Beşiktaş Stoke City maçı özeti, golleri (Video)
Beşiktaş Stoke City maçı özeti, golleri (Video) Beşiktaş Stoke City karşısında şov yaptı. Beşiktaş Stoke City ‘i 3-1 mağlup ederek grubu lider tamamladı ve üst tura seri başı olarak çıktı. / Beşiktaş Stoke City maçı özeti.
UEFA Avrupa Ligi E Grubunda Beşiktaş Stoke City ile grubun son maçında karşı karşıya geldi. İlk yarıda birçok net pozisyonu harcayan Beşiktaş 29. dakikada Fuller’in golüne engel olamadı. İkinci yarıda ise Almeida’nın düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Fernandes gole çevirdi ve Beşiktaş Stoke City karşısında aradığı golü buldu. Bu pozisyonda Upson kırmızı kart görünce Beşiktaş Stoke City mücadelesinde İngiliz ekibi 10 kişi kaldı ve oyunun hakimiyeti tamamen Beşiktaş’a geçti. İlerleyen dakikalarda Mustafa Pektemek ve Edu ile mükemmel iki gol atan Beşiktaş Stoke City ‘i 3-1 mağlup etti. Bu sonuçla Beşiktaş Stoke City ‘i geçerek E grubunu 12 puanla lider tamamlayarak üst tura seri başı olarak yükseldi. Stoke City ise 11 puanla tur atlayan ikinci takım oldu.
Beşiktaş Stoke City maçı dakikaları
Beşiktaş Stoke City maçı temsilcimizin baskısıyla başladı. 3. dakikada Veli’nin pasıyla topla buluşan Almeida sert vurdu ancak top yandan auta gitti. 11. dakikada Beşiktaş gole yaklaştı. Fernandes’in pasında savunmaya çarpan top Ernst’in önünde kaldı. Alman futbolcunun sert vuruşunu kaleci köşeden kornere çeldi. 12. dakikada Veli Kavlak sol çaprazdan vurdu kaleci kornere tokatladı. 16. dakikada Stoke City mutlak pozisyondan yararlanamadı. İsmail Köybaşı’nın kaptırdığı topla ceza sahasına sokulan Jones’in ara pasında Jerome Rüştü’ye karşı karşıya kaldığı anda plaseledi, ancak Rüştü bu pozisyonda başarılıydı. 21. dakikada Holosko’nun indirdiği topa Almeida ceza sahası dışından sol ayağının üstüyle mükemmel vurdu, Begoviç topu çeldi. 29. dakikada yine İsmail Köybaşı’nın hatasıyla başlayan Stoke City atağında Fuller bekletmeden vurdu, Egemen Korkmaz’a çarpan top Rüştü’yü yanıltarak filelerle buluştu ve Stoke City Beşiktaş karşısında 1-0 öne geçti. 30. dakikada Beşiktaş savunması yine büyük bir hata yaptı. Egemen’in geri pası kısa düştü. Rüştü’nün vurduğu top Fuller’e çarparak havalandı. Top tam kale önünde sekip üst direğe çarparak sahaya geri döndü. Dönen topa Egemen müdahale etti ve mutlak golü önledi. 38. dakikada Fernandes’in sert şutunda tam köşeye giden topu Begoviç yine çeldi. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Beşiktaş Stoke City maçı ilk yarısı İngiliz ekibin 1-0 üstünlüğü ile sona erdi.
Beşiktaş Stoke City maçı dakikaları (İkinci yarı)
Beşiktaş Stoke City maçı ikinci yarısına da Beşiktaş hızlı başladı. Devre arasında Filip Holosko’nun yerine oyuna giren Mustafa Pektemek 49. dakikada uzaktan şansını denedi ancak top üst ağlarda kaldı. 57. dakikada Beşiktaş’ın aradığı gol geldi. Orta sahada çalımlarla ilerleyen sahanın yıldızı Manuel Fernandes’in ara pasında Almeida ceza sahasına girdi ve kaleciyle karşı karşıya kaldı. Portekizli futbolcu tam topa vuracakken Upson tarafından düşürüldü. Maçın Polonyalı hakemi penaltı noktasını gösterdi ve Upson’a kırmızı kart çıkardı. Kazanılan penaltıyı Manuel Fernandes gole çevirdi ve Beşiktaş Stoke City maçı skoruna denge geldi. Bu dakikadan sonra oyunun hakimi tamamen Beşiktaş oldu. 64. dakikada Almeida-Mustafa paslaşmasında savunma araya girdi. Mustafa’dan seken topa Manuel Fernandes dönerek müthiş vurdu, Begoviç kornere çeldi. 73. dakikada Mustafa Pektemek dönerek vurdu, savunmaya çarpan top kornere gitti. 74. dakikada kazanılan köşe vuruşunda Fernandes ortaladı, Mustafa Pektemek uçarak kafayı vurdu ve top ağlarla buluştu. Bu golle Beşiktaş Stoke City karşısında 2-1 öne geçti. 82. dakikada Beşiktaş’ı iyice rahatlatan gol geldi. Necip’in yerine oyuna giren Alves’in pasında top savunmadan sekerek Edu’da kaldı. Brezilyalı futbolcu durduğu yerden sol ayağıyla mükemmel vurdu ve Beşiktaş Stoke City karşısında farkı 2’ye çıkardı. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Beşiktaş Stoke City maçı siyah beyazlı temsilcimizin 3-1 galibiyetiyle sona erdi.
