DÜNYA KUPASI VE VUVUZELA
Hep ekonomi yazan bir yazarın spor yazması ne zordur tahmin edemezsiniz.Hele son izlediği son maç 1986 Fenerbahçe-Beşiktaş maçı olan biri için eski bir dostla karşılaşmış gibi oluyor insan.
Biliyorsunuz 11 Ağustos cuma günü Johannesburg’da 2010 Afrika Dünya kupası başladı bu kupaya Türkiye katılmadı o yüzden destekleyecek Türk halkına zayıfın yanında olma içgüdümüzden dolayı Kuzey Kore ve Yeni Zelanda’yı mı tutmalıyız bilemedik.
Almanya bana en yakın takım gibi görünüyor, zaten en son 2006 Dünya Kupası Almanya’daydı bunun ötesinde hatırlarsınız tarih kitaplarındaki gibi 2.Dünya savaşına da biz katılmadık ama Almanlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık o yüzden gönlüm Almanya’dan yana.
Cuma günü sahanın ortasında çirkin böcek figürüyle başlayan turnuvanın özellikle HD kanallardan yayınlanması ve Afrikayla aşağı yukarı aynı saatleri kullanmamız hasebiyle ilk kez saat farkı izdirabı çekmeden takip edilecek olmamız sevinç kaynağı oldu.
Her ne kadar bu yıl kriz nedeniyle ülkemizden dünya kupasını yerinde izlemeye giden sayısının en düşük seviyelerde olduğu bir dönem olsa da tv ekranlarından yeterince izleneceğine eminim.
Türkiye’deki tek yetkili Dünya kupası seyahat acentesi WTS Tour’a Güney Afrika’da Dünya kupasını yerinde izlemek için sadece 500 futbol meraklısı başvurdu.
Ülkeler kendi ev sahipliklerinde bu organizasyonu yapabilmek için inanılmaz kulisler yapıyor milyarlarca dolar yatırımla ülkelerine çekiyorlar. Peki kapitalist dünyada bu organizasyon neden önemli? Ya da Türkiye kupaya ev sahipliği yapsa neler kazanırdı? Şimdi hem katılmayarak hem de organizasyonu kaçırarak neler kaybetti?
Öncelikle bu organizasyona sahip ev sahibi ülkenin kasasına gerek direkt gerekse dolaylı yollardan hatırı sayılır paralar giriyor.
Bu yıl yayın hakları ve sponsorluklar için 3.3 milyar dolarlık anlaşmaya imza atan Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) bunun 1 milyar dolarlık kısmını kasasına koyacak..Ev sahibi ülkeye ise sadece tv yayın haklarından 3 milyar dolar yayın geliri elde edilecek. İlk defa bu yıl 3d görüntü ile bu futbol şölenini üyelerine seyrettirmek isteyen yayıncılar da FIFA’ya hatırı sayılır paralar ödedi. FIFA bu yıl turnuvaya Katılan takımlara toplam 420 milyon dolar ödenecek, şampiyon olan ülkenin payına ise 30 milyon dolar düşecek. 2003-2006 döneminde yayın hakları ve sponsorlardan rakam 2.3 milyar dolar gelir elde eden FIFA, son olarak 2006 yılında Almanya’da düzenlenen dünya kupası finalleri için tüm dünyadaki yayın haklarından ve sponsorluk anlaşmalarından 2.7 milyar dolarlık bir gelir elde etmiş ve FIFA’nın 2010 Dünya Kupası için yaptığı ticari anlaşmaların tutarı Mayıs ayı başı itibariyle 3.3 milyar dolara ulaşmıştı. FIFA’nın son dönemdeki bu gelir artışında en büyük pay sponsorluklardan ve yayın hakları satışından geliyor. İngiltere merkezli sponsorluk araştırmaları şirketi Sportscal’a göre 2007-2010 yıllarını kapsayan dört yıllık dönemde FIFA’nın toplam geliri 3.4 milyar dolara ulaşacak.
Oysa İspanya’daki 1982 Dünya Kupası için dokuz sponsor firma sadece 2.6 milyon dolardan toplam 23.5 milyon dolar ödemişti. 2002’de ise 15 resmi sponsor 25 milyon Sterlin’den (40 milyon dolar) toplam 375 milyon Sterlin (562.5 milyon dolar) ödedi. 2002’den sonra ise ana sponsorlarla iki Dünya Kupası dönemini kapsayacak şekilde sekiz yıl için sözleşme imzalandı.
