Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisi AKP’nin grup toplantısında yaptığı konuşmada BDP’ye sert sözlerle yüklendi. Erdoğan ayrıca Mardin’de polisi şehit eden teröristlerle bugün çatışma yaşandığını açıkladı.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ülkede AK Parti’nin her iki kişiden birinin oyunun alırken, hiç kimsenin çıkıp da ”bu bölgenin, şu etnik grubun, şu ırkın partisi biziz” diyemeyeceğini söyledi.
”Benim aziz milletim, ırkçılığın şeytani bir duygu olduğunu çok iyi biliyor, ırkçı siyasetle arasına mesafe koyuyor” diyen Erdoğan, milletin, 75 milyonu bir ve beraber olarak kucaklayan, 75 milyonu bir ve kardeş gören AK Parti’ye her seçimde artan oy oranıyla teveccüh gösterdiğini kaydetti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
”Bugün çıkıp da ‘şu ırkın, şu etnik kökenin temsilcisi biziz’ diyenler, Türkiye’yi 2002 öncesine götürmek, Cumhuriyet döneminde zaman zaman yaşanan yanlışları tekrar tekrar yaşatmak özlemi içinde olanlardır. Vesayet sistemi AK Parti ile birlikte çökerken, bazı siyasi partilerin baskıyla, sindirmeyle yasaklamayla, tehditle yeni bir vesayet üretme çabasına girişmesi beyhude bir çabadır. CHP’nin tek parti zulmünü iliklerine kadar yaşamış bu millet, doğuda, güneydoğuda yeni bir CHP zihniyetinin oluşmasına da müsaade etmeyecektir. Biz BDP’ye bu yeni süreçte sağduyulu olması, soğukkanlı olması ve cesur davranması yönünde tavsiyelerimizi ilettik ve iletiyoruz. Siyaset, baskılara karşı cesur bir duruş sergilemekle başarıya ulaşır. Siz aklınızı icraya mı verdiniz- İradenizi kiraya mı verdiniz- Madem siyaset yapacaksınız, bunu onurunuzla yapın. Kendi iradenizi ortaya koyun. ‘Yok şuradan talimat gelecek, yok buradan talimat gelecek, o talimatı beklememiz lazım.’ Sen nesin o zaman- Sen nesin- Şu parlamentonun altında o zaman ne işin var- Siyaset zor zamanda zor kararları almakla çözümün bir aracı olabilir. Kendi fanatik kitlesini mutlu etmek, tatmin etmek için sorumsuzca açıklama yapan siyaset, gün gelir gerçekle yüzleşir ve mahkum olur.
Biz BDP’nin daha en başından itibaren öldürmenin değil, yaşatmanın yanında durmasını bekledik. Terörü, teröristi, teröristin öldürme hakkını savunmasını değil, yaşama ve yaşatmak hakkını savunmasını bekledik. Bakıyorsunuz, bu yeni süreçte de devam eden çözüm sürecinde de kendi fanatik kitlesine şirin görünmek kaygısıyla teröristin öldürme hakkını savunuyor. O terörist Mardin’de polisi alçakça şehit ederken, güvenlik güçlerinin operasyonlarını eleştirmek, samimi bir duruş değildir. Şu anda işte o polisimizi şehit edenlerle, o dağlarda polisimiz çatışma halinde. Ne yapacağız, çatışmayacak mıyız- Onların izlerini sürmeyecek miyiz- O polisimizin kanını yerde mi bırakacağız- o şehitler, o 1,5 yaşındaki Musab’ın gözyaşlarını biz ne yapacağız- sonuna kadar onun izini sürmeye, onlara gereken cevabı vermeye mecburuz, bu bizim sorumluluğumuzdur. Elinde silah dağlarda bizim askerimize namertçe pusu kuranların hakkını savunmak, onlara yönelik operasyonu eleştirmek çözümü isteyen bir tavır değildir.”
Başbakan Erdoğan, çözümden yana olduklarını ifade ederek, ”Çözümden yanayız derken de kusura bakmayın, terör estirenler, bu çözüm sürecini baltalamak isteyenler bizden anında cevabını alırlar. Samimiyseniz, dürüstseniz bırakırsınız silahları, bu ülkede yaşamak istemiyorsanız, gitmek istediğiniz ülkeye de gidersiniz. Bu konuda da gerekli güvenceyi verdim, açıkladım. Daha önce sınırlarda yaşanmış olanları yaşatmamak için elimizden geleni de AK Parti olarak yaparız. Ama bu milletin huzurunu, refahını kimsenin gölgelemeye hakkı yoktur” dedi.
Başbakan Erdoğan, Paris’te suikast olur olmaz devleti, hükümeti itham etmenin de aynı şekilde ilkeli bir duruş ve ilkeli bir siyaset olmadığını söyledi. Paris’teki olayın aydınlanmasına, faillerin tespitine ilişkin umudun çoğaldığına inandığını belirten Erdoğan, olay aydınlatıldığında, daha ilk andan itibaren Hükümeti ve devleti itham edenlerin mahcup olacağını, özür dileyeceğini ve gerçekle yüzleşmek noktasında yeni samimiyet testine maruz kalacaklarını kaydetti.
”Biz samimiyeti arıyoruz” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
”Sorumluluk mevkiindeyiz. Samimi olanlarla bu işler konuşulur, samimi olmayanlarla neyi konuşacağız- Bize samimi görünenler geliyor, konuşuyoruz, ‘peki, buyurun’ diyoruz kendilerini adaya gönderiyoruz. Açık açık söylüyorum. Sen adadan döndükten sonra zehir zemberek açıklama yaparsan olmaz. Seni ortaya gönderen bir Başbakan’a, ‘Kürt kardeşlerime bu Başbakan bomba yağdırıyor’ dersen olmaz. Biz Kürt kardeşlerimize gönlümüzü açtık onlara bomba yağdırmadık, biz teröristlere bomba yağdırdık. Bugün de yarın da teröristlerle bu mücadelemiz aynen devam edecektir, orada taviz yok. Kararlılığımız orada aynen devam edecek.”
Erdoğan, 2002’de AK Parti ile başlayan normalleşme sürecini büyük bir kararlılıkla bugünlere getirdiklerini söyledi. Daha kat edilecek uzun bir mesafe olduğunu belirten Erdoğan, bir yandan sorunları tek tek çözmeye, bir yandan anlayışları değiştirmeye devam edeceklerini kaydetti. Erdoğan, Türkiye’nin 2002 öncesine, vesayet, asimilasyon ve inkar günlerine, baskı ve işkence günlerine dönmemesi için her tedbiri aldıklarını, bu noktada genç nesillere de güvendiklerini ifade etti.
”Statükoyu savunan, geçmişi özleyen, karanlığa alışmış ve aydınlıktan gözleri kamaşan partilere rağmen biz ısrarla değişimi, aydınlığı, kardeşliği ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz” diyen Erdoğan, bu konuda hiç kimsenin endişesinin olmamasını istedi. Başbakan Erdoğan, ”Kazanan mutlaka ve mutlaka kardeşlik olacaktır, hiç endişeniz olmasın” dedi.
Erdoğan, milli birlik ve kardeşlik projesinin er ya da geç neticesini bulacağını ve kendilerinin de oradan o bekledikleri neticeyi alacaklarını belirtti.