Fazıl Say davasında otistik tartışması!
Fazıl Say’ın dini değerleri aşağıladığı iddiasıyla yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında ‘Otistik’ tartışması yaşandı. Fazıl Say’ın otistik olabileceği ihtimaline binaen Say’ın cezai ehliyetinin ortaya çıkarılması talebi, dosyada delil olmadığı gerekçesiyle reddedildi.
Fazıl Say’ın katılmadığı İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Say’ı avukatı Meltem Akyol temsil etti. Duruşmada, şikayetçiler Ali Emre Bukağılı ve Orkun Şimşek ile avukatları hazır bulundu.
Yabancı gazetecilerin de yoğun ilgi gösterdiği duruşmada, Mustafa Tarık Günerse adlı bir kişinin, New York Başkonsolosluğu aracılığıyla 5 sayfalık bir dilekçe gönderdiği tutanağa geçirildi.
Duruşmada dosyaya gelen evrakı okuyan Hakim Hulusi Pur, dava dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeden istendiğini ve gönderilen dosyanın savcılık tarafından incelenmesinin ardından mahkemeye geri gönderildiğini belirtti.
Söz alan şikayetçi Bukağılı ve Şimşek’in avukatı Ayfer Bayar, daha önceki duruşmada şikayetçilerin sanık Fazıl Say’ı sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden takip edip etmediğinin belirlenebilmesi için kendilerine süre verildiğini hatırlattı. Aleniyet unsuru bakımından şikayetçilerin sanık Say’ın takipçisi olmalarının gerekmediği belirten Bayar, olay tarihinde müvekkillerinin Say’ın takipçisi olmadıklarını ifade etti.
Fazıl Say’ın avukatı Meltem Akyol ise, müvekkili Say’ı ancak takipçilerinin görebildiğini belirterek, suçtan zarar görme ihtimaline binaen katılan olarak kabul edilen şikayetçiler hakkında verilen bu kararın gözden geçirilmesini istedi. Akyol, suçtan zarar görmeleri söz konusu olmayan şikayetçilerin avukatlarının beyanlarını kabul etmediğini de bildirdi.
Hakim Pur, suçtan zarar görme ihtimaline binaen şikayetçilerin katılan olarak davaya kabulüne ve kararın gözden geçirilmesi talebinin de reddine hükmetti.
Esasa ilişkin beyanda bulunan şikayetçilerin avukatı Ayfer Bayar, sanık Say’ın twitter hesabının herkese açık olduğunu ve arama motorlarında arayan herkes tarafından ulaşılabilir olduğunu kaydederek, sanık avukatının ”halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçundan savunma yaptığını, oysa Say’ın, ”dini değerleri alenen aşağılamak” suçundan yargılandığını, cezalandırma için suçun kamu barışını bozmaya elverişli olmasının yeterli sayılacağını ve Türk hukuk sisteminin kişileri ”ünlü-ünsüz” diye ayırmasının söz konusu olmadığını savundu.
Avukat Bayar, ”Sanığın sözleri, fikir ve düşünce içermekten uzaktır. Söz ve içerikleri incelendiğinde, kaba küfür, hakaret içermektedir. Söylenenler düşünce bile değildir” ifadelerini kullandı.
Şikayetçi avukatlarından Gülcan Karakaş da, ”Sanığın neye inanıp neye inanmadığı bizi ilgilendirmez. AİHM içtihatlarına göre, ifade özgürlüğünün suç sayılabilmesi için şiddet içermesi aranmaktadır. Ancak dini değerlere yönelik ifadelerde ise, eylemin şiddet içermesi aranmayıp o değerlere inanan insanların aşağılanması ve incinmesi yeterli görünmektedir” dedi.
Duruşmada dosyaya 25 sayfadan oluşan yazılı beyan sunan şikayetçi Ali Emre Bukağılı da, sanığın bu dava açılmadan önce Türk milletinin manevi değerlerine yönelik eylemleri olduğunu ve bu dava açıldıktan sonra da hakaret içeren eylemlerine devam ettiğini savunarak, Say’ın basına yansıyan, Başbakan’a yönelik ”sanatçısını korumuyor herif” ve Kültür ve Turizm Bakanı’na yönelik de ”kes zırvalamayı” ifadelerini de örnek olarak gösterdi.
Bu beyana Say’ın avukatı Meltem Akyol tarafından itiraz edildi. Akyol, Bukağılı’nın dava dışı konularda beyanlarda bulunduğunu belirterek, bunların dikkate alınmamasını talep etti.
Bukağılı’nın beyanlarını tutanağa yazdıran Hakim Hulusi Pur ise, ”Şikayetçinin söyledikleri, sanığın kişiliğini değerlendirmek için önem arz ediyor. İki tarafı da değerlendirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
-Say’ın otistik olduğu şüphelerine yönelik iddia-
Duruşmada beyanlarına devam eden şikayetçi Bukağılı, şunları söyledi:
”Say’ın durumu, normal, görünen bir durum değil. Şüphe uyandırıcı bir durum. Otizm hastası olduğu yönünde şüpheler var. Tekirdağ Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi Başkanı, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Necate Baykoç Dönmez’in de bu yönde beyanları vardır. Sanığın otizm hastası olduğu yönünde şüpheler vardır. Medyaya yansıyan bu beyanları da delil olarak sunduk. Zaten bu hastalık, piyano çalmak, müzik yapmak gibi becerileri içeriyor. Eğer öyleyse, ceza alması için vicdansız bir talepte bulunmak da istemem. Fazıl Say’ın cezai sorumluluğunun ortaya çıkarılmasını talep ediyorum. Belki ceza almasına gerek kalmaz.”
Bukağılı’nın sözlerine karşılık konuşan Say’ın avukatı Meltem Akyol ise, ”Bu benim müvekkilimin kişiliğine hakarettir. Haklarımı saklı tutuyorum. Profesör, müvekkilim Say’ı inceleyip teşhis mi koymuştur. Böyle bir şey kabul edilebilir mi- Her gazete haberi burada tartışılabilir mi-” diye sordu.
Avukat Akyol, müvekkilinin hiçbir ifadesinde aşağılama ve saygısızlık olmadığını savunarak, ”Fazıl Say, fikirlerini takipçileriyle paylaşmıştır. Gazetelerde çıkan haberler ünlü olmasıyla ilgili değil, bir fikrin yargılanmasıyla ilgilidir. Retweet edilen Hayyam’ın her yerde okunabilecek bir dörtlüğüdür. Müvekkilimin yazdığı bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
Davaya ilişkin ara kararını okuyan Hakim Hulusi Pur, sanık Fazıl Say’ın cezai ehliyetinin ortaya çıkarılmasına yönelik talebin, dosya içinde Say’ın otizm hastası olduğu yönünde bir delil ve iddianın bulunmaması nedeniyle reddine hükmetti.
Taraf avukatlarına beyanda bulunmak üzere süre veren Pur, duruşmayı 15 Nisan 2013 tarihine erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, sosyal paylaşım sitesi twitter’de yazdığı bazı yazılarda, ”halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunu işlediği gerekçesiyle Fazıl Say’ın, ”halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak” suçundan 1,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyordu.