EkonomiManşet

Ya Balon Patlarsa?

Bali

eg altsayfaNationalTurk yorumcularından Emre Göllü’nün son günlerdeki ekonomik durumda yaşanan ilginç gelişmeler ile ilgili görüşleri.

Yaz mevsiminin sıcaklığını geride bıraktık, sonbaharın hüznünü ve serinliğini yaşıyoruz ancak ekonomimiz, sıcak para girişiyle mevsim geçişine nazire yaparcasına ısınıyor.

Özellikle son on yıllık dönemde ekonomik yapımızın kanıksadığı yüksek faiz ve düşük kur politikasının tetiklediği sıcak para, teşbihte hata olmaz misali Lale Devri benzeri dönemleri bize yaşattı. Bu dönemlerde ekonomimiz büyüyordu, piyasalar coşuyordu, yabancı sermaye ülkemize oluk oluk akıyordu, bolluktan geçilmiyordu. Deyim yerindeyse yok yoktu. Madalyonun bir yüzü bu şekildeyken, diğer yüzünde ise daralan yerli üretim, kronikleşen işsizlik, bozulan gelir dağılımı sorunları bulunmaya devam ediyordu.

Bu yılın ilk yarısını esas alan verilere göre ülkemizde ekonominin büyüklüğü son krizin öncesindekine ulaştı. Aslında yıllardır kanıksadığımız, benim sinüs eğrisine benzettiğim şekildeki inişli çıkışlı performansta sinüs eğrisinin bu sefer daha yüksek bir genlikle yukarı çıktığını yani iyileşmenin geçmişteki krizden çıkış dönemlerine göre daha yavaş gerçekleştiğini gördük. Bu iyileşmenin sonucunda ekonomide çarkların yeniden dönmeye başladığı söyleniyor. Elbette ki ekonomideki canlanma sevindirici ancak gerçekleri de gözardı etmemek gerekiyor kanımca. G20 ülkelerinin yılın ilk yarısındaki ekonomik büyüme oranlarına bakıldığında Türkiye, yüzde 10,3’lük büyüme oranıyla Arjantin’in ardından ikinci sırayı Çin ile paylaştı. Kâğıt üzerinde son derece memnun edici bir gösterge yakalanmakla birlikte işin aslına bakıldığında bu yüksek büyüme oranının aslında baz etkisinden kaynaklandığı görülüyor.

Madem ekonomimiz böylesine dünya çapında yüksek sayılan bir oranda büyüyor ve çarklar dönüyor, bunun etkisi neden istihdama yansımıyor? İşsizlikteki azalmanın, tarım ve turizm sektörlerinin dönemsel etkisine bağlı olarak gerçekleştiği ortada. İşsizlik sorunun kalıcı çözümü nasıl sağlanacak? Ekonomimiz önemli oranda büyüyor büyümesine de bu büyümenin olumlu etkisi, halkımızın yaşam standardına ve refahına yansımıyor bir türlü nedense. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı, Türkiye Kamu-Sen’in araştırmasına göre 2966,22 TL’ye ulaşmış durumda. Kaç ailenin kazancı bu meblağa ulaşıyor?

Bu sorular öncelikle yanıt bekliyor bana göre. Hesaplamaların sonucunda elde edilen rakamlarla günlük hayatın içindeki gerçeklerin birarada ortaya koyduğu sonuç, ekonomimizin çarpık bir şekilde büyüdüğünü açıkça ortaya koyuyor. Yıllardır bozukluğundan şikayet edilen gelir dağılımında düzelme bir yana tepedeki azınlık ile tabandaki çoğunluk arasındaki makas git gide açılıyor.

Ayrıca, ekonomimizin son on yıllık dönemdeki popüler kavramlarından biri olan cari açık da hızla artıyor, yani sıcak paranın bu kısır döngüsüne kendimizi yine mahkum ediyoruz ama diğer yandan da sahte bir Lale Devri’ni yaşamaya başlıyoruz. Nereye kadar? Balon şişiriliyor ama şişkin kalması sağlanamıyor, balon sönmeye başlayınca dışarıdan verilen kuvvetli bir nefesle yeniden şişmesi sağlanıyor ama ya fazla şişen bu balon patlarsa? Ne olacağını şimdiden düşünen var mı acaba?

NationalTurk World Son Dakika

Emre Göllü

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 51) Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 53)
Maçlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu