Öldük öldük dirildik. Çok kötü oynadığımız bir maçta beş gol atarak şampiyonluk yolunda önemli bir avantaj yakaladık.
Bu maçta Gökhan Gönül ve Emre olmasa mümkün değil galip gelemezdik, özellikle ikinci yarıdaki performansları bize galibiyeti getirdi. Geçen haftaya kadar şampiyonluk inancım tamdı ancak dünkü oyun beni gelecek için endişelendirdi. Düşüncelerim aşağıdaki gibi:
Yobo: Fenerbahçe’deki en kötü maçlarından birini oynadı. 2 ve 3. gollerde önce ofsaytı bozdu. Üçüncü golde ise Abdülkadir’in önünde pozisyonu seyretmesi beni şok etti. Abülkadir’de bu kadar zorlanıyorsa, gelecek sene Şampiyonlar Ligi’nde ne yapacağız?
Semih: Yatsın kalksın Gökhan ile Emre’ye teşekkür etsin. Defalarca ofsayta düştü ve neredeyse her hava topunda rakiplerine foül yaptı. İlk yarıda neredeyse hiç pozisyonumuzun olmaması Semih yüzündendir. Bunların hepsi Semih’in inanılmaz yavaşlığından kaynaklanıyor. Daha önce de yazmıştım, deplasmanlarda Semih’i hiç oynatmamız gerekiyor. Semih ancak sağlı, sollu ortaların yapıldığı maçlarda işe yarayan bir forvet oyuncusu. Bu tip oyunlar da sadece maç sonlarında oynanıyor. Sadece Guiza’ya attığı pas güzeldi.
Mehmet Topuz: Hızlı düşüşünü devam ettirdi. Sahada öylece gezindi durdu. Acilen toparlaması ya da yedek kalması gerekiyor. Bütün açıklarını Gökhan kapadı. Hücumda zaten hiç varlık gösteremedi.
Caner: İki maç orta-iyi oynadı, sonra eski haline geri döndü. İstekli olmasına rağmen çok top kaybetti.
Baroni: Bu kadar vurdum duymaz bir oyuncu olamaz. Seneye kadroda görmek istemediğim oyunculardan biri. Yine öylece gezindi durdu.
Volkan: Üçüncü gol ona yakışmadı. Abdülkadir’in vurabileceği başka bir yer yoktu ki, göstere göstere şutunu çekti.
Andre Santos: İnanılmaz derecede risk alıyor ve kaptırdığı toplardan sonra geri koşmuyor. Bir bekin öncelikli görevi defanstır. Defansı becerdikten sonra gerekiyorsa hücuma destek vermesi gerekir.
Gerçekten inanılmaz değil mi? Bu kadar kötü oynayanın olduğu bir maçta beş gollü bir galibiyet alıyoruz. Burada tabii ki bizim lehimize verilen penaltının zamanlaması çok kritik. İlk yarıdaki benzer pozisyonları es geçen Bünyamin Gezer, bu sefer penaltıyı verince işimiz kolaylaştı. Alex’in akıl dolu vuruşu beraberliği, Guiza’nın da hızı da galibiyeti getirdi. Ama daha herşey bitmedi.
Aykut ise Stoch değişikliği ile maça hareket getirdi ama tabii maça da Stoch ile başlaması gerekirdi. Öte yandan ilk yarıda takımın kaleye şut atması gerekirken (tek çektiğimiz şut gol oldu), yerden oynama çabamız bize 45 dakika kaybettirdi. Maalesef takımımız, önümüzdeki 4 maçı da kesin kazanacak güçte değil. Zaten nedense son 4-5 maçtır, maç sonralarında şampiyonluk kutlamaları yapıyoruz. Umarım Aykut hoca, daha henüz kazanılmış hiçbir şey olmadığını, çalışmalara ve antremanlara devam etmemiz gerektiğini oyunculara iyice anlatır ve İBB maçı ile beraber tekrar iyi oynamaya başlarız.
Arda Gezdur