Daha önceki yazımda da belirtmiştim; Terim’in arkasında ikinci bir alternatifi olmadığı için Aysal’a karşı hamle sıkıntısı yaşıyordu… / NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın yazısı;
Bunun önemli avantajı; Terim’in konsantre olarak sadece başarıya endeksli olma mecburiyeti onun tüm benliğini saha içine verip, başarıyı da beraberinde getiriyordu…
Ve ‘ego’ cepte kalıyordu…
Ta ki Ulusal Takımın ona teklif yapmasına kadar.
Önce alternatifini buldu… Romanya galibiyeti ile de konuşacak ortamı yakaladı…
Ve…
“Ancak, birilerinin içi rahat etsin ya da etmesin diye de imza atacak halim yok.” diyerek Aysal’a karşı tepkisini ortaya koymuştu… Bu Terim için önemli, ayrıca da yanlış çıkıştı…
İşte bu çıkış Terim’de ki egonun tavan yaptığı andı.
Terim’in en büyük açmazı; entelektüel olarak kendine yatırım yapamamasıdır. Davranış olarak ortaya koyduğu tepkilerdeki hata onun en büyük sıkıntısıdır.
Ego tavan yapınca; Ulusal Takım içinde, Galatasaray içinde tehlikeli süreç başlamış oldu…
İlk faturayı Real kesti…
Real’in kadrodaki sıkıntıları tespit etmeden kendine göre oynamaya çalışması farkın başlıca nedeniydi.
Arbeloa’nın sol bek ve önünde isco’nun oynatılması Galatasaray için hücum avantajı olması gerekirken; Burak yerine Selçuk’un oraya kayması ile ortada Melo’nun yalnızlığı büyük bir taktik hatası olmuştu.
Bu bir örnekti.
Diğer taraftan; Aysal ile bilek güreşi daha da sonuç alabilecek şekilde devam etmektedir…
Aysal’ın toparlayıcı açıklamaları ve teknik heyetine sahip çıkma yorumları; stratejik olarak tepkileri, özellikle seyirci tepkilerini giderdikten sonra, Terim hakkında daha rahat karar vermeyi hesaplıyor…
Toparlayıcı açıklamanın içindeki ” Tek kişiyi suçlamak doğru olmaz…” yorumu ise tamamen Terime bir göndermedir.
Bu süreci hep beraber takip edip sonucunu göreceğiz…
Türkiye futbolu şu anda Fatih Terime endekslenerek sonuç alınmaya çalışılıyor. Tabi ki; bu yük onun içinden çıkabileceği kadar kolay değil… Sorumluluk etrafındaki çözüm stratejileri “Kutsal Abi” formülünde ki” arabesk” yapıda olduğu sürece analitik bir metot ortaya koyması imkansız hale gelmektedir.
Rekabet; sadece Terim ile Terim’in mücadelesi halinde olursa; tüm başarılı teknik adamlar da kebapçılık yaparak yaşamlarını devam ettirmeye çalışırlar…
İşte Milan…
Terim’in görevine son verip, çiçeği burnundaki Ancelotti’yi göreve getirerek ne kadar doğru karar verdiğini ortaya koymuştur…
GS Arena’da buna herkes şahit oldu zaten…
İtalya’da kravat almanın yanında bilgi almakta gerekirdi…