Eski milletvekili ve Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e yakınlığıyla bilinen Aydın Ayaydın’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İletişim Başdanışmanı olması tartışma yarattı.
CHP’de kritik kararların alındığı sıcak günler yaşanıyor. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün ekibi olarak bilinen Şişli Belediye Meclis Üyelerinin CHP’ye üyelik başvurusu yapmasının ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu,Sarıgül’e yakın İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’ı Strateji Medya ve İletişim konusunda başdanışmanı olarak atadı.
Aydın Ayaydın Mustafa Sarıgül haricinde bir başka eski kulüp yöneticisi İsmail Ünal’a yakınlığıyla da biliniyor.
İmambakır Üküş’ün yazısı ise şöyle;
CHP şaka gibi bir parti…
Gerçekten CHP’de olup bilenleri anlamak ve yorumlamak mümkün değil…
Aklın ve bilimin, bilginin geçerli olmadığı tek alan gibi CHP…
Toplumsal değişim ve yenilenme isteğini görmeyen, göremeyen bir parti görünümü sergiliyor…
***
Gezi direnişiyle birlikte klişe olmuş bir laf var…
“Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz” diye…
Hemen hemen toplumun her kesiminden ve her görüşten insanın dillendirdiği bir söz bu…
Nedeni de gezinin Türkiye’nin tüm “parametre”lerini değiştirdiği fikri…
***
Gerçekten gezi direnişiyle artık yeni bir Türkiye var…
Hiçbir kimsenin hiçbir şeyin eskisi gibi olması mümkün değil…
Hiç kimsenin hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmesi mümkün değil…
“Gezi direnişi, toplumda daha özgürlükçü, daha eşitlikçi, daha demokrat özleminin temsilcisi oldu…
Daha da önemlisi, Türkiye ilk defa sokaklarda yüzbinlerle bu talepleri savundu…
Uğruna bedeller ödedi…
Can verdi…
***
Gezi direnişi; yalnızca AKP’nin veya Tayyip Erdoğan’ın baskıcı ve otoriter yönetimine bir isyan değildir…
Gezi direnişi; başta CHP olmak üzere bütün sol ve toplumsal muhalefet hareketlerine de çok güçlü bir “itiraz”dır…
Gezi direnişi; Sol’un ve toplumsal muhalefet hareketlerinin geleneksel yapısından da köklü bir kopuş’tur…
Artık, herkes kendini yeniden tanımlamak ve gerçeklikle yüzleşme yapmak zorunda görüyor…
***
Gezi direnişinin kalkış noktası kentine, parklarına ve meydanlarına sahip çıkmak iradesidir…
Yeni toplumsal muhalefet noktaları olan “kent hareketleri” direnişin mayalanmasında önemli rol üstlendi…
Kentinin meydanlarına, parklarına, kentlerinin geleceklerine sahip çıkmak için alanlara çıkan milyonlar, yaklaşan yerel seçimlerinde ana konusu-gücü olmaya aday…
Kentlerine ve geleceklerine sahip çıkmak iradesi gösteren milyonlar aynı zamanda yerel seçim kampanyalarının “itici gücü” olabilir…
***
Ne yazık ki CHP yeni dönemi anlamamıştır…
Anlamamakta da ısrar ediyor…
CHP sokaklara ve meydanlara ölüm pahasına çıkan milyonlarla birleşmek yerine siyasi parti mezarlığındaki ölüleri diriltmeye çalışıyor…
Yüzünü ve yönünü halka dönmesi gereken CHP, siyasi partiler mezarlığında ANAP ve DYP’den arta kalanlardan medet umuyor…
Ölülerden siyasi bir gelecek kurmaya çalışıyor…
