Boşanma sebeplerine kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.
Medeni Kanunumuza göre; “karı, kocadan herbiri, terzil edici bir cürüm işleyen yahut kendisiyle birlikte yaşamayı çekilmez bir hale koyacak derecede haysiyetsiz bir hayat süren diğeri aleyhine her zaman boşanma davası açabilir “demektedir. Bu maddeyi genel ve basite indirgeyerek şöyle yorumlyabiliriz. Evlenmeden önce herkes “ yanıma yakışacak,oturmasını kalkmasını bilecek bir eş adayı arıyorum” der.Herkes toplum içierinde belirli bir yer edinip belirli bir saygınlık kazandığını ve çevresinin de buna göre şekillendiğini bilir.Bu sebeple çevresinde yüz kızartıcı suç işleyen ya da daha önce sabıkası olan birileri yoksa kimse eşinin de bu suçu işlemesini ya da sabıkası olmasını istemeyecektir.Elbetteki hayat müşterektir ancak burada önemli olan nokta” diğer eşle birlike ortak hayatı bu suçlar dolayısyla çekilmez hale getirip getirmeyeceği hususudur. Devamlı bir suç potansiyeli olan eşin hem çevresine hem ailesine verebileceği şeylerden ziyade çevresinde bulunan insanlardan götüreceği manevi değerleri olacaktır. Bu sebeple kanun koyucumuz bu konuyu da boşanma sebepleri arasına koymuştur. Her yazımda bahsettiğim gibi AŞLE TOPLUMUN TEMELİDİR. Öyleyse kimse temel teşkil eden bir kurumdan suçlı çıkartmak istemez öyle değil mi?
Gelelim konumuzun ayrıntılarına.
YÜZ KIZARTICI SUÇ
Bu suç ahlak düzeninin ve toplumun reddettiği, meydana geldiği zaman ise normal insanın yüzünü kızartan suçlardır.Genel ev işletmek, rüşvet,uyuşturucu madde kullanamak vs Bu suçları işleyen kimselerin ahlak ve şeref duygularının çöküntüye uğradığı düşünülebilir elbette.
Suçun yüz kızartıcı olup olmadığını yargıç taktir edecektir. Önemli olan işlenilen suçun neden işlendiğidir.
Karı koca birlikte hırsızlık yaparak geçiniyor ve bu sebeple eşlerden birisi yakalanıyorsa bu halde açılacak boşanma davası kabul edilmemelidir.
HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME
Sosyal hayatın görüşüne göre, namus, itibar ve şereften uzak bir hayat yaşamaktır. Haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanılabilmesi için bu hayatın devam ediyor olması gerekir.
Diğer eşin müşterek hayatını çekilmez kıldığı noktada boşanma nedeni doğuracaktır.
ZAMANAŞIMI
Gerek haysiyetsiz hayat sürmek gerekse yüz kızartıcı suç dolayısyla açılacak boşanma davaları için kanun koyucumuz bir zamanaşımı süresi belirlememişlerdir. Ancak Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre bu eylemler dolayısyla diğer eş uzunca bir süre dava açmıyorsa bu hayata dahil olmuş ve bu durumu kabullenerek rahatsız olmuyor demektir. Durumu böyle değerlendirmek gerekir. Bu sebeple eylemin ardından geçen uzun zaman diliminden sonra açılacak boşanma davası rededilmelidir.
Evlenme sırasında mevcut olan yüz kızartıcı suç ya da haysiyetsizce hayat sürme, evliliğin feshi nedeni olabilecektir.
Konunun geneliyle iligili enteresan bir davadan bahsetmek istiyorum. Eşlerden birisi Atatürk büstünü kırmak ve boynuna hakaret edici ibareler yazılı bir karton asmak sureti ile işlediği suçtan 3 yıl ağır hapse mahkum olduğunu ve cezasını çektiğini, bundan başka tehdidine maruz kaldığını ve fakat vaktinde bu sebeple dava açmamış olduğundan bu defa işlediği terzil edici suçu sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi istenmiştir.
Bu halde kişinin şerefli ve dürüst bir insan olmadığı anlaşılmalıdır ve eş açısındna bu saygısını yitirebileceği bir durum arz etmelidir. Bu sebeple de davanın kabul edilmesi gerekecektir.
Tüm bu anlatımlardan sonra söylemeliyim ki; huyu huyunuza boyu boyunuza,aklı aklınıza derler ya sizde bu koşulları size denk bir eş ile evlenmek ya da aksi bir kişilikte birisiyle evlenmek hem toplum hem sizin için neler yaşatabilir bunu düşünmeden evlenmeye karar vermeyiniz. AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR ve temelden sakat bir ev ufak bir sarsıntıda nasıl yerle bir olur ve geriye dönülmez fena sonuçlar yaşanırsa aynı şey aile içinde geçerlidir. Aklınız ile kalbiniz herzaman bir olsun…
Av. Didem Kunal Antınel
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 89)
