BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, partisinin Karadeniz turunda çıkan olaylar hakkında ilginç açıklamalar yaptı. Kürkçü olayların arkasında Gladyo, Susurluk kalıntıları olduğunu iddia etti.
Müzakere sürecini anlatmak üzere Karadeniz turuna çıkan BDP’li vekiller Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Sabahat Tuncel ve Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, konuşmasında, Karadeniz’de örgüt kurmak üzere bir gezi yapılmadığını söyledi. Halkın hoşnutsuzluğu ya da direnişinin söz konusu olmadığını belirten Kürkçü, “Burada biz önceki psikolojik hareket stratejisinin bir parçası olarak bölgeye yerleşmiş özel harp koalisyonu ile karşı karşıya kaldık.” ifadelerini kullandı.
Protestonun herkesin hakkı olduğunu ifade eden Kürkçü, “Kentin öğretmenevinin camlarının taşlarla indirilmesi, 9 saat süren abluka içinde insanların hayat haklarının tecavüz altına girmesi sadece bir ayıplama ile geçiştirecek tarafı yok. Ben o kentteki siyasi parti sözcülerinin bizim yanımızda o binanın içinde olmasını isterdim.” şeklinde konuştu.
Kürkçü, “Gaza gelinmiştir. PKK’yı Karadeniz’e sokmayacağız palavrasının arkasında insanların dizilmesi için organizasyon yapılmış, bu organizasyon, organizasyonu yapanların elinde patlamıştır. Halktan tasvip görmemiştir.” diye konuştu.
Kürkçü, emniyetin olaylara müdahalesi noktasında kıl üstünde kontrollü gerilim siyaseti uygulandığını savundu. Vali, emniyet ve jandarmanın bu kalabalığı olayların başında dağıtmak için parmaklarını kıpırdatmadığını öne süren Kürkçü, “Bundan cesaret alanlar bu kuşatmayı gerçekleştirdiler.” ifadesini kullandı. Kürkçü, olaylar için başka il ve ilçelerden kişilerin bölgeye geldiğini öne sürdü.
“TÜRKİYE’NİN 81 İLİNİ, 7 İKLİM, 4 BUCAĞINI GEZECEĞİZ”
‘Bir linç koalisyonu’ tarafından Karadeniz’in kapılarının BDP’ye kapatılmasına asla müsaade etmeyeceklerini dile getiren Kürkçü, “Buna asla müsaade etmeyiz. Biz gezimize bir değerlendirme için ara verdik. Türkiye’nin 81 ilini, 7 iklim, 4 bucağı gezeceğiz. Bu bizim hem mecburiyetimiz hem hakkımız. Halkla aramızda bir problem yok. Ama bizim aramıza şiddet perdesi çekildi. Attığımız her adımın önüne çapulculardan oluşan bir güruh, Ogün Samast’ın beresini şeref nişanı gibi taşımaya kadar akılsızca bir işe teşne insanlardan oluşan topluluklar, halkla aramıza şiddet perdesi çekmeye çalıştılar. Bu bizim mesajımızı bulandırıyor. Biz çatışmasızlık içinden konuşmak istiyoruz. Polisin çektiği perdenin ötesinden halka seslenmek istemiyoruz. Aracısız halkla buluşmak istiyoruz. Bunun için şartları olgunlaştıracak siyaseti kuruncaya kadar, Karadeniz’de karşımıza çıkan bu özel harp perdesini yırtıncaya kadar, bu tartışmayı aramızda sürdüreceğiz. Türkiye’nin her yerine gideceğiz.” ifadelerine yer verdi.
“HÜKÜMET, MÜLKİ İDAREDEKİ TÜM ÖZEL HARP KOALİSYONUNU TEMİZLEMELİDİR”
AK Parti’nin de olaydan sorumlu olduğunu ifade eden Kürkçü, “Hükümet partisi, hakikaten Türkiye’de bir barış siyasetinin önünü açmak istiyorsa, güvenlik aygıtında mülki idaredeki tüm bu özel harp koalisyonunu temizlemelidir. Meclis’in partileri, ana akım partiler, barışa isterlerse şans vermesinler. Irkçı saldırganlığa müsamaha ile bakmamalıdırlar. Reaksiyonları başka yerde karşılarına çıkabilir.” şeklinde konuştu.
“BU İŞİN ARKASINDA GLADYO KIRINTILARI VAR”
Karadeniz’de bir operasyon ile karşı karşıya kaldıklarını savunan Kürkçü, “Halk ile karşı karşıya gelmedik. Burada bir gladyo kalıntısı, özel harp kalıntısı, Susurluk kalıntısı, Hrant Dink’in katillerini örgütleyenler, 12 Martlardan Necdet Bulut’un katillerini örgütleyenler, bu kentleri devrimciler sosyalistler için yaşanmaz kılmak üzere özel harekât düzenleyenler, bu işlerin arkasındadır. İki elimiz de onların arkasındadır. Hodri meydan, görüşeceğiz. El mi yaman, bey mi yaman.” dedi.
Olaylarda bir güvenlik zafiyeti olduğunu vurgulayan Kürkçü, “Bunun başında duran İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in mirasını devralmıştır ve sürdürmektedir. En ufak bir yaprak yerinden oynamamıştır. Dört vekil, hayatlarına kasteden bir güruhtan yakalalarını kurtarmak için 9 saat boyunca Ankara ile müzakere içinde mi olacaktır, yoksa ilk karakol polisi o 10 kişiyi dağıtacak mıdır? AKP sütten çıkmış ak kaşık değildir. Taban örgütleri, onların yöneticilerinin yer aldıkları… Örneğin Sinop Gençlik Platformu. Bize ‘Sinop’tan defol’ pankartı gösterenlerin Başkan Yardımcısı, AKP Boyabat Gençlik Kolları’nın başkanıdır.” iddiasında bulundu.
TUNCEL: SİVAS GİBİ BİR OLAY YAŞANSAYDI, TÜRKİYE BUNUN ALTINDA KALIRDI
BDP’li Sabahat Tuncel ise “Sivas gibi bir olay yaşansaydı, Türkiye bunun altında kalırdı. Ucuz atlattı. Orada bir şey olmaması, Emniyet ya da jandarmanın önlemlerinden değil, bizim kendi kendimizi korumamızdandır.” ifadesini kullandı. Tuncel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “İçişleri Bakanı, AK Parti hükümeti bu işin sorumlusu değilse, yerel yöneticileri görevden alacak mısınız?” diye sordu.
