Anayasa Mahkemesi (AYM) Ramazan ayında sahurda çalınan davullardan rahatsız olan bir kişinin başvurusunu reddetti. AYM kararında Ramazan davulunun yaşam kalitesini etkilediğini kabul etti ancak bunun katlanılmayacak boyutta olmadığını savundu.
Mahkeme “başvurucunun maruz kaldığı sesin süresi ve yoğunluğu Anayasa’nın 20. maddesinde koruma altına alınan güvenceleri işletecek asgari ağırlıkta bulunmamaktadır” dedi.
Dolayısıyla üçüncü kişiler tarafından belli bir kural dahilinde kontrollü olarak gerçekleşen davul çalma eylemi nedeniyle oluşan gürültünün devletin müdahalesini gerektirmediğini belirten AYM’nin kararında şu ifadeler yer aldı:
“Sesin gece uyku saatlerinde oluşması nedeniyle başvurucunun yaşam kalitesinin etkilendiği tartışmasızdır. Ancak, maruz kalınan sesin ortalama bir insanda oluşturacağı etkinin ve sese maruz kalma süresinin kural olarak katlanılmayacak boyuta eriştiğini söylemek güçtür. Ayrıca meydana gelen rahatsızlığın yılın sadece belli bir zaman diliminde gerçekleşmesi ve bu zaman diliminin belirliliği nedeniyle öngörülebilir oluşu da başvurucunun ortaya çıkan rahatsızlığa katlanabilmesini sağlayacak önemli bir etkendir.”
“Açıklanan gerekçelerle başvuruya konu çevresel meselenin özel hayata saygı hakkının korumasından yararlanacak ağırlıkta bulunmadığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşullar yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.”
Başvuruyu D.Ö. adlı bir kişi yapmıştı.
İzmir’de yaşayan inşaat mühendisi D.Ö., 2008 yılında Ramazan ayında davul çalınarak özel hayatına ve aile hayatına müdahale olduğu gerekçesiyle İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı.
İzmir İdare Mahkemesi’nin davayı reddetmesi üzerine dava Danıştay 10’uncu Dairesi’ne taşınmasına rağmen yerel mahkemenin kararı onaylanınca, dosyayı 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü.