Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Yenidünya, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanması ve HSYK’nın Erzurum Özel Yetkili Savcısı’nın yetkilerini elinden almasıyla ilgili konuştu:
Yenidünya, Habertürk’e şu açıklamaları yaptı:
“Tutuklanmanın Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin ve Özel Yetkili Savcılar’ın yetkisi dahilinde mi yapılması gerekiyordu, bu bir görev suçu mudur ve bu noktada usulün mü uygulanması gerekir noktasında bir tartışma var. Burada Sayın Başsavcı’ya istinad edilen suçların niteliğine bakmak lazım.
Bu suçlar onun görevi dolayısıyla işlemesi mümkün olan suçlarsa, örneğin görevi kötüye kullanma, rüşvet iddiası gibi, özel soruşturma usulüne tabi olması gerekirdi diye düşünüyorum. Ama yapılan suçlamalar içerisinde örneğin medyadan duyduğumuz kadarıyla suç örgütüne üye olmak suçlaması varsa, bu tür suçlamalar görevle ilgisini kuramadığımız ölçüde adi suçlar
olduğu için, normal mahkemelerin, özel yargılama usüllerinin devreye girmeyeceği ve bu tür soruşturmaların genel mahkemeler ve savcılarımız tarafından yürütüleceğini kabul etmek gerekiyor.
Şu anda dosyadaki mevcut suçlamaları ayrıntılı olarak inceleyemediğimiz için ancak bu şekilde bir cevap vermek durumunda kalıyoruz. Anladığımız kadarıyla gizlilik kararı olan bir dosya, böyle olduğu için de dosyanın içeriği kamuoyuyla paylaşılmış değil. Kamuoyu ancak yargılama aşamasında bundan haberdar olacak.Soruşturmanın içeriğiyle ilgili bilgi sahibi olmadığımız için bu suçların görev suçları mıdır yoksa adi suçlar mıdır ayırtedebilme şansımız yok. Biz de medyada yer alan haberlere göre haraket etmek durumunda kalıyoruz ama bu haberlere göre hukuki sonuçlar üretmek çok da doğru olmaz kanısındayım.
Erzincan Başsavcısı hakkında bir tutuklama kararı verildi ve bunu veren merci mahkemedir, tutuklama kararını hakim verir. Savcı bu tutuklamayı talep eden mercidir. Tutuklama kararının da ancak yapılacak itiraz üzerine yine hakim tarafından kaldırılması gerekir. Dolayısıyla HSYK’nın kararının ve yapmış olduğu suç duyurusunun Erzincan Başsavcısı’yla ilgili yürütülen soruşturma ve tutuklama karararının doğrudan bir etkisi yok ama ilerleyen süreçte dolaylı bir etki getirir mi? Yapılan bu soruşturmada elde edilen delillerin sıhhati konusunda bir tereddüt meydana getirir mi getirmez mi? Tutuklama kararı kuvvetli suç şüphesi üzerinden verilebilecek bir karardır. Tutuklama kararının kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesi gibi bir takım sebeplere dayanması gerekir. Muhtemelen bu karara itiraz edilecektir, itiraz mercii tarafından bu hususlar mutlaka dikkate alınacaktır diye düşünüyorum bu benim şahsi fikrim.”
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 100)