Beşiktaş Stoke City maçı özeti
[media id=1491 width=610 height=340]Beşiktaş Stoke City maçı sonrası görüşler
Beşiktaş Teknik Direktörü Carlos Carvalhal Stoke City maçı sonrası düzenlenen basın toplantısında galibiyeti hakettiklerini belirterek “Bütün grup içinde en iyi bizdik. Zaten grubu da hakettiğimiz yerde bitirdik. Kolay bir süreç geçirmedik. Yoğun maç trafiğine rağmen grubu lider bitirdik. “Türk futbolunun bir yerlere gelmesi için bazı taleplerde bulunabiliriz. Yoğun maç trafiği içindeyiz. Maç süreleri zaman aralığı için esnek davranılması gerekiyor” dedi.
Carvalhal futbolcularını tebrik ederek “Üç gün arayla maç oynamak futbolcular için kolay değil. Futbolcularım iyi bir performansa imza attılar. Bazı zamanlarda aksaklıklar olabiliyor. Bunun birisini Gençlerbirliği maçında yaşadık. Artık pazar günü Samsunspor ile oynayacağımız karşılaşmayı düşünüyoruz” diye konuştu.
Beşiktaş Stoke City maçı sonrası konuk ekibin teknik direktörü Tony Pulis ise penaltıya kadar iyi mücadele ettiklerini ifade ederek “Karşılaşmaya iyi başladık. Rakip bize iyi baskı yaptı. Penaltı pozisyonuna kadar iyiydik. Penaltıda maç bitti. Buraya gelirken kesinlikle amacımız kazanmaktı” dedi.
Teoman Akben’in Beşiktaş yazısı;
Beşiktaş’ta işler biraz yolunda gitmeye başladı ya, bekliyorum birkaç gündür “Bakalım şimdi ne çıkacak diye”, nitekim merak fazla uzun sürmedi. Sevinçten endişeye dönmeye başlayan bir Tayfur Havutçu konumuz var artık nur topu gibi. Muhteşem Beşiktaş Yönetimi’nin çatlayan yumurtası.
Tayfur Havutçu tahliye olur olmaz teknik direktörlüğe dönüşünün konuşulur olması Carvalhal’ın moralini, şevkini nasıl etkiler, şöyle bir takım yapmış, şöyle bir top oynatmaya başlamış, bunun için gecesini gündüzüne katıp çalışmış, gün gelmiş baskı altında çile çekerek, Guti’siydi, Fernandes’iydi, kaleci seçimleriydi, zaman zaman burnundan getirilmiş bir insana bu şimdi reva mıdır, buna girmeyeceğim. Sanki sözünün çok eri, her işini anlaşmaya sözleşmeye göre yapan bir milletmişiz gibi, “Ona söylenmişti ama! Bu şartla gelmişti!” derler çünkü.
Beşiktaş’ın mevcut gidişini nasıl etkiler Tayfur’a görev teslimi, bunu düşünsün yeter şu anda muhteşem Beşiktaş Yönetimi.
Zaten yeterince yolunda olan bir takım, daha ne kadar yoluna sokulabilir; değişen bir şeyler olacaksa, bunun daha da olumluya doğru olacağının garantisi var mıdır, yolunda giden bir şeyi bozma riski şu durumda alınacak risk midir, bunu düşünsünler.
Carvalhal “bana arka çıkın, ortamı bozun, isyan çıkarın” gibi taleplerde bulunabilecek bir adam değil de, Portekizli futbolcuların hiç kendi aralarında konuşup örgütlenmeye bile ihtiyaç duymadan bu değişikliği nasıl isteksizlikle karşılayacaklarını düşünün.
Carvalhal’ın kendini artık ispatlamış bir teknik adam olarak şu anda medyada sahip olduğu kredinin yanında, aynı medyanın Tayfur için nasıl bir açgözlülükle beklediğini düşünün.
Tayfur’un 4 büyüklerin 4 Türk teknik direktörü içinde en genç, en kıdemsiz teknik adam olacak olması Beşiktaş’ı kimi zaman medya, kimi zaman saha içinde hakemler gözünde nasıl bir hiyerarşik sıraya sokacak bunu düşünün.
Fenerbahçe için söylenen şeyler, başları sıkıştığında nasıl Tayfur üzerinden Beşiktaş için de kullanılacak bunu da düşünün.
