Küresel ısınma ve azalan kaynaklara rağmen hızlı artışını sürdüren dünya nüfusu bugün itibariyle son olarak 7 milyarı geçiyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) 31 Ekim 2011 itibarıyle dünya nüfusunun 7 milyara ulaştığını açıkladı. Bugün doğan bebeklerle beraber dünyamız 7 milyardan fazla insanı barındıracak.
UNFPA Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huque Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa belirledikleri Türkiye’nin ‘7 Milyarıncı Bebeği’nin, insanların artık yüzde 30 daha uzun bir ömür sürdüğü, çocukların daha fazla hayatta kalabildiği, daha kentleşmiş ve önceden hiç olmadığı kadar birbirine bağlı, ancak çelişkiler ve çetin sorunların da bulunduğu bir dünyaya gözlerini açtığını’ belirtti.
Dünya Nüfusu ne kadar ?
Bu zorluklara aşılması amacıyla bir an önce harekete geçilmesi çağrısında bulunan Dr. Huque, ‘Bugün yapacaklarımız dünyanın her bölgesindeki insanların ve sonraki nesillerin ilerideki yaşamı üzerinde etkili olacak. Kadın ve erkek, kız çocukları ve erkek çocukları arasındaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılması ve kadın ve kız çocuklarına yapılan istismar ve ayrımcılığın hiçbir yerde kabul görmemesi sağlanmalı. Düyanın her yerinde kız çocuklarının erkek çocukları ile aynı eğitim fırsatına sahip olmaları sağlanmalı ‘ şeklinde konuştu.
Türkiye Nüfusu ne kadar ?
Türkiye nüfusunun da büyümeye devam ederek 2050 yılı itibariyle 100 milyona yaklaşmasını tahmin ettiklerini aktaran Dr. Huque, açıklamasında şöyle dedi: “Türkiye’nin batısında yaşayan kadınlar yaşamları boyunca ortalama olarak 1.7 çocuğa sahip olurken doğu bölgesindeki kadınlar 3.3 çocuğa sahip oluyorlar. Halihazırda, nüfusun yaklaşık dörtte biri (19 milyon) genç yaş grubundan oluşurken (10-24 yaşı) nüfusun yüzde 11’i 60 yaş ve üzerinde. 2050 yılında yaşlıların (60 yaş ve üzeri) sayısının 23 milyona ulaşmasını tahmin ediyoruz ki bu birçok ülkenin toplam nüfusundan bile daha fazla bir sayı. Artan dünya nüfusu içinde Türkiye’nin durumuna gelince… Dünyada doğurganlığın en yüksek olduğu ülke 7.2 çocukla Nijerya, en düşük olduğu ülke 1.2 ile Bosna-Hersek olarak gösteriliyor. Doğurganlık oranı Hindistan’da 2.7, G. Afrika’da 2.6, Arjantin’de 2.3, ABD’de 2.1, Avustralya’da 1.9, Brezilya 1.9, Kanada’da 1.7, Çin’de 1.6, Rusya’da 1.4, Almanya’da 1.4 olarak sıralanıyor. Türkiye’de doğurganlık oranı yani bir annenin arkasında bıraktığı çocuk sayısı 2.1 olarak belirtiliyor. Ve Türkiye nüfusunun 2023’te 81 ya da 83 milyon olacağı tahmin ediliyor.
Peki dünya nüfusu nereden gelip nereye doğru gidiyor?
Hz. İsa’nın doğumu kabul edilen miladi takvimin başlangıcında dünya nüfusu, iktisat tarihçisi Angus Maddison’a göre 230.8 milyon kişiydi. Bu sayı 1820’de 1 milyar 41 milyon oldu, 1998’de de 5 milyar 908 milyona yükseldi. & Milyar sınırı ise 1999 yılında aşıldı. 2011 yılının sonunda ise 7 milyar aşılmış olacak, 2025’te 8, 2043’te 9 milyara ulaşacak. Tabii mevcut koşullar değişmediği takdirde.
2011 yıllık süreçte kişi başına gelirde yaşanan artışa gelecek olursak…Hz. İsa döneminde, fert başına gelir, 1990 yılı ABD dolar satın alma gücü paritesine göre, 444 dolar olarak tahmin ediliyor. Bugün dünya ortalama fert başına geliri 10 bin 290 dolar tutuyor.
Peki dünyamız artan nüfusu besleyecek yeterli kaynaklara sahip mi?
Evet sahip. Dünya nüfusunun artışını besleyecek yeterli kaynak bulunuyor. Dünyada ekilmeyen toprakların yüzde 45’i Afrika’da ekime hazır halde bekliyor. Daha doğrusu tarımsal üretimin arz yönünde bir sorun yok, talep arttığı takdirde gerekli yatırım yapılırsa artan dünya nüfusunu besleyecek tarımsal alanlar bulunuyor. O halde kamu ve özel sektörün tarım alanına daha çok yatırım yapmasıyla artan dünya nüfusuna yeterli gıda ürünü elde edilebiliyor. Nüfus artışı bazı avantajların yanında sorunları da beraberinde getiriyor. Bir kere artan nüfus, ekonomik büyümeyi hızlandırıyor. Genç nüfus hem işgücünü hem de toplam talebi çoğaltıyor. Dünya nüfusunun bu günkü yaş ortalaması 29 olarak hesaplanıyor. Genç nüfus gelişmekte olan ülkelerde yoğunlaşıyor. Zengin ülkelerde yaşlanan nüfus önemli bir sıkıntı oluşturuyor. Mesela Japon ekonomisi yaşlı nüfus nedeniyle büyüyemiyor. Diğer gelişmiş ülkelerde de durum farklı değil. Özellikle Avrupa’nın varlıklı ülkelerinde yaşlanan nüfus ekonomik büyümeyi geriye götürüyor.
Buna karşın talep edilen işgücü, fakir ülkelerden Avrupa’ya ve diğer gelişmiş ülkelere doğru göçmeye başlıyor. 2050’de Avrupa’da 1.3 milyar göçmenin yaşayacağı ve göçmenlerin Avrupa’yı istikrarsızlaştıracağı ön görülüyor.
Artan dünya nüfusu içinde Türkiye’nin durumuna gelince… Dünyada doğurganlığın en yüksek olduğu ülke 7.2 çocukla Nijerya, en düşük olduğu ülke 1.2 ile Bosna-Hersek olarak gösteriliyor. Doğurganlık oranı Hindistan’da 2.7, G. Afrika’da 2.6, Arjantin’de 2.3, ABD’de 2.1, Avustralya’da 1.9, Brezilya 1.9, Kanada’da 1.7, Çin’de 1.6, Rusya’da 1.4, Almanya’da 1.4 olarak sıralanıyor. Türkiye’de doğurganlık oranı yani bir annenin arkasında bıraktığı çocuk sayısı 2.1 olarak belirtiliyor. Ve Türkiye nüfusunun 2023’te 81 ya da 83 milyon olacağı tahmin ediliyor.
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 62) Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 61)