Gezi Parkı direnişi sırasında başına biber gazı fişeği isabet eden 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümü ülkeyi yasa boğdu. Radikal Blog’dan Kemal Bozkurt’un yazısı;
Bugün ekmeksiz günümüzdür.
Geçmez boğazımızdan su bile. Durur ağzımızın içnde öylece…
”Sanki doğduk bir anadan” diye devam edip gider Avusturya İşçi Marşı.
Ve hakikat gerçekten de böyledir. Yoksa nasıl hissederiz Berkin’i kendi kardeşimiz gibi…
Uğur’u…
Ceylan’ı…
Onlar yanınca biz de yanarız…
Yanmaz mıyız?
Yanmadık mı?
Ekmek 1 lira işte ve hayatımızın ederidir.
1 ekmektir derdimiz ve o da ölümle cezalandırılır bu topraklarda.
Burası çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler denilen topraklardır.
Ve devlet şeker değil ama gaz verir çocuklara.
Aferin devlet sana aferin. Dün Berkin kendini yalnız hissetsin diye saldırmıştın, hastane önünde ona can olmak için bekleyenlere.
Şimdi sen yalnızsın…
Ama yarım bıraktığın işi de tamamladın! Eksik kalmasın katliamların.
Siz katiller, hafızasını yitirenler, hatırlamıyormuşsunuz nasıl vurduğunuzu Berkin’i.
Zaten siz değil biz unutmamalıyız. Biz hatırlamalıyız…
Berkin’i taşımak zordur. Ağırdır çocuklarımızın cesetleri. Dünyanın en ağır yükü masumlukla yüklüdür…
Ve siz, zalimler; köksüz avm’leriniz için keserken tüm ağaçları, Berkin kökleniyordu bu topraklarda…
Biz artık ekmek değil umut yiyeceğiz, umutla besleneceğiz…
Bir kez daha uçurtmayı vurdular. Uç çocuk uç…
Sadece kendine ağlayanlar, unutsun başkasının gözyaşlarını. Unutsun Berkin’in gözlerini…
Ah çocuk ah! Şimdi okudum yazdığın tek tivitini. Aşkla gitmişsin meğer. Aşkolsun sana çocuk aşkolsun…
Bugün ellerimiz değil ama gözyaşlarımız yazar tarihi. O da akıp gider, yol olur…
Berkin’e yol olsun gözyaşlarım…
Aşkolsun…