“Tayfur hiç merak etmesin, Beşiktaş’ta yeri ‘bir şekilde’ hazırdır” diye bir taahhütte bulunmak da yeterince büyük fedakarlıktı bir kulübün yapabileceği. O yer menajerlik olur, futbol şubesi kaptanlığı olur, her şey olur. İlk tutuklandığında, bunun Tayfur’un belki bu kadarıyla bile beklemediği bir fedakarlık olduğuna adım gibi eminim. Bunların bu kadar üzerini vaat etmek nereden icap etti; Beşiktaş’ın çocuğu olmak, eski bir kaptanımız, her zaman saygıyla andığımız başarılı bir futbolcumuz olmak dışında, Tayfur Havutçu’nın teknik direktörlük geçmişi ve karnesi nedir; bu kadar Mesih bekler gibi beklenen bir teknik direktörmüş gibi yapmanın sebepleri nedir, bunlar hep bellidir. Her şeyin şu kadar yolunda gittiği bir dönemde bu fikre hala sıkı sıkı tutunuyor görünmeye çalışmanın gayesi de ortadadır. Bitirmeden bunu da yazacağım.
Fakat bundan önce, işin bir usul boyutu var. Sayın Mete Düren, Başkan’ın emriyle Stoke City maçı çıkışı daha merdivenlerde “Bizim teknik direktörümüz Tayfur Havutçu’dur!” diyor. Acelen ne Basın Sözcüm? Nereye yetişiyoruz? Kim kovalıyor? Ağzından daha Carvalhal’a şu futbol için bir teşekkür çıkmadan, bu takımın teknik direktörünün Tayfur Havutçu olduğunu söylemek nasıl bir yol yordam bilmektir? Başkan evinde Tayfur’la eşini misafir ediyor, birlikte maç seyrediliyor, Basın Sözcüsü bismillah demeden merdivenlerde bu takımın teknik direktörünü hatırlatıyor, Tayfur Havutçu üç gündür omuzlarda, üç aydır posterlerde, şu takımın başında kaç senedir gördüğümüz en profesyonel adam olan adama profesyonelliği anlatıp şimdi “Valla profesyonel hayatta böyle şeylere hazır olacaksın Carlos’çuğum mu diyeceğiz?
Yıldırım Demirören ve yönetiminin iyi bildiği şeylerden biri, hiçbir şey bilmeyip, hiçbir yol haritası, hiçbir planı olmayıp, çok uzun vadeli büyük planları var “gibi” yapması. Hiçbir zaman hiçbir planları, çünkü hiç böyle bir vizyonları olmadı. Bir bildikleri var gibi yapmak, bir bildikleri var gibi bakmak, bir bildikleri var gibi konuşmak konusunda başkan müthiş. Ama o gözlerin, o bakışların, o safsata beyanların arkası hep boş oldu. “Eselim gürleyelim bir, elbet buluruz bir şey”, “Savunduğumuz bir şey var, inandığımız bir şey var gibi yapalım, bakarız yarın” politikasıyla, koca bir kulüp yönetiliyor. Çünkü günü ve koltuğu kurtarmak için, savunduğu, bildiği, inandığı bir şey var gibi yapması gerekiyor. Ve şimdi şu son duruma baktığımızda, ortalığa Tayfur Havutçu konusunu sunuş şekilleri de bugüne kadarki uygulamaların hiçbirinden farklı durmuyor. İddia ediyorum, başkan “Bizim teknik direktörümüz Tayfur Havutçu’dur” derken, şu anda bunu neden yaptığını çok bilmiyor, bildiği kadarıyla da çok içinden geleni söylemiyor. Madem içinden gelmiyor, sus bari, ama kendini 3 Temmuz’da soktuğu zorlama sahiplenmecilik durumu yüzünden onu da yapamıyor. 3 Temmuz sonrası, yeni bir teknik direktörle bir sezonu daha çöpe atma, yine yerden yere vurulma riskine karşı, “Biz Tayfur’u bekleyeceğiz” diyerek, camianın teknik direktörsüzlük veya Carvalhal seçimi tepkilerinin önüne “Öz evladımızı, Beşiktaş’ın çocuğunu bekliyoruz, buna mı karşı çıkacaksınız” setini çekti, bugün o günkü buluşunu alkışlatmaya çalışıyor ya da en çok. İçinden de “Adam başarılı oldu iyi mi. Keşke o gün ‘Tayfur’a üzüldük ama yapacak bir şey yok, bizim teknik direktörümüz Carlos Carvalhal’dır’ deseymişim” diyor, bu kumarı oynayamadığına yanıyor. Plan olmayınca, Beşiktaş hep kumarla yönetildi, şimdi elden gelen kare ası bırakıp masadan kalktığına yanıyor.
Beşiktaş allem etti, kallem etti, kendini yine bir şekilde açmaza soktu. Hep söylüyorum, kimsenin önünü kesmesine ihtiyacı yok Beşiktaş’ın, kendi haline bırak, Beşiktaş medyası, taraftar, en olmadı yönetim bir şekilde elinden geleni yapıyor.
Teoman Akben / NationalTurk
Beşiktaş Stoke City, Beşiktaş Stoke City maçı, Beşiktaş Stoke City maçı özeti