Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konular hakkında çok sert açıklamalar yaptı.
İçki yasağı olarak değerlendirilen düzenlemeye getirilen eleştiriler hakkında Erdoğan “İsteyen istediğini içiyor. Hatta tıksırıncaya kadar içiyorlar. 8 yıldır engel olan var mı?” dedi.
İşte Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Almanya Başbakan’nın popülist siyasetini Kıbrıs’a taşıması son derece manidardır. Bu açıklamalar vizyon sahibi lider görüntüsü vermemektedir. Sayın Merkel’in tarih bilgisini gözden geçirmesi ve özür dilemesi gerektiğini buradan belirtiyoruz.
Söylenen ve yapılanlar ortadadır. Bu süreci takip eden lider Merkel değildir. Bu süreci takip eden sayın Schröder’in kitabını okursa bu süreçte ne kadar ahlaksızca davranıldığını Schröder çok açık net ifade ediyor.
Davos’ta Kofi Annan’a Türkler olarak gel bu süreci başlatalım. Biz Rumlar’dan bir adım önde olacağımızı söylemiştik.
Ne oldu? Referandum. Karar Burgenstoch’tan çıkıyor. Rum tarafı “erteleyelim bunu” dediler. Sayın Annan bana döndü. “Ne dersin” dedi. “Ben size Davos’ta verdiğim sözün arkasındayım” dedim. Sayın Annan “o zaman sözleşmeyi imzalayacağız” dedi. Askerlerin çekilmesi meselesi hepsi o anlaşmanın içinde vardı.
Ne oldu? Onlar geri adım attılar. Sayın Annan bugün bunu burada bitireceğiz dediler. Referanduma gidildi. Türk tarafı evet Rum tarafı hayır dedi. sözünde duran Türkler sözünden dönen Rumlar ödül alan kim Rumlar AB hala sözünün arkasında durmuyor.
Bu noktada AB ve BM sorumludur. Hala suçlu aranıyor. Hala Türkler versin deniyor. Kusura bakmayın. Bizden kalkıp da bu noktada anlaşmalar dahilinde olmayan şeyler istenirse hiçbir zaman bunları bulamayacaksınız. Bu noktada KKTC’den bir gram vermeyiz. Bunu bileceksiniz. AB’ye sizi alalım, bunu karşılığında Kıbrıs’tan şunun koparalım diye düşünürseniz bundan da bir şey alamazsınız.
KARA PROPAGANDA SÜRÜYOR
Seçimler yaklaştıkça bir kara propaganda tezgaha sürülüyor. Hükümet aleyhine dönüştürülen meselleri önceki seçim döneleriyle karşılaştırın tamamının aynı olduğunu göreceksiniz.
İşte en son tütün ve alkolle ilgili kendilerine göre modern değişiklikleri, heykel tartışmalarını RTÜK uygulamalarını bizim aleyhimize bir kampanyaya dönüştürmeye çalışıyorlar. Bu tartışmalar açık açık bir kampanyadır. Üstelik hükümet aleyhine yürütülen zorlama kampanyalardır. Malum tezgahların bir yenisidir. Ak Parti muhafazakar demokrat bir partidir. Bizim için aile, mahremiyet, tarih ve tarihi şahsiyetler, manevi değerleri son derece önemlidir. Biz köksüz bir millet, köksüz bir devlet değiliz.
Biz medeniyet inşa etmiş ve medeniyet tasavvuru olan bir milletiz. Biz muhafazakar olduğumuz kadar demokrat bir partiyiz. Herkesin yaşam tarzına saygılıyız. Kimsenin giyim kuşamına yeme içmesine inancına ibadetine kısıtlama getirmeyen bir partiyiz.
HERKES İSTEDİĞİ GİBİ İÇİYOR
8 yıldır bizim samimiyetimiz test ediliyor. Birileri ısrarla bize gizli hedefler izafe ediyor. Soruyorum. 8 yıldır hangi özgürlüğü kısıtladık. 8 yıldır kimin yaşam tarzına müdahale ettik. Herkes istediği gibi giyiniyor.
Herkes istediği gibi giyiniyor. Herkes istediği gibi içiyor. Iksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar. Trafik polislerinin kazalarda yakaladıkları kimler. Her tür var onarlı da yakalamasınlar mı? Bunların yaptıklarını ölümle mi ödeyeceğiz. 8 yıldır biz yaşam tarzlarına yönelik neyi yaşadık.
Sen bu ülkenin başbakanına hakaret edene rozet takacaksın sonra bu ülkede özgürlük yok diyeceksin. Yandaş medya diyeceksin Candaş medyanın tüm mensuplarını partine davet edeceksin. Sevsinler seni.
CHP genel başkanı RTÜK Kanunu diline dolamış en ağır ithamları bize savuruyor. İnsan neyi eleştirdiğine bakmaz mı?
O yasa 1994 yılında CHP’nin iktidar olduğu dönemde çıkarılmış. O yasanın 25. maddesine de Başbakan’a yayınları durdurma yetkisi verilmiş. Bu yetkiyi CHP bizzat sağlamış.
MUHALEFET EDEBİN DIŞINDA
Şimdiki CHP Genel Başkanı bunu bilmiyor belli ki başkaları da onu uyarmamış. Yüzlerin kızarmadığı edebin rafa kaldırıldığı bir muhalefetle karşı karşıyayız. Sadece siyasi değil sivil muhalefetin de edebin dışında yapıldığını görüyoruz.
Müzikten mimariden heykelden sadece bunlar anlar. Maşallah bunarla göre entelektüellik kazanılan bir şey değildir. Babadan oğla geçer. Bunlar mürebbidir. Mürebbiyedir. Bunlar allame-i cihandır. Her türlü özgürlüğü savunurlar ama bir o kadar da entelektüel despotturlar.
