Günün OlayıManşetSakın Kaçırmayın

Arap Dünyası’nın 1989 Devrimi mi?

Bali

berlin duvari

Protestolar Arap milletlerini etkisi altına aldı ve Mısır’da tavan yaptı. Sovyet Bloğu’nun yıkımına neden olan devrimin bir benzerine tanık olabilecek miyiz?

Berlin Duvarı’nın yıkılışı, Doğu Avrupa baskıcı komünist rejimlerinin sonunun sembolü oldu. Şimdi ufukta Arap Dünyası’nda da aynı yönde bir devrim olacağı beklentileri oluştu. Bu devrimin simgesi ise henüz belli değil, buna karşın yolsuzluk, yoksulluk ve baskı rejimlerine karşı toplu bir protesto ana simge olabilir.

Kahire’nin merkezindeki El Tahrir Meydanı’nda, ülkenin uzun yıllardır görev başındaki devlet başkanının gitmesi için toplanan bir milyon kişi, günler süren protestolarını daha da arttırdı. Muhalif gruplar artık ülkede destekçisi bulunmayan Hüsnü Mübarek’in gitmesi için sokaklara döküldü. Tunus, Lübnan ve Yemen’in ardından Mısır’da devam eden ve “Arap Devrimi” diye tanımlanan bu toplu hareket, daha büyük bir akıma önderlik edecek gibi görünüyor.

Ürdün’de gösteriler düzenlenmeden önce Kral Abdullah hükümeti değiştirerek önlem almaya çalışırken, bir yorumcu Arap dünyasındaki bu dalgalanmayı ise “Kuzey Afrika bölgesini parçalayan Demokrasi dalgası” olarak adlandırdı. Bu açıklama, 1989’da Doğu Avrupa’yı etkisi altına alan ve yoğun protestoların yaşanarak önce komünizmin ardından Sovyetler Birliği’nin çekilmesine neden olan devrimle karşılaştırıldı.

Reform Çağrısı

Polonya halkı, 20 yıldan fazla bir süre önceki serbest seçimler sonrası Sovyet bloğunun ilk komünist olmayan hükümetini kurdu. Bu hareket,  bölgedeki değişikliği tetikleyen ilk kıvılcımdı. Macaristan da,  bu yönde adım atan ilk devletler arasında yer aldı. Hükümeti lağveden Macaristan, Avusturya ile olan sınırı kapattı, binlerce Doğu Alman sınırı geçerek ülkeye geçiş yaptı.

Bu iki hareketi, Çekoslovakya ve Romanya’daki ayaklanmalar takip etti. Kasım 1989’daki Kadife Devrim’de binlerce kişi başkent Prag’da barışçıl protestolara başladı, Komünist Parti kapatıldı ve demokrasiye geçiş sağlandı.

Romanya’daki muhalif hareket ise daha kanlı oldu. Romanya’daki devrim demokrasiye geçişi sağlarken, Devlet Başkanı Nicolae Çavuşesku ve eşi Elena, önce halk devrimiyle iktidardan edildi daha sonra da yakalanıp kurşuna dizildi.

Aynı yıldaki olaylar Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla destanlaştı. Bu hareketlerin üzerinden iki yıl geçtikten sonra, Balkan ülkeleriyle birlikte Sovyetler Birliği’ndeki komünist rejimler çöktü.

NationalTurk World Son Dakika

Mısır’da ve diğer Arap ülkelerinde aynı şekilde bir devrim beklenmemesine karşın; uzmanlar ve yorumcular 1989 Devrimi’yle- Arap hareketi arasında paralellikler kuruyor. Londra merkezli Uluslararası Çalışanlar Komitesi başkanı Tony Saunois, “Reform, demokrasi çağrısıyla başladılar. Şimdi kitle protestoları hükümetleri hedef aldı. 1989’daki devrimle aynı karakteristik özelliklere sahