BDP 25 talep için eylemlere başlıyor
BDP, çözüm sürecinin ikinci aşamasında 25 talebinin yerine getirilmesi için ‘Hükümet adım at’ eylemlerine başlıyor. BDP, 30 Ağustos pazar günü Diyarbakır, Mersin ve Adana’da yürüyüş yapılması kararı aldı.
BDP’nin bütün yaz boyu sokaklarda, meydanlara ve parklarda süreceğini belirttiği yürüyüşlerin en önemli amaçlarından birini de, İmralı’da terör suçundan hükümlü bulunan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması oluşturacak. Diğer deyişle PKK’lılar için af talebi bu yaz gündemde öne çıkacak.
BDP’nin Merkez Yürütme Kurulu’nun; 27-28 Haziran’da Diyarbakır’da yapılan toplantılarının ardından kaleme alınan sonuç bildirgesi bu sabah yayınlandı. Bildirgede, çözüm sürecinin birinci aşamasının başarıyla sürdüğü ve ikinci aşamaya geçildiği dile getirildi.
BDP’nin talepleri şöyle;
Parti Heyetimizin bugüne kadar İmralı ve Kandil’de sürdürdüğü toplantılar esas olarak 1. aşamanın sorunlarını gidermeye ve başarıyla sürdürülmesine dairdi. Ancak heyetimizin İmralı’da yaptığı son toplantıda Sayın Öcalan’ın da belirttiği gibi artık 2. aşamaya geçilmiştir. Artık 2. aşamada adım atma sırası Hükümet’tedir.
Partimiz Hükümet’e ‘yol temizliği’ olarak nitelendirdiğimiz acil adım atılması gereken konularda 25 maddelik bir öneri paketi sunmuştur. TMK’nin kaldırılması, TCK’de ilgili maddelerin değiştirilmesi, toplantı ve gösteri hakkının genişletilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, uluslararası sözleşmelerdeki çekincelerin kaldırılması, siyasi partiler yasasında gerekli değişikliklerin yapılması, hasta tutukluların serbest bırakılması gibi, Hükümet’in hemen yapması gereken ve yapabileceği değişiklikler iletilmiştir. Öte yandan Sayın Öcalan da 2. aşamanın nasıl sürdürüleceğine dair önerilerini Hükümet’e sunmuştur. Hükümet acil olarak 2. aşamanın adımlarını atmalıdır.
TÜM TOPLUMUN TALEBİ: Hükümetin atması gereken adımlar, sadece Kürt halkının değil, bütün kesimlerin ortak talebidir. Gezi direnişi olarak tanımlanan günlerce süren hareketlilik esas olarak daha çok demokrasi, daha çok özgürlük talebiyle başlamıştır. Gezi direnişini başlatanlar kendileriyle ilgili kararları kendileri vermek istemiş, kendi yaşamlarına karışılmasına itiraz etmiştir. 4 kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin ağır yaralanmasına neden olan ağır polis şiddeti, halkın eylemlere katılımını arttırmıştır. Sayın Öcalan Hükümet’e verdiği plan için ‘halkın yüzde 90’ının taleplerini kapsıyor’ demektedir. Bugün AKP tabanın önemli bir kesimi de AKP’ye askeri vesayete karşı olduğu için oy vermiştir. Bazı demokrat çevreler ve liberal çevreler bu nedenle AKP’yi desteklemiştir. Demokrasi bütün toplum kesimlerinin talebidir. İstanbul’da Taksim Meydanı’nda da Diyarbakır’da Newroz Meydanı’ndan da benzer talepler yükselmektedir.
Buna karşılık Hükümet, şiddetin en beterini uygulayan polise teşekkür ederek, karakol ve baraj inşaatlarına devam ederek, tecavüzcü askerleri serbest bırakarak, hasta tutukluları cezaevlerinde ölüme mahkum ederek, siyasetçileri, avukatları, gazetecileri rehin olarak tutmaya devam ederek, seçim barajını kaldırmayacağını ilan ederek demokrasi taleplerini duymazdan gelip bildiğini okumaya devam etmektedir. Hükümet, halkın taleplerine kulak vermeli, 2. aşamanın gereklerini yerine getirmeli, gerekli demokratik adımları acilen atmalıdır.
Öte yandan halklar ve toplumsal kesimler açısından, demokrasi ve özgürlük, AKP Hükümetinin inisiyatifine ve siyasi aklına bırakılmayacak kadar önemlidir. Demokrasiyi tesisi etmek ve adım adım özgürlüğe yürümek bizim esas görevimizdir. Bugünün acil görevi ise demokratik çözüm sürecinin 2. adımını ilerletmek, demokrasi talebi olan tüm toplumsal kesimlerle ortaklaşmaktır. Demokratik çözüm süreci Sayın Öcalan’ın başlattığı bir süreçtir. Bizim sürecimizidir. Sürece sahip çıkmak ve ilerletmek bizim sorumluluğumuzdadır.
Bu nedenle ‘Hükümet adım at’ demek için, çalışmalarımızı demokrasi ve kalıcı bir barış isteyen tüm güçlerle birlikte şehir şehir, sokak sokak, meydan meydan, park park yürüteceğiz. 30 Haziran Pazar günü Diyarbakır, Mersin ve Adana’da ‘Hükümet Adım At’ yürüyüşleriyle başlatacağımız kampanyamızı yaz boyunca, barajları, karakol inşaatlarını durdurmak için, hasta tutsakları ve siyasi tutsakları özgürleştirmek için, ana dilde eğitim için, seçim barajını düşürmek için, Roboski’de adalet için, koruculuğu kaldırmak için, Sayın Öcalan’a özgürlük için, daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük için sürdüreceğiz.
Bingöl’deki tecavüzcülerden hesap sormak için başta Kadın Meclisimiz olmak üzere hepimiz alanlarda olacağız. Gençliğimizin başlattığı fuhuş ve uyuşturucuyla mücadele için hem toplumsal duyarlılık oluşturacağız, hem sosyal politikalar geliştireceğiz. Demokrasi, özgürlük, barış ve onurlu yaşam arayışı olan her kesim ve toplumsal dinamiği, her kişi ve kurumu 2. aşamayı ilerletecek eylemler ve etkinlikler düzenlemeye, tüm demokrasi, özgürlük ve barış güçlerini demokratik çözüm hamlesine omuz vermeye çağırıyoruz.”