ESTETİKLE UCUBE AYIRILABİLİR
O heykele ucube derken kralında çıplak olduğuna işaret ettim. İçlerindeki o krala çıplak dedirtmek istemiyorlar.
Gözü olan herkes estetikle ucubeyi ayırabilir. Bunun için asil bir aileden gelmiş olmaya gerek yoktur. Milletin estetik anlayışını aşağılamayı alışkanlık haline getirmiş olanlar bunlardır. O heykel başlamadan başkana yapmamasını ona söyledim.
ALSIN KARŞIYAKA’YA DİKSİNLER
İlla güzel Sanatlar Fakültesi’nde mi okumalı? Bu işin pratiğini yaptık. Bir şarkıyı bir türküyü bile sorar. Hangi konservatuarı bitirdiniz diye sormaz, şarkıyı türküyü beğendiniz mi diye sorar.
İlla bunu Güzel Sanatlar’dan mezunlar değerlendirir derseniz gidin bunu farklı özel yerlerde inşa edin o zaman. Hiçbir tarihi eserin odluğu yerde inşaat bile yapamazsınız. Belli bir mesafe konulur, orada yaparsınız.
Karşıyaka Belediyesi talip olmuş. Ne güzel. Alsın orda diksin. Kaldı ki ben bu heykeltıraşın çok başarılı olduğunu eleştirmiyorum, başarılıdır tamam saygı duyarım. Ben o tarihi eserin olduğu yerde böyle bir heykelin dikilmesine müsaade edemem.
Benim hükümetim en Doğu’da Moğolistan’dan güneyde Yemen’e kadar bu ülkeye ait olan sanat şaheserlerine sahip çıkmıştır. Bugüne kadar Ak Parti hükümeti 8 yılda bu ülkede bir tane heykel yıktı mı? Yok. Nedir bu kıyamet? Dert başka. Sanıyorlar ki Ak Parti’nin yükselişini bununla durduracaklar. Durduramazsınız boşuna uğraşmayın.
BUNA VERİLEN PARA ALTYAPIYA VERİLSEYDİ
Akıl veriyor bir sanatkar. Hükümet bunlarla uğraşacağına Kars’ta işsizlikle mücadele etsin diyor. Bunlara verilen para Kars’taki altyapıya verilmiş olsaydı Kars daha farklı bir yerde olurdu
İSTANBUL’U KÜLTÜR BAŞKENTİ YAPTIK
Sanatın da sporun da parlak dönemi bu dönemdir. İstanbul bu dönemde Avrupa’nın kültür başkenti oldu. Bunu biz sağladık. Bu hükümet 8 yıldır kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedi ve etmeyecek. Herkesin yaşam tarzı bizlerin teminatı altında.
TAHLİYE KARARLARI YARGITAY’IN
Özellikle malum bir davadan dolayı tahliye edilenlerden dolayı sabah akşam zihin bulandırma çalışması var. Zamanın, tarafların birbirini suçlama zamanı olmadığını biliyoruz. Taraflar birbirini suçlamasın. Muhalefetin de yardımıyla sürecin faturası hükümete kesilmek isteniyor
Bu tahliye kararlarını hükümet değil Yargıtay verdi.
BENİMLE İLGİLİ DOSYABİR GÜNDE GELDİ AMA
Aynı yargı benimle ilgili dosyayı 24 saatte Diyarbakır’dan getirtti. Aynı yargı 5 gün içinde Erbakan hakkındaki dosyayı getirtti. Erzincan dosyası falan süratle yürütülebildi, Ankara’da Sincan çok başarılı çalıştı, bir çok dosya çok hızlı çıktı. Öncelikler içerisinde bu kararları neden vermediniz.
Yargıtay’ın iş yükünün fazla olduğunun farkındayız. Tedbirlerini de iktidara geldiğimizde başlattık. Bir an önce istedik ki burada daireler arttırılsın diye talep var.
NERDEN ÇIKTI ŞİMDİ KAMERA
Avukatların yargıya kazandırılması ile ilgili proje başlatalım dedik. Hemen sözlü imtihanlarda kamera yerleştireceğiz, onunla yapılacak dediler. Bu işin tarihinde kamera mı var. Şimdi nereden çıkıyor kamera?
Ama biz bunu da aşacağız. Uygulama noktasında sudan bahanelerle hep engellendik. 2005’te istinaf mahkemeleri ile ilgili kararı aldık, 2007’de engellendi. İstinaf mahkemeleri ile ilgili sorun hakim ve savcı sayısının azlığı.
Hakim ve savcı alımları bizim dönemimize kadar hiç olmadığı kadar engellenmiştir. 1934’ten beri hakim adaylığı sınavları Adalet Bakanlığı tarafından yapılıyor. 2006’da sınavlara itiraz edildi ve 2008’de mülakatlarda görüntü ve ses kaydı şartı getirildi.
HEM ENGELLİYORLAR HEM YAKINIYORLAR
Son 4 yılda 5 kez hakim ve savcı alımları için yürütmeyi durdurma kararı verdiler. Sonra da iş yükü ve personel azlığından yakınıyorlar
YARGITAY ÜYESİNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN SES KAYDI
Yargıyı birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkarıp milletin ön bahçesi yapacağız. Onama mı bozma mı istersin diyen yargıdan vicdanıyla karar veren bir yargıyı inşallah tamamlayacağız
Tüm bu süreçte aleyhimize yürütülen kampanyaları boşa çıkaracağız. Ben bazı gazetelerde yazdığı gibi Katar’da böyle demedim, hukukçular anayasa yapmayacak demedim, halkın katkısı olacak dedim.
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 52)