Dünya sinemasına unutulmaz filmler armağan eden Theo Angelopoulos’un Atina yakınlarındaki evi, yaşanan yangın faciasında, yönetmenin bütün çalışmaları ve notları da dahil olmak üzere, küle döndü.
filmloverss.com’un haberi;
1935 yılında Atina’da doğan Theo Angelopoulos, imzasını attığı nevi şahsına münhasır sinema kariyerinin son durağında, 24 Ocak 2012’de sette yaşadığı trafik kazası sonucu yaşamını yitirmiş ve kendisinden geriye çektiği filmler, aldığı notlar, çeşitli yazışmaları, belgeleri ve mektupları kalmıştı. Yönetmenin, evinde henüz gün yüzüne çıkmamış ve derinlemesine incelendikten sonra sadece Yunan sineması için değil dünya sineması için de ufuk açıcı olacağına hiçbir şüphe olmayan tüm bu kültürel mirası, Atina’da yaşanan felaket sonrasında adeta küle döndü. Son olarak en az 80 kişinin öldüğü 164 kişinin ise yaralandığı açıklanan yangın faciasında yaşanan maddi ve manevi kayıpların bu denli büyük olması oldukça üzücü.
Umutsuz bir hâlde yeni arayışların peşinde koşan insanları anlatan Theo Angelopoulos’un sinemasında bu karakterler kâh Puslu Manzaralar’da babalarını arayan iki küçük çocuk, kâh Ulis’in Bakışı’nda yeni bir anlamın peşinde sürüklenip giden bir yönetmendir. Onun filmlerinin konusu, anlamsızlık içinde anlam arayışına dönüşmüştür. Bugün ortaya çıkan acı tablo da bu durumdan çok farksız değil aslında. Şimdi de bizler küllerin içinde Angelopoulos sinemasının anlamlarını arar durumdayız.
Theo Angelopoulos’un eşi Phoebe Economopoulou, yangın sırasında henüz gelen torunuyla birlikte deniz kenarına indiklerini ve yangın sırasında hiçbir siren sesi duymadıklarını dile getirdi. Yaşanan felaketin boyutları geniş çaplı bir üzüntüye sebep olurken bir yandan da tarih boyunca, kültürel mirasın alevlerle mücadelesinin doğurduğu acı sonuçları tekrar düşünmemize yol açtı. Nitekim, bugüne dek yakılan kitaplar, filmler, mektuplar ve birçok eser çoğunlukla politik sebeplerle küle döndü ve tüm bu birikimi tekrar biriktirmenin amansız mücadelesiyle başbaşa kaldık.