Futbolda Yabancı Hayranlığı
Öncelikle yazıma, yabancı futbolcuya karşı olduğumu ve yabancı futbolcu oynatmanın zorlaştırılması taraftarı olduğumu belirterek başlamak istiyorum.
Süper ligde yabancı sayısını arttıran ve Bank Asya 1.Lig’in de bile yabancı transferine izin veren zihniyete, 31 Aralık 2009 tarihli Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) nüfus sayımı sonuçlarına göre, Türkiye nüfusunun 43 milyonunun 0-35 yaş aralığında olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca futbol altyapısının oluşturulduğu 10-14 yaş arasında da 3 milyon 336 bin 975 erkek nüfusumuz olduğunu herkesin bilmesi şart. 3 milyon potansiyel futbolcu adayı erkek nüfustan ülke çapında üst düzey 300, Avrupa çapında 30 ve Dünya çapında 3 tane futbolcu yetiştiremiyorsak vay halimize!
Bir zihinsel performans antrenörü olarak süper ligde yabancı futbolcularla çalıştım ve yabancı futbolcuların çoğunu hem futbolculuk hem de özel yaşantı olarak takip ediyorum, Bank Asya’da her hafta en az 1 maç seyrediyorum ve diyebilirim ki yabancıların çoğunun yerine rahatlıkla Türk futbolcular oynar. Hele Bank Asya’da yabancıya kesinlikle karşıyım. Yabancılara verilen paralar sonuçta ülkemizin milli serveti. Paralarımız gereksiz şekilde yurt dışına çıkıyor.
Aziz Yıldırım, yabancı sınırlandırılması kaldırılırsa Avrupa’da başarılı olacaklarını iddia ediyor ama FB yabancı futbolcu sayısını arttırdıkça Avrupa’dan daha erken elenmeye başladı. Her zaman Türk futbolcusunun yanındayım ve bırakın 2.sınıf olmayı 3. ve hatta 4.sınıf yabancı futbolcular ülkemize getiriliyor. Ayrıca devşirme yöntemine ve Türk vatandaşı yapılan yabancılara da karşıyım. Her şey Türk futbolu ve Türk futbolcusu için olmalı. Elin bilgisi ve görgüsü düşük, futbol yeteneği ve becerisi sınırlı yabancısı gelip kral muamelesi görüyor. Evi, arabası ve eşyaları temin edilip üst düzey ilgi ile şımartılıyor. Fakat Türk futbolcusuna aynı muamele yapılmıyor. Tabii ki son dönemlerde ülkemize gelen Hagi, Anelka ve Guti gibi yabancıları istiyoruz. Çünkü bu tip futbolcular, sadece oyunlarıyla değil kariyer ve karakterleriyle de iz bırakıyorlar.
Geçenlerde basında çıkan bir haber dikkatimi çekti. Haberde diyordu ki “F.Bahçe’de gözden düştüğü için morali bozulan Bilica, doğurmak üzere olan karısına bile aldırmıyor, iki gündür evine uğramıyor! Sivas’ta sadece katı defansıyla ünlenen Brezilyalı oyuncunun İstanbul günlerinde yaşadıkları hiç de iç açıcı değil ve düzelmeyecek gibi gözüküyor. Okuma yazma bilmeyen, 3 evliliği, 3’ü eski 4 eşi ve 7 çocuğu olan 31 yaşındaki stoper, artık ipin ucunu kaçırdı.” Bu haber, yabancılar arasında sadece basına yansıyanı! Bizim bilmediğimiz daha neler oluyordur ve biz ülke parasını böyle insanlara veriyoruz.
Ulu Önder Atatürk “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” derken sadece yerli sporcularımızı kastetmemiştir. Sözün özü şu ki ülke futbolunu yönetenler, yabancı futbolcu konusunu tekrar ele almalı ve 10-14 yaş arasındaki 3 milyon erkek nüfustan nasıl elit futbolcu yetiştireceklerini düşünerek ülke genelindeki alt yapı palavrasına çeki düzen vermelidir.
Ersin Afacan