FIFA’nın halen altı ana sponsoru Adidas, Coca Cola, Emirates, Hyundai-Kia, Sony ve Visa’nın her birinin iki Dünya Kupası için sekiz yılda yaklaşık 300’er milyon dolar ödediği tahmin ediliyor. Kısacası FIFA’ya ana sponsorluğun bedeli 28 yılda 60 katına çıktı.Sponsorluklara paralel şekilde yayın gelirleri de 20 yılda hızla arttı. FIFA 1978’de tüm dünyadaki yayın hakları karşılığında sadece 17 milyon dolar alabilmişti. TV Sports Market araştırma şirketinin verdiği bilgilere göre sadece 2010 Dünya Kupası yayın haklarından 2 milyar 290 milyon dolar elde etti.FIFA bu gelirlerinde artışı turnuvaya katılan takımlara yansıtmayı ihmal etmiyor.FIFA, 2006’da Almanya Dünya kupasında 32 milli takıma toplam 261 milyon dolar ödemişti. Bu miktar 2010 Dünya Kupası’nda % 61’lik bir artışla 420 milyon dolar olacak. Bu toplamın yaklaşık 380 milyon doları takımların başarısına göre dağıtılan ödüllere gidecek. Öncelikle turnuvadaki her milli takım 1 milyon dolarlık kamp ve konaklama yardımına hak kazanıyor. Sonra grup maçlarında elenenler dahil her takım başarısına göre ödüllendirilecek. Şampiyon milli takımın kasasına 30 milyon dolar girecek. Ayrıca, futbol kulüpleriyle 2007’de yaptığı anlaşmaya göre FIFA, Dünya Kupası’na gönderilen her oyuncu için de kadroda yer aldığı gün başına 1600 dolar ödeyecek. Bu tazminatların toplamı da 40 milyon doları bulacak..
İşte rakamlar bu kadar büyüyünce milyon,milyar dolarlar bu kadar kolay konuşulunca zaten krizle turizm gelirleri düşen ülkeler için Dünya kupasına katılmak ve ev sahipliği yapmak daha fazla önem kazanıyor.Artık ülkeler Dünya Kupasını ülkelerine götürebilmek için daha fazla uğraş gösterip diğer ülkelerle mücadele ediyorlar. 2010 Kupa organizasyonu düzenleme sınavına en iyi hazırlanan ve gerekli lobi çalışmalarını zamanında gerçekleştiren Güney Afrika da en büyük pay stadyum inşaatlarına ayrıldı.Kapasitesi: 88 bin kişi olan ve final maçının oynanacağı Johannesburg’daki SOCCER CITY için 212 milyon dolar ,Cape Town ‘daki GREEN POINT için 400 milyon dolar,kapasitesi 70 bin kişi olan Durban MOSES MABHIDA stadyumu için 260 milyon dolar,kapasitesi 45 kişi olan Bloemfontein FREE STATE için 40 mlyon dolar, PETER MOKABA Polokwane stadyumu için 97 milyon dolar ,ELLIS PARK Johannesburg için 32 milyon dolar,Pretoria kentindeki LOFTUS VERSFELD için 14 milyon dolar ,Port Elizabeth kentindeki NELSON MANDELA BAY stadyumu için 135 milyon dolar ,Neslpruit kentindeki MBOMBELA için 120 milyon dolar ve Rusterburg kentindeki ROYAL BAFOKENG stadyumu için 20 milyon dolar harcandı.Bazı stadyumlarda ise yenileme çalışmaları yapıldı toplam stadyum inşaatları için 1.2 milyar dolar, altyapı yatırımları için de 962 milyon dolar harcadı ve bugüne kadar Güney Afrika’nın 2010 Dünya Kupası için toplam yatırımı yaklaşık 2.5 milyar dolara kadar yükseldi. Yatırım deniliyor çünkü yatırımda amaç cepten çıkan paranın fazlasıyla geri dönmesi olayıdır.FIFA da organizasyonun eksiksiz gerçekleşebilmesi için 700 milyon doları Güney Afrika’da olmak üzere toplam 1.2 milyar dolar harcamayı taahhüt etti.Güney Afrika 2010’a dair en büyük beklentilerden biri de ülkenin bir turizm patlaması yaşamasıydı. Beş yıl önceki tahminlere göre Dünya Kupası’nı izlemek için ülkeye 1 milyon yabancı turist gelecekti. Ancak, 2008’den beri dünya ekonomisindeki durgunluk ve Güney Afrika’daki güvenlik sorununa dair endişeler bu rakamı aşağı çekti FIFA’nın Mayıs ayındaki tahminine göre Güney Afrika’ya gelecek turist sayısı yarım milyon civarında olacak. Turizm gelirleri,konaklama,alışveriş,eğlence,taşımacılık,reklam,sponsorluk ve diğer yaklaşık 40 ana gelir kalemini etkilemesi beklenen bu dev pastada Güney Afrika’nın 7 milyar civarı gelir elde etmesi bekleniyor.
Sponsorluk demişken forma,şapka,tv vs gelirlerine ilave bu yıl birde otomobil üreticileri bizzat 2010 Dünya Kupası için özel üretim araç arzederek farklı bir yol izledi.Opel, küçük hatchback modeli Corsa’nın Almanya pazarına özel bir modelini satışa sundu.Opel’in ardından Vauxhall ve Smart’ta Dünya kupası için özel araç tasarlayıp satışa sundular ve FIFA’ya araç başına hatırı sayılır rakamlar ödüyorlar.
Şampiyonun 30 milyon dolar,Finalistin 24 milyon dolar,Yarı finalistin 20 milyon dolar,Çeyrek finalistin 18 milyon dolar,İkinci tura kalan takımlara 9 milyon dolar,Birinci turda elenen takımlara ise 8 milyon dolar kazandıran bu ünlü müsabakada Türkiye, 2006’da olduğu gibi bu yıl da kupaya katılamadığı için Türk Milli Takımı oyuncuları Güney Afrika’da sahaya çıkıp yeteneklerini sergileme imkanından yoksun kaldı. Böylece daha büyük takımlara transfer olma olanaklarından biri kapandı.Mesela 22 yaşındaki Arjantinli oyuncu Lionel Messi 80 milyon euro ile kupanın en çok kazanan oyuncusu konumunda.. 25 yaşındaki Portekiz’li oyuncu Cristiano Ronaldo 75 milyon euro,Hernandez 65 milyon euro,ingiltereli oyuncular Wayne Rooney (24) 53 milyon euro,Stevan Gerrard 50 milyon euro alması sporcularımızın önemli bir kaybı.Sporcularımızın orda isimlerinin duyulması bile ülkemiz için önemli bir şans olabilirdi. Bunun yanı sıra Türk Milli Takımı’nın sponsorları da bir ay boyunca yapacakları tanıtım ve reklam çalışmalarını çöpe atmak zorunda kaldı.Türkiye Turnuvaya sadece katılıyor olsaydı sponsor gelirlerinden 20 milyon dolar,yayıncı gelirlerinden 25 milyon dolar,forma ,bayrak ve textil ürünlerinden 75 milyon dolar,kriz ve israil gibi faktörlerden dolayı geliri zaten düşen turizm gelirlerinden 15-20 milyon dolar ve Turizm Bakanlığının cebinden para ödeyerek global tv kanal reklamlarının kat kat fazlasının bu şekilde yapılacağı,tv satış gelirlerini de ilave edersek yaklaşık yarım milyar dolarlık pastayı kaçırmış durumda.Türkiye’nin böyle bir organizasyona katılması değilde bizzat ev sahibi olması ise yaklaşık 7 milyar dolar civarında katkıyı kaçırdığımız sonucunu doğuruyor.
Son olarak gelelim yazının başlığı olan vuvuzelaya.Vuvuzela “yerliler arasında haberleşme aracı” olarak kullanılan boru sesi veren bi alet. Sesi o kadar kötü ki maçı dayanılmaz bir hale sokabiliyor. Tv ‘yi kapadıktan sonra bile hala rahatsızlığı kulağımda. Ne bir tezahürat ne de ıslık duyuldu maçlarda.İkide bir odada sivri sinek aramak da cabası. Hatta bence Afrika ülkeleri oyuncuları hariç diğer takım oyuncularını olumsuz etkileyecek kadar kötü bir sesi var. Şu anda 2010 dünya kupasını izleyen herkes bu kupada da bu rahatsız edici Vuvuzela sesinin devam edip etmeyeceğini merak ediyor. Bu boru hakkında FIFA toplantılar dahi yapıyor olsa da bunun yasaklanmayacağı, bu borunun o halkın bir parçası ve motifi olduğu bu sebeple de yasaklamanın yapılmayacağı haberlerde geçen bilgiler. Zira basın toplantılarında dahi bu aletin kullanılması daha da beteri denilebilir.
ÖMER DEMİR
Yazarın tüm yazılarına gözat »
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 103)
hocam futbol yazısı ama gene para var içinde 🙂