir dolu futbolcumuzda Türkiye’de sınırlı koşullarda çalışan Türk antrenörlerin ürünüdür. Tüm antrenör ve eğitimci arkadaşlarıma daha çok çalışmaları ve geleceğe güvenle bakmalarını öneriyorum.
National Turk / Özel Haber
