
NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Müslüm Gülhan’ın ‘Beyler; FB-GS 100 Yıllık Kulüplerdir!’ başlıklı yazısı;
Real Madrid-Barcelona Derbisi öncesi Fransız oyuncu Karembeu açıklamasında” Barcelona’ya inanılmaz saygı duyuyorum, çünkü onlar olmasaydı bizler bugün bu seviyede olamazdık” demişti.
Bu sözü FB ve GS’li tüm sporcuların ve yöneticilerin duvarlarına asıp bakmaları gerektiğine inanıyorum. Saygının sporda karşılığının ne olabileceğini anlamak adına bu sözü gözlerinin önünden ayırmamaları gerekiyor.
100 Yıllık iki tane kulübün yöneticilerinin varlıkları ancak on, an beş yıllık süreçler içinde fark edilir, ortaya koydukları başarıdan ziyade; başarıya götürdükleri duruşun 100 yıllık kulübe yakışıp yakışmadığıdır esas olan.
Bu kulüplerdeki saygınlık; 100 yıllık değerlere gösterdiğin saygınlıkla eş değerdir.
Kişisel beklentileri ve kendi yapısının kıstaslarını kulübün üstünde görmek ve buna göre davranmak, bu kulüplere yapıla bilecek en büyük kötülüktür.
Süleyman Seba sonrası Beşiktaş’ın içine düştüğü durum buna en iyi örnektir.
İspanya’da Real Madrid-Barcelona, Arjantin’de Boca Juniors – River Plate, İtalya’da Roma-Lazio, Portekiz’de Benfica- Porto ve “Kıtalararası Derbi” olarak da bilinen, 100 yılı aşkın bir süredir devam Fenerbahçe-Galatasaray derbisi…
Yukarıda saydığımız derbilerdeki kulüpler; birbirlerinin var olma sebepleridir; sırf bu yüzden bile rakibe saygı duymak elzem oluyor.
Bu kulüpler bir tavla müsabakasında dahi karşılaşsalar yer yerinden oynar, çünkü derbinin fıtratında bu kaçınılmazdır.
Esasa saygınlık ise; hangi branş da karşılaşırsa karşılaşsın tüm sporcular ve yöneticiler bunun kıymetini bilmek zorundadır.
Yukarıda saydığım derbilerdeki kulüplerin, FB-GS hariç; hiçbir kulübün başkanını ve yöneticilerini kimse tanımaz ve tanımak zorunda da değil, çünkü esas olan saha içindeki mücadeledir.
Bir de bize bakar mısınız?
Kulüpler çiftlikleri, egolarının tatmin yeri, hırsları, kinleri…
Ve sahip oldukları cesaret?..
Hiç çekinmeden istedikleri açıklamayı yapıyorlar, istedikleri tavrı sergiliyorlar ve hiçbir tereddüt duymadan bunları yapıyorlar.
Bunları hangi sorumluluk duygusu altında yaptıklarını anlamak çok zor…
Brükselli başkan ve yöneticilerin aldığı karara bakar mısınız? Basketbol derbisindeki final serisinin son maçına çıkmıyorlar?
Bunu anlamak mümkün değil, dünyada kimseye de bunu anlatamazsınız.
Ha son anda maça çıksa da hiçbir önemi yok, çünkü süreci buraya getirmek başlı başına sorumsuzluktur.
Ülkedeki tüm renkler kirleniyor ve kirletme tüm hızıyla sürüyor.
Sporda bundan en acımazsız şekilde nasibini aldı.
Yazık!
Müslüm Gülhan / NationalTurk