CHP Milletvekili Veli Ağbaba, Silivri Cezaevi’nde Atilla Taş ve Murat Aksoy’a yaptığı ziyareti raporlaştırdı. Ağbaba, Taş ve Aksoy’un görüşmedeki ifadelerini raporunda aktardı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Cezaevleri Komisyonu Sözcüsü Veli Ağbaba, Silivri Kapalı Cezaevi’ne gerçekleştirdiği ziyarette Atilla Taş ve Murat Aksoy ile görüşmelerinin raporunu kamuoyu ile paylaştı. Şarkıcı Atilla Taş, “Hiçbir suçum yok. Hiç böyle bir suçlamadan buraya geleceğimi düşünmezdim. Polis beni en öne koydu, çektiler fotoğrafımı. Atatürkçü deyip suçlasalar anlayabilirdim” dedi.
Gazeteci Murat Aksoy ise, “Oğlumu sünnet ettireceğim gün gözaltına alındım. Bir kızım ve bir oğlum var. Oğlum 23 aylık. Gözlerimi kapatınca onları görüyorum” dedi.
Ağbaba, raporunda Atilla Taş’ın sözlerine yer verdi. “Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlaması ile tutuklanan Atilla Taş, “Beni tutuklayarak gözdağı verdiler” diye konuştu. Tutuklu şarkıcı Atilla Taş’ın görüşmede sarf ettiği sözler şu şekilde:
“Öyle ya da böyle Erdoğan bir gün gidecek, ama ülkeye adalet her zaman lazım. Enes Kanter gazeteye gelmişti. Beni aradılar, sana forma hediye etmek istiyor dediler. Fotoğraf çektirdim, onu kanıt gösteriyorlar. Beni tutuklayarak gözdağı verdiler. Param pulum yoktu, gazeteden teklif geldi. Magazin ağırlıklı bir gazete olacak dediler. Gazeteye gitmiyordum. Yazıyı yazıp e-posta gönderiyordum.”
Taş, şu ifadeleri kullandı: “Hiçbir suçum yok. Hiç böyle bir suçlamadan buraya geleceğimi düşünmezdim. Polis beni en öne koydu, çektiler fotoğrafımı. Atatürkçü deyip suçlasalar anlayabilirdim. Haber duydum, ‘Atilla Taş firari’ diye haber yapmışlar. Ben o sırada Çeşme’de tatildeydim. Tweet attım, ‘Kaçan da, kaçtı diyen de şerefsizdir’ dedim ve video çekip yola çıktım. Gemlik yakınlarında bir tweet daha attım, ‘Arkadaşlar yola çıktım, sabah İstanbul’da olurum. Bende kaçak göçek yok, sabah kendim gideceğim emniyete’ dedim. Bu tweetten 10 dakika sonra önümü motorlu polis kesti. Benim kendim teslim olmamı istemediler. Teslim olsaydım tutuklamak daha zor olacaktı.”
“Ben Erdoğan’ı eleştirerek FETÖ’ye yardım ediyormuşum. Açıkça, hükümeti eleştirmeyin, eleştirirseniz terör örgütünü desteklemiş olursunuz diyorlar. Benim üzerimden sosyal medya kullanıcılarına aba altından sopa gösteriyorlar. Bu şekilde bakılırsa Türkiye’nin yüzde 50’si terör örgütüne destek veriyor. Hükümeti eleştiren herkes hedeftir. Benim ülkeye en ufak bir ihanetimi göstersinler, işi savcıya polise bırakmam, kendimi vururum. Bütün bunlar gözdağı ve öfke operasyonu. Bütün suçum hükümeti eleştirip doğruları söylemek. Masum olduğumu ben ne kadar biliyorsam onlar da o kadar biliyor. Demek ki birilerinin canını çok sıkmışım. Alnım açık, başım dik, vicdanım rahat. Çünkü suçsuzum. Tek suçum hükümeti eleştirmek. Yılmayacağım!”
“En büyük üzüntüm, benim üzerimden Kemal Kılıçdaroğlu yıpratılmaya çalışıldı. En son mayıs ayında Yeni Hayat’ta yazdım. İki ay yazıp bir ay para alabildim. Millet’te bir yıl yazdım. Ekim 2015’te bitti. İş yok, yazacak bir yer lazım. Mecburen yazdık. Çocuğumu 30 Ağustos’ta sünnet ettirecektim, 12.30’a randevu almıştık. Oğlumu sünnet ettireceğim gün gözaltına alındım. Bir kızım ve bir oğlum var. Kızım 9 yaşında 4’üncü sınıfta okuyor. Kızımı göremeden tutukladılar. Oğlum 23 aylık. Gözlerimi kapatınca onları görüyorum.”
“Terör örgütünü bilerek ve isteyerek övmekle suçluyorlar. Birçok gazeteye gittim, Hürriyet’e, Cumhuriyet’e, ama iş vermediler. 2014’te Şubat-Eylül arasında T24’te para almadan yazdım. Teklif geldi, ben de yazdım. Bu yazılardan suçlanıyorum. Yazılar tamamen eleştiri, ‘AKP kendi devletini kuruyor’, ‘Sivil itaatsizlik’, ‘Erdoğan’ın 2. Kurucu Babalık Hayali’ gibi yazılar… Her eleştiriyi cemaate destek olarak yorumluyorlar. Sadece eleştirdiğimiz için ceza verildi bize. Benim cemaatle uzaktan yakından alakam olmadığını herkes biliyor. Şu anki bakanlar da beni yakından tanır. İki şey istedim, birincisi daha çok demokrasi daha çok özgürlük. İkincisi çocuklarım namerde muhtaç olmasın.”