TBMM’de 2011 yılı bütçe görüşmeleri devam ederken bugün de Kürtçe tartışması yaşandı.
BDP’li milletvekillerinin Kürtçe konuşmak istemesi üzerine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç konuşmasında bu konuya değinerek BDP’li vekilleri eleştirdi.
Arınç şunları söyledi:
Siz meseleye Kürtçe açısından bakıyorsunuz ben başka bir açıdan bakıyorum. Ben sizi anlamak istiyorum. Ben sizi nasıl anlayacağım? Türkçe konuşursanız anlayacağım. Çünkü siz de çok iyi Türkçe biliyorsunuz. Ama ben Kürtçe bilmiyorum. Diyelim ki bir arkadaşımız geldi Çerkezce konuşmaya başladı. Bu meclisin içinde biliyorum ki en az 20 tane Çerkezce bilen var. Ama 500 milletvekili anlamaz bunu. Ne yapacağız? Siz de Çerkezce öğrenin mi diyeceksiniz? İnanın kimseyi aşağılamak, kötülemek için söylemiyorum. Burada Çerkezce konuşan birinin 2-3 cümlesini anlayabilirim çünkü eşim Çerkez. Ama ne konuştuğunu anlamam. Ahmet Eyimaya, Eyüp Fatsalı, Artvin’den, Bursa’dan birileri gelip Gürcüce konuşmaya başlasa bu zavallılar ne yapacak? Bu hangi dilden nereden bilecek? Neden bunlara (Tutanakçılar) kabahat buluyorsunuz?
Benim bilmemem ayıp değil, sizin bile yarınız bilmiyor Kürtçe’yi. 20 milletvekilisiniz 10 taneniz bilmiyor. Kendi aranızda Kürtçe kursu açtınız iflas etti. Kimse gitmedi, Akın Birdal tek başına kaldı. Emine Ayna arkadaşımız gelse buraya – hiç gelmiyor yeminden beri- konuşsa Kürtçe bir kelime bilmez. İstanbul lehçesiyle konuşuyor. Nasıl iletişim kuracaksınız peki?
Anayasal düzenimizi bilmemiz lazım. Anayasanın üçüncü maddesi “Resmi dil Türkçe’dir” diyor. Anayasanın üçüncü maddesini sayın Sakık, sayın Özçelik nasıl değiştirecek? Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen maddeler değil mi bunlar? Lütfen gerçekçi olalım. Üçüncü maddeyi benim için yapmadılar sizin için de yaptılar.
Kürtçe’yi aşağılamak, Kürtçe yoktur demek, Kürtler’i dağlarda kar üzerinde yürürken kart kurt sesi çıkaran garip yaratıklar olarak nitelendirmek rezilliktir, yanlıştır ve büyük bir kötülüktür. Burada Türkçe konuşacaksınız, ben sizi anlayacağım siz de beni anlayacaksınız.
