DHKP-C’ye üye olmak ve yönetmek iddiasıyla haklarında dava açılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında bulunduğu 9’u tutuklu 22 avukatın yargılanmalarına başlandı. Binlerce avukat meslektaşlarına destek için Silivri’de…
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin yanındaki adliye binasındaki salonda yapılan duruşmaya katılan aralarında Kozağaçlı ve ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay’ın da bulunduğu 9’u tutuklu 14 sanık, “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz” şeklinde slogan attı.
Sanıkları savunmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen çok sayıda avukat, duruşma salonunun avukatlar için ayrılan bölümünü tamamen doldurdu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da gözlemci sıfatıyla duruşmaya katıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Süleyman Çelebi, Kadir Gökmen Öğüt, Musa Çam, Candan Yüceer, Veli Ağababa, HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, yabancı barolardan avukatlar ile sanıkların yakınları da duruşmayı izliyor.
İzleyiciler, el sallayarak sanıklara destek oldu.
Sanık yoklaması ve avukatların kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, kimlik sorgulamalarının ardından iddianamenin okunması bekleniyor. Davanın görülmesine yarın ve 26 Aralık’ta da devam edilecek.
DHKP-C terör örgütüne yönelik operasyon kapsamında TMK’nın 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan tarafından hazırlanan 622 sayfalık iddianamede, Halkın Hukuk Bürosu’nun, DHKP-C terör örgütü adına faaliyet yürüten avukatların bir araya geldiği bir yapılanma olduğu öne sürülüyor.
İddianamede, DHKP-C terör örgütünün oluşumu ve yapısının anlatılarak, örgütün kültür-sanat alanındaki faaliyetlerinin halen Okmeydanı’ndaki İdil Kültür Merkezi tarafından yürütüldüğü, bu merkezde düzenlenen saz ve enstrüman kurslarıyla örgüte sempatizan kazandırmanın amaçlandığı kaydediliyor. İdil Kültür Merkezi’nin ayrıca Grup Yorum isimli müzik grubunu da içinde barındırdığı aktarılan iddianamede, Grup Yorum’un düzenlediği konserlerle bir taraftan örgüte sempatizan kazandırırken, bir taraftan da örgüte gelir elde ettiği öne sürülüyor.
Arama yapılan Halkın Hukuk Bürosu’nda ele geçirilen belge ve dokümanlara yer verilen iddianamede, bu büroda çalışan avukatların sadece ofisle değil, kendi özel yaşantılarıyla ilgili konularda da örgütün talimatlarına göre hareket ettikleri belirtiliyor.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt içinde kod isimle anıldığı ifade edilirken, büroda çalışacak avukatların örgüt tarafından belirlendiği, büro ve avukatların ihtiyaçlarının örgütçe karşılandığı, alınacak davaları örgütün belirlediği, örgüt mensuplarına büro çalışanları tarafından ücretsiz avukatlık yapıldığı, yurt dışında bulunan örgüt yöneticisi ile büro avukatlarının birbirlerine direkt olarak rapor gönderdikleri, avukatların cezaevindeki örgüt mensuplarıyla örgüt sorumluları arasındaki bilgi aktarımını sağladıkları iddia ediliyor.
Gizli tanık beyanları, sanıkların bireysel durumlarıyla eylemlerinin tek tek anlatıldığı iddianamede, sanıklardan Selçuk Kozağaçlı ve Oya Aslan’ın, Suriye’ye gidip bir dizi toplantılara katıldıkları da belirtiliyor.
İddianamede, sanık Selçuk Kozağaçlı için “terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan 15 ile 22,5 yıl, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1,5 ile 7,5 yıl olmak üzere toplam 16,5 ile 30 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay’ın “terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan 15 ile 22,5 yıl, 5 kez “terör örgütü propagandası yapmak”tan 7,5 ile 37,5 yıl ve “görevi yaptırmamak için direnme” suçundan da 1 yıl 2 ay ile 6 yıl olmak üzere toplam 23 yıl 8 ay ile 66 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, avukat Ebru Timtik’in “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan ise toplam 35 yıl 8 aydan 88 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
İddianamede, örgüt üyeliği suçlamasının yöneltildiği diğer sanıklardan Barkın Timtik’in 17 yıl 8 ay ile 66 yıl, Oya Aslan’ın 16,5 ile 60 yıl, Günay Dağ’ın 17 yıl 8 ay ile 66 yıl, Naciye Demir’in 15 ile 52,5 yıl, Şükriye Erden’in 13,5 ile 45 yıl, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı’nın 10,5 ile 30 yıl, Özgür Yılmaz, Avni Güçlü Sevimli ve Gülvin Aydın’ın 9 ile 22,5’ar yıl, Güray Dağ, Efkan Bolaç, Serkan Arıkanoğlu, Zeki Rüzgar, Mümin Özgür Gider, Metin Narin, Sevgi Sönmez, Alper Tunga Saral, Rahim Yılmaz ve Selda Yılmaz’ın da “terör örgütü üyeliği” suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatların yargılandığı Silivri’deki duruşma, Türkiye’nin her yerinden gelen avukatların buluşma noktası oldu. Binlerce avukatın gelmesi beklenen Silivri’de dava öncesi yüzlerce jandarmanın görev alması ve olağanüstü güvenlik önlemleri dikkat çekti. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da Silivri’de duruşmanın başlamasını bekleyenler arasında.
Dün İstanbul Barosu önünde toplanan baro üyeleri, tutuklu meslektaşları için eylem yaptı. CHP Milletvekili Mahmut Tanal ve İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın da aralarında bulunduğu 500 kadar avukat, İstiklal Caddesi’ndeki İstanbul Barosu önünde toplanarak buradan Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti.
“Savunma susmadı susmayacak”, “Tutuklu avukatlar serbest bırakılsın”, “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk” sloganları ve meşaleler eşliğinde yürüyen avukatlar, Galatasaray Meydanı’na ulaştığında polis barikatı ile karşılaştı. Burada emniyet amiri ile konuşan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, yolun açılmasını istedi. Valilikten talimat aldıklarını belirten emniyet amiri yolu açamayacaklarını belirterek, gruptan basın açıklamasını Galatasaray Meydanı önünde yapmasını istedi.
Bunun üzerine Ümit Kocasakal, korteje eşlik eden aracın üstüne çıkarak, basın açıklamasını buradan yaptı. Kocasakal, “Hepinizin bildiği gibi gerek Anayasa’ya, gerek 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa göre herkes önceden izin almaksızın silahsız, saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Bize verilen yanıt, bu güzergahın toplantı ve gösteri yürüyüşüne kapatıldığı şeklinde. Böyle bir hakkınız yok. Yarın bir kısmı tutuklu meslektaşlarımızın mesleki faaliyetlerinden ötürü yargılanmalarına başlanacaktır. Bu, demokrasi ve hukuk devleti bakımından kaygı verici bir durumdur ve topluma yönelik bir gözdağıdır. Sabaha karşı basılan avukat bürolarında 11 çelik kapının varlığından bahsedenler şimdi varlığı saptanan çelik para kasalarını ve para sayma makinelerini topluma açıklamak durumundadırlar. İstanbul Barosu olarak meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi. Kocasakal’ın açıklamasının ardından bir süre daha bekleyen grup, daha sonra olaysız dağıldı.