Siyasi partiler mezarlığında ANAP ve DYP’nin “ruh”unu çağırmak için “ayin”ler düzenliyor “ruh çağırıcıları”nı göreve getiriyor…
***
ANAP ve DYP’nin niye battığını herkes unutuyor…
Kimlerin ANAP ve DYP’yi batırdığını unutuyor…
Yolsuzluk ve hırsızlık batağına sürüklenen Türkiye’nin “müsebbib”lerini herkes unutuyor…
ANAP ve DYP’yi yolsuzluklar batırdı…
ANAP ve DYP’den geriye bir enkazdan başka bir şey yok…
Merkez sağ, bugün bir bölümüyle AKP’de…
Bir bölümüyle CHP’de temsil ediliyor…
Bugün yapılması gereken mezarlıkta “ruh çağırma” değil, daha çok özgürlük daha çok demokrasi isteyen herkesi CHP bayrağı etrafında toplamak/birleştirmektir…
***
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu yanlış yapıyor…
Direnen yeni Türkiye’yi görmüyor…
Hala siyasi partiler mezarlığından medet bekliyor…
ANAP’ı DYP’yi batıranlardan medet umuyor…
Bakın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun çevresindeki danışmanlara…
Bir tek sol gelenekten gelen bir insan göremezsiniz…
Dün ANAP’ı DYP’yi batıran isimler bugün CHP’de “Siyasi danışman” durumundalar…
Bunlardan “hayır” gelseydi ANAP’a DYP’ye gelirdi…
***
Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu kendine yeni bir baş danışman atamış…
Strateji, basın ve propagandadan sorumlu baş danışman olarak Aydın Ayaydın’ı atamış…
Peki, kim bu Aydın Ayaydın…
Önce Anap’ta ve Turgut Özal’ın “prens”lerinden…
ANAP döneminde Emlak bankı ve Emlak Konut’u batıranlardan…
O dönemde ilgili hakkında onlarca dava açılmış…
Bahçeşehir ve Ataşehir’in yağmalanmasında adı geçiyor…
Sonra DYP’ye geçmiş…
Bu kez Tansu Çiller’in “prens”lerinden…
Bütün hayatı sağ partilerde geçmiş…
Adı hiç bir “hayırlı” işte geçmeyen biri…
Sol’la, Sosyal demokrasiyle uzak yakın bir ilgisi yok…
Nasıl olursa oluyor CHP’den sürpriz bir şekilde milletvekili oluyor…
Ama CHP’de ne gören var ne bilen…
Sarıgül Pazarlama A.Ş.’nin etkin bir elemanı…
Zaten seçim çalışmalarını da Mustafa Sarıgül organize etmişti…
Otobüsünden yanındaki görevlilere kadar Mustafa Sargül’ün “dayanışma”sının eseriydi…
***
Gezi direnişinden sonraki Türkiye’de Aydın Ayaydın CHP genel başkanının “strateji” baş danışmanı…
Herkes bana CHP’de neler oluyor bu atamalar ne anlama geliyor diye soruyor…
CHP’de olan şudur…
Bir gün caminin önünden sarhoş, sallana sallana giden Bekri Musatafa’yı gören Cami cemaati koşarak yanına gelir…
Bekri Mustafa’ya “Cenazemiz var… Ama Namaz kıldıracak imamımız yok” derler…
Bekri’ye “Sen eski hafız ve hocasın… Ne olur Cenaze namazımızı kıldır” derler…
Bekri Mustafa ısrarla dayanamaz ve Cenaze namazını kıldırır…
Tam tabut taşınırken Bekri Mustafa tabuta eğilip bir şeyler söyler…
Cami Cemaati çok merak eder…
Bekri Mustafa’ya Tabuta ne fısıldadığını sorarlar…
Bekri’de “öteki tarafta dünya ne anlamda sorarlarsa Bekri Camiye imam oldu deyin, onlar anlar” dedim der…
Buna da gezinin değiştirdiği ve daha da değiştireceği Türkiye’de “CHP’de neler oluyor” soranlara cevabım basit aslında…
Aydın Ayaydın, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na baş danışman olmuş deyin herkes ne olduğunu anlar bence… –