Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürütürken görevden alınan ve hakkında soruşturma açılan Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, ‘Soruşturmanın gidişatından memnun değillerse bu yolu deniyorlar, o savcılar için endişeleniyorum’ dedi.
Haklarında “Resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçundan açılan dava sonucunda beraat eden Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan ve Abdul Vahap Yaren, son operasyonu Hürriyet’e değerlendirdi. Halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde “Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu” savcısı olarak görev yapan Türkaslan, “Soruşturmanın gidişatından memnun değillerse bu yolu deniyorlar, o savcılar için endişeleniyorum” dedi.
Savcı Türkaslan, Hürriyet’e şunları söyledi:
“Bize yapılanın aynısını yapılacağından kuşkum yok. Hem soruşturmanın devamı yönünden, hem savcılar yönünden endişelerim var. Öyle ki başımıza gelenlerle benzerlikler görünüyor. Yani bir hükümet yetkilisinin ‘savcıları şikayet ediyorum’ diyen bir açıklaması var. Biz için de aynısı olmuştu. Şimdi bakıyorsunuz, soruşturmanın gidişatından memnun değillerse bu yolu deniyorlar. Bu ‘şikayet ediyorum’un arkası tehlikeli, çıkış noktaları bu oluyor. ‘Soruşturmanın selameti açısından’ deniyor. Soruşturmanın selameti nasıl oluyor bana bilen biri izah etsin.
Yedek savcıların atanmasına gelince biz Deniz Feneri soruşturmasında yedişer yedişer olarak gruplar halinde getirtip gece gündüz çalışarak ifadeleri aldık. Önemli kişilerin ifadelerini bütünlüğü bozulmasın diye üç savcı bir arada aldık. Bu soruşturmaya atanan savcılar acaba sadece ifadelerin alınmasına mı yardımcı olacaklar, yoksa soruşturma sonuna kadar kalacaklar mı ona bakmak lazım. İfadeleri kolluk kuvvetleri mi alacak? Eğer kolluk kuvvetleri alacaksa savcıların atanması anlamsız olur. Eğer kolluk güçleri değil de savcılar ifadeleri alacaksa o zaman iki savcının bu niyetle görevlendirildiği anlaşılır. Ama soruşturmaya sonuna kadar dahil edileceklerse o zaman herkesin yorumu farklı, farklı olur, o da kafa karıştırır.
Adli soruşturmanın her safhası gizlidir. Bakan oğlu değil, sıradan biri de olsa savcı kimseye haber vermez. Verirse gizliliği ihlal etmiş olur. Sadece savcı bağlı olduğu kurumun başındaki Başsavcıya bilgi vermelidir. Bir de güvenlik sağlanması için idareye bilgi verebilir. Ancak içeriğini söylemez. Yani çevre güvenliği alınması için bilgi verebilir. Ama orada uyuşturucu mu arayacağını, adam mı alacağını söylemez. Bilmeyen varsa CMK 157. maddesine bakabilir.”
Halen Ankara Adliyesi’nde görev yapan Savcı Abdul Vahap Yaren, Hürriyet’e, şunları söyledi:
“Hırsızı, soysuzu, suçluları koruyan bir imparator var. Yani ismini söylemeye gerek yok. Damda gezer miyav, miyav; arife tarif gerekmez. Bir hırsızlar imparatoru var. Hırsızları, suçluları koruyor. Asıl ona bakmak lazım, adres belli. İsim söylememe gerek yok, her şey açık. Adres belli. Savcıların sonu umarım bize benzemez. İki yeni savcının operasyon sonrası atamasının yapılmış olması düşündürücüdür. Umarım olumsuz düşündüğümüz gibi bir değerlendirme değildir” dedi.
