Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öteden beri hilalin yerel görülmesini değil, dünyanın herhangi bir yerinden görülmesini (ihtilaf-ı metali) esas aldığını belirtti.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, “Bazı İslam ülkeleri hilalin dünyanın herhangi bir yerinde görülmesini veya görülebilirliğini değil, kendi ülkelerinde görülebilirliğini dikkate almaktadır. Bu bayramda olduğu gibi Türkiye’den bir gün sonra bayram yapması bu sebepledir. Bu tür içtihat farklılığından doğan değişik uygulamalar kimsenin ibadetine zarar vermemektedir” dedi.
“Hilalin herhangi bir yerde görülmesi esastır”
Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, İslam ülkelerinde Ramazan Bayramı’nın farklı günlerde kutlanması konusunda açıklamalarda bulundu.
Ekrem Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ramazan ayının başlangıcı ve bayramların tespitinde, öteden beri İslam alimlerinin büyük çoğunluğunca benimsenmiş bulunan hilalin yerel görülmesini değil, dünyanın herhangi bir yerinden görülmesini (ihtilaf-ı metali) esas aldığını belirtti.
Bugün kutlanan Ramazan Bayramı’nın tarihinin de bu durum göz önünde bulundurarak belirlendiğini ifade eden Keleş, “Ramazanı şerif 4 Temmuz’da bitmiştir. 5 Temmuz Ramazan Bayramı’dır. Ramazan hilali 4 Temmuz’da Güney Amerika’dan itibaren görülmeye başlamıştır. Avrupa Fetva ve Araştırma Kurulu gibi bazı kurumlar hicri takvim birliği kararına uyarak bayramı 5 Temmuz olarak ilan etmişlerdir. Bazı ülkeler Hicri Takvim Birliği Kongresi’nin ihtilaf-ı metaliye itibar edilmemesi kararına uymayarak Ramazan Bayramı’nı 5 Temmuz değil 6 Temmuz olarak ilan etmişlerdir” diye konuştu.
Ayın hilal halinde nerede ve ne zaman görülebileceğinin hatasız hesapla tespit edilebildiğini vurgulayan Keleş, Türkiye’de hesaplamaların, hilal dünyanın neresinde olursa olsun görüleceği dikkate alınarak yapıldığını, takvimlerin ve bayramların buna göre düzenlendiğini aktardı.
“Farklı uygulamaları ortadan kaldırmak için çaba sarf ediliyor”
Keleş, “Bazı İslam ülkeleri hilalin dünyanın herhangi bir yerinde görülmesini veya görülebilirliğini değil, kendi ülkelerinde görülebilirliğini dikkate almaktadır. Bu bayramda olduğu gibi Türkiye’den bir gün sonra bayram yapması bu sebepledir. Bu tür içtihat farklılığından doğan değişik uygulamalar kimsenin ibadetine zarar vermemekle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı bu husustaki farklı uygulamaları ortadan kaldırarak Müslümanlar arasında uygulama birliği sağlamak üzere önemli çabalar göstermiştir” ifadelerini kullandı.
Bu amaçla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çağrısıyla 28-30 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi’nin düzenlendiği anlatan Keleş, kongreye İslam ülkelerinden katılan astronomlar ve fıkıh alimlerinin katılanların ihtilaf-ı metaliye itibar edilmemesi görüşünü esas aldığını dile getirdi.
Keleş, bazı İslam ülkelerinin bu hususta sürdürülen üç yıllık bir çabayı gözardı ederek bu tavsiyeye uymadığını, geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye’nin ramazan ayı ve bayramların belirlenmesi hususunda kendinden emin olduğunu vurguladı.