Devlet Bahçeli’den grup toplantısında sert konuşma
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yine terör saldırıları ve 12 Eylül Anayasa Değişikliği Referandumu konularında Hükümeti sert sözlerle eleştirdi.
AKP’NİN MİLLETLE YÜZLEŞME VAKTİ GELDİ
AKP Hükümetinin artık iflas etmiş icraatlarını milletle yüzleştirme vaktinin geldiğini belirten Bahçeli, MHP’nin TBMM çatısı altında verdiği mücadeleyi ve AKP anayasasına verecekleri “Hayır” oyunu halka yüz yüze anlatacaklarını söyleyerek “12 Eylül’de AKP anayasasına vereceğimiz hayır oyunun nedenlerini, bu değişikliğin altında yatan oyunları milletimize izah ederek büyük bir uyanışı sağlayacaksınız. Tek başına iktidar olma fırsatı yakalayan AKP’nin, bu yıl geçtiğimiz yılı aratan gelişmeler görülmüştür. Temel milli meselelerdeki vizyon eksiklikleri bu yılda görülmüş, iki yüzlü politika bu döneme de damgasını vurmuştur. Varlık nedeni istismar ve gerilim olan bu zihniyeti seferber ettiği mihraklar öteli yaratmıştır. Sanal çatışma ve kutuplaşmalara hız vermişlerdir. Yönetim beceriksizliği belirgin hale gelmiş, devlet yönetiminde ölçü ve ayarlar kaçmıştır” diye konuştu.
BAHÇELİ’NİN KONUŞMASININ VIDEOSU;
[media id=645 width=610 height=340]AYDIN’DAKİ PANKART KRİZİ
Geçtiğimiz hafta Aydın’daki ilk binasında yaşanan pankart krizine de değinen Bahçeli, 12 Eylül Referandumu’na Hayır mitinglerini bu ilde başlatacaklarını açıkladı.
Devlet Bahçeli, Aydın’da yaşanan olayın keyfi ve kanunsuz olduğunu savunarak “Referandumda ilk mitingimiz Aydın’da olacaktır. 1 Ağustos 2010’da Aydın’da olacağız. Aydın’dan çıkacak gür ses tüm Türkiye’ye yayılacaktır. MHP yaşanan süreçte tek tutarlı partidir. Vatandaşlar paket içinde ne olduğuna değil, ne olmadığına bakmalı. Bunların amacı yargı bağımsızlığı değil, kendine bağlı yargı yaratmaktır” dedi.
İsim vermeden Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş’u da ağır bir dille eleştiren MHP Lideri, “Hükümet uşağı valiler partimizin pankartlarını indirebilmektedirler. Belki kolluk gücü ile partimizin pankartlarını indirebilirsin. Devletin yayın kuruluşunu 24 saat kendi yanınızda yayın yaptırabilirsin. Ama gönlümüzdeki vatan sevgisini nasıl durduracaksın. Yaptıkların bizi korkutmayacağı gibi yanlızca öfkemizi arttırır. Sana inat, memurlarına inat doğru yolda olduğumuzu hatırlatır” şeklinde konuştu.
Bahçeli’nin bu sözleri salonda büyük alkış aldı.
ASKERİ ÇÖZÜM VE ÖZEL ORDU
[media id=646 width=610 height=340]
Başbakan Erdoğan’ın siyasi çözüm arayışından askeri tedbir arayışına girmiş olmasının yüzlerce şehidin vebalini taşımasına rağmen büyük bir değişim olduğunu ifade eden Bahçeli, şu soruları sıraladı;
Ancak şayet bu bir tedbir ise sekiz yıldır hükümet olarak Başbakan’ın aklına şimdi mi gelmiştir?
Bu konuda yapacağı girişim için muhalefet partilerinin görüşünün alınması mı gerekmektedir?
Hükümet kendisidir. Kendisi Başbakan’dır. TBMM’de çoğunluğu vardır. Dilediği tedbiri alacak durumdadır.
