CHP’de yaklaşan olağanüstü kurultay öncesi ulusalcı kanadın güçlü ismi Emine Ülker Tarhan, tasfiye tehditleri, kurultay takviminin dar zamana sıkıştırılması ve delege pazarlıklarının umutlarını körelttiğini söyledi.
Anadolu Ajansı’na açıklamalarda bulunan CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Türkiye’nin, “başkanlık sistemi” adı altında bir rejim değişikliği endişesi yaşadığını savunarak, bu süreçte, muhalefetin buna karşı çıkacak bir gücünün olmadığını söyledi. Muhalefetin bir politikasının olmadığını iddia eden Tarhan, cumhurbaşkanı seçim sürecinde yaşanan hezimetin, geleceğe dair umutları azalttığını belirtti.
“CHP’nin, yeniden güç toparlaması, rota çizmesi, daha güçlü bir mücadele sergilemesi ve iktidar alternatifi olması için yenilenmesi gerekiyor. Yeni bir kadroyla hareket etmesi ve zihniyetini değiştirmesi gerekiyor” diyen Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kurultay kararının, 15 günlük sürece sıkıştırılmış olması umutlarımızı köreltmiyor değil. Neden? Çünkü, ‘küçük olsun benim olsun’ anlayışı her zaman eleştirilen bir anlayış. Tasfiye tehditleri, çok dar bir zamandaki kurultay hesapları ve delege pazarlıkları ne yazık ki geleceğe dair umutlarımızı köreltiyor. CHP açısından, birlik, beraberlik, dostluk ve yeni bir anlayışla iktidar umudunu riske atıyor bu anlayış.
-“Derdim koltuklarla, kişilerle değil, zihniyet sorunu var”
CHP’nin bu yönetim anlayışının değişmesi gerektiğini öne süren Tarhan, şunları kaydetti:
“Benim derdim kesinlikle koltuklarla, kişilerle değil. Bir zihniyet sorunu var partide. Bunun değiştirilmesi gerekiyor. Çünkü bir bilinç erozyonu yaşandığını hissediyorum, ilkelerden, değerlerden ve gelecek vizyonundan bir kopuş olduğunu görüyorum. O nedenle bununla mücadele etmek gerekir. CHP’nin iktidar olması için kesinlikle bu yönetim anlayışı değişmelidir. Ben kurultaya, yönetim gölgesi düşmemesi için Sayın Genel Başkan’ın makamı terk ederek bir kurultay kararı alması gerektiğini söylemiştim ancak onun gerçekleşmediğini de üzüntüyle izliyorum.”
-“Bu çok incitici”
Adaylığı konusunda, parti kamuoyunun yoğun talebinin bulunduğunu dile getiren Tarhan, özellikle kadınlardan ve gençlerden çok büyük destek aldığını söyledi.
Tarhan, genel başkanlığa aday olup olmayacağı konusunda, “Partimizin ve ülkemizin geleceği için arkadaşlarımla değerlendirmeler yapmaya devam ediyorum. Bu olağanüstü koşullarda akıl ve sağduyu öne çıksın istiyorum. Bu değerlendirmeler sonrasında kamuoyuna açıklama yapacağım” dedi.
“Benim gibi, ilke, değerler uğruna mücadele eden, iktidar alternatifi olmak için halka samimiyet hissettirilmesi gerektiğini düşünen insanlara ‘AKP’ye çalışıyor’ dediler” ifadesini kullanan Tarhan, şöyle devam etti:
“Bu çok incitici. Özellikle partide omuz omuza çalıştığımız parti yöneticilerinden bu tür suçlamaların gelmesini çok incitici buluyorum.
-“Asıl AKP’ye çalışanlar…”
“Asıl AKP’ye çalışanlar kimler biliyor musunuz? Lüks restoranlarda ahkam kesen ve halkı bu şekilde ikna ettiğini zanneden insanlar, yöneticiler” diyen Tarhan, “Gezi olayları sırasında, sokaklarda gençleri korumak için bizler gaza boğulup, o mücadelenin bir parçası olurken, yönetim odalarında çay, kahve içip solculuk yapmaya çalışan insanların, bize solculuk yada CHP’liliği öğretmeye çalışmasını şaşkınlıkla izliyorum” değerlendirmesinde bulundu.
İkna etmeyi, seçim çalışması yapmak, otobüs gezdirmek olarak algılayan anlayışın, iktidara çalıştığını düşündüğünü belirten Tarhan, şunları kaydetti:
“Bizim çalışmadığımızı söyleyen bazı insanlar, yöneticiler… Meclis basıp, kadın gazetecilere şiddet uygulayanlar var, şampanya patlatanlar var. Asıl AKP’ye çalışanların bu tür yöneticiler olduğunu düşünüyorum. Bizim kendimizi ispat etme zorunluğumuz yok. Cumhurbaşkanlığı sürecinde beni aday gösteren ve destek veren, bu dönemde de beni Mustafa Kemal’in koltuğuna layık gören her kesimden insana çok teşekkür ediyorum.”
-“Tıpış, tıpış onur kırıcıydı”
Tarhan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olarak gösterildiği gün, partinin zihinsel olarak bölündüğünü, insanların isteksiz sandığa gittiğini ileri sürdü.
“Tıpış, tıpış sandığa gideceksiniz” ifadesinin onur kırıcı olduğunu savunan Tarhan, “Çünkü herkes heyecanla sandığa gitmek ister, bizim parti emekçilerimiz, seçmenlerimiz her zaman o duyarlılığı göstermiştir. Sadakatle sandığa gitmişlerdir” diye konuştu.
Tarhan, “Bu başarısızlığın, hezimetin nedenini kendilerinde arayıp sorgulamak yerine, birkaç milletvekili çalışmadı demek doğru değildir. Hepsi görevlendirilmişti, Meclis Genel Kurulu’nda görevliydiler. Bunun bir kolaycılık ve hedef saptırma olduğunu düşünüyorum. Belki de bir sonraki tasfiye sürecinin işaretleri” dedi.
-“Tasfiye edilme tehdidi”
CHP’den tasfiye edilme tehdidiyle karşılaştıklarını belirten Tarhan, şunları ifade etti:
“Ben, CHP’nin hiç kimseye ait olmadığını, bir direnci, devrim ruhunu ve vizyonu temsil ettiğini düşünüyorum. Bu kurultayın çok sorunları da olsa… Çok büyük sorunları var çünkü, hem süreç, hem anlayış, hem delege pazarlığı açısından. Türkiye’nin geleceğinin bunlarla karartılmasından endişe ediyorum. Bu açıdan sorunludur ancak ben her halükarda CHP’nin bu süreçten birlikte, büyümeyle ve iktidar hedefiyle çıkmasını istiyorum.
Tarhan, kendisi aday olmaması durumunda, başka bir adayı destekleyip desteklemeyeceği konusunda, “Görüşmelerimiz sürüyor, bu zihniyeti çözmek adına gerekli değerlendirmeleri yapmaya devam edeceğiz” dedi.