Pulitzer ödüllü ünlü gazeteci Seymour M. Hersh, Suriye Guta’daki kimyasal saldırının arkasında Türkiye’nin olduğunu iddia etti.
London Review of Books sitesinde yayınlanan “The Red Line and the Rat Line” başlıklı makalesinde Seymour Hersh bir ABD’li istihbaratçıya dayanarak Guta’daki kimyasal saldırının ardında Erdoğan hükümetinin olabileceğini ileri sürdü.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Suriye’nin başkenti Şam’ın Guta banliyösünde, pek çok sivil, sarin kimyasal silah saldırısıyla öldürülmüştü. Başta AKP hükümeti olmak üzere, İslamcı basın saldırının Esad tarafından yapıldığını ileri sürmüş, ABD ve Fransa da Suriye’ye doğrudan askeri müdahale hazırlıklarına başlamıştı. Ancak daha sonra yapılan araştırmalarda saldırıyı Esad yönetiminin yapmadığı yönünde bir kamuoyu oluşmuştu.
Hersh’in makalesine göre; iddialar üzerine İngiliz istihbaratı katliamda kullanılan gazdan bir örnek almış ve bunun Suriye envanterindeki kimyasal silahlarla uyuşmadığını saptamıştı. Bu bulgu, Pentagon’da kuşkuların uyanmasına neden oldu. ABD saldırısının ertelenmesinde bu kuşkunun payı büyük.
Hersh’e bilgi veren Amerikalı istihbaratçı, Türkiye hükümeti içinde bazılarının, Suriye’de bir sarin saldırısıyla Obama’nın Esad’a karşı harekete geçirilebileceğini planladıklarını belirtiyor.
ABD’nin elinde, AKP hükümeti ile El Kaide’nin kimyasal silah işbirliği şüphelerini destekleyen pek çok rapor ve kanıt bulunduğu anlaşılıyor.Amerikan istihbaratı, El Nusra’nın elinde kimyasal silah bulunduğuna ilişkin raporlar hazırlamış durumda.Bunlardan DIA Raporu’na göre “Türkiye ve Suudi Arabistan’da üslenmiş kimyasal silah üreticileri, Suriye’de geniş ölçekli üretim için onlarca kilogram sarin malzemesi topluyorlar”. Nitekim, BM araştırmaları da, Suriye’deki kimyasal saldırılarda Esad’ın değil, muhalefetin parmağını saptamış. Hersh’in, BM kaynaklarından aldığı bilgilere göre Suriye’de gerçekleşen ilk kimyasal saldırı, Halep yakınındaki Han El Assal köyünde 19 Mart’taki olay, Suriye muhalefetinin eseri.
Hersh’in makalesinde, geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye’nin güneyinde sarin ürettiği iddiasıyla tutuklanan, ama kısa sürede salıverilen El Nusra üyeleri de anımsatılıyor.Bununla ilgili olarak, Mayıs ayında yakalananlardan Haytam Kassab adlı El Nusra üyesinin, sarin gazı üretiminden sorumlu olduğu ve Zirve İhracat adlı Türk firmasından Halit Ünalkaya aracılığıyla sarin gazı araştırması yaptığı ayrıntısı aktarılıyor.
Amerikan istihbaratının verdiği bilgiye göre Mayıs ayında, Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında Obama ile Tayyip Erdoğan, AKP hükümetinin ısrarları üzerine bir yemekte buluştular. ABD hükümetinden John Kerry ve Tom Donilon, AKP hükümetinden Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve MİT Başkanı Hakan Fidan toplantıda hazır bulunuyordu. Yemek boyunca AKP hükümeti, Esad’ın kırmızı çizgiyi aştığına ve ABD’nin artık müdahale etmesi gerektiğine Obama’yı ikna etmeye çalıştı.Ama Obama Esad’a karşı savaşmada gönülsüzdü.
Bu noktada AKP tarafının ısrarlarıyla masada havanın gerildiği kaydediliyor. Hersh’in aktardığına göre Erdoğan birkaç kere Fidan’ı konuşmaya dahil etmeye çalıştıysa da her defasında Obama Fidan’ın sözünü “We know” biliyoruz, diyerek kesti.Erdoğan bunun üzerine hiddetlendi ve “ama kırmızı çizgilerinizi çiğnediler!” diyerek Obama’ya çıkıştı. Bundan sonra, ABD istihbaratçısı, Hersh’e toplantıdaki Danilov’un sözlerini aktarıyor: “fucking waved his finger at the president inside the White House”. Danilov, sinkaflı biçimde, Erdoğan’ın Beyaz Saray’da Obama’ya parmak sallamasını eleştiriyor.
Obama ise Fidan’a üslubunu sertleştiriyor: “Suriye’deki radikallerle neler yaptığınızı biliyoruz!”.Hersh, Ulusal Güvenlik Servisi’nden bir yetkilinin bu yemeği doğruladığını, hatta yemeğin bir fotoğrafını da gösterdiğini ekliyor.
Hersh, seçimlerden önceki hafta AKP’nin Suriye planlarına ilişkin tapelerin, Erdoğan’ı savaş kışkırtıcısı şüphelisi yapan iddialarla tutarlı olduğunu da belirtmektedir.
Böylelikle Erdoğan hükümeti, El Nusra, dolayısıyla El Kaide’nin kimyasal silah elde etmesi gibi, Batı’yı alarma geçiren bir gelişmenin baş sorumluları arasında anılıyor.