Ve terörle mücadelede tek yöntem buymuş gibi sunularak kamuoyu bu yapay gündem üzerinde tartışmaya başlamıştır.
Elbette ki, bu konu da terörizmle mücadeleden önce, teröristle mücadelenin bir parçasıdır ve düşünülebilecek bir tedbirdir.
Ancak bölücülüğü ve terörizmi durdurmak için sınıra özel birlikler dışında çok daha etkili siyasi karar gerektiren tedbirler de alınmak durumundadır.
Şimdi hükümet işi askere havale ederek bu sorumluluğundan ve kararlardan kaçmanın, süreci oyalamanın hesabını yapmaktadır.
Yeter ki, birilerine verdiği sözler gereğince Irak’ın kuzeyine askeri harekât yapmasın,
Yeter ki, Barzani ağabeyleri ve Talabani amcalarıyla araları açılmasın,
Yeter ki, Okyanus ötesi ile vardığı mutabakat ile koordinatör oyunu bozulmasın,
Ama varsın milletimiz bölünsün, varsın Kandil kadroları yerlerinde dursunlar, varsın milletimiz içine husumetler saçılsın.
Mademki özel yetişmiş güvenlik elemanlarının bu işin üstesinden gelebileceğini söylüyorsunuz, o halde Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşan Özel Harekat timini yıllar önce neden bölgeden çektiniz?
Ve milletimizin esenliği için terörle mücadelede sayısız şehit vermiş kahraman Özel Harekât Polisinin aziz hatıralarını, şeref ve haysiyetini incitecek şekilde, bıyığı üzerinden utanmadan hakaretler ediyorsunuz.
Bunların, kendi ifadenizle MHP’li olduklarını söyleyip yörenin şartlarını görünce siyasetimize gönül vermiş olmalarından ve bunu bahane edip Milliyetçi-Ülkücü camianın kahraman evlatlarından neden rahatsız oluyorsunuz?
Ve üstelik bunca hakarete rağmen şimdi ne oldu da yeniden ve benzerini oluşturmaya çalışıyorsunuz?
Hiç kimse, Milliyetçi Hareket Partisi’ni de, Ülkücü gençliği de kendi ırkçı zihniyeti için malzeme olarak kullanamaz.
Türk milletine düşmanlığını, Türk polisine ve askerine nefretini ilkel ve kimliksiz zihniyetinin siyaset malzemesi yapamaz.
Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve kadrolarını yıkıcı ve bölücü emelleri için en büyük engel görenlerin bizden özür dilemelerini beklemek ihanetin tabiatına aykırı olacaktır.
ŞEREFSİZLİK OLARAK KALACAKTIR!
Ancak, AKP zihniyetini hiç değilse geçmişi şan, şerefle ve şehadetle dolu kahraman Özel Harekat polislerimizden, şehitlerinin ailelerinden derhal özür dilemeye çağırıyorum.
Aksi takdirde bu alçaklık, söyleyenin de, söyletenin de, göz yumanın da alnına, nesillerinden bile çıkmayacak kadar kazınmış bir şerefsizlik olarak kalacaktır.
Ve buradan, ihtilalden hesap sorma bahanesiyle Anayasa Referandumunda bunların peşine takılmaya çalışanlara,
Bu zilletin ve sahiplerinin kimler olduklarını,
Bunların, bir sembolden yola çıkarak, Milliyetçi Harekete ve Ülkücülere nasıl ve hangi gözle baktıklarını,
Nasıl bir nefreti, nasıl bir intikam duygusunu içlerinde taşıdıklarını görmeleri açısından da tarihi bir uyarı olmasını bekliyorum.
Konuşmama son verirken, yaklaşan Mübarek Ramazan ayının aziz milletimize ve İslam dünyasına huzur, bereket ve esenlikler getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Yapacağınız siyasi çalışmaların ülkemize, demokrasimize ve partimize hayırlı sonuçlar getirmesi diliyorum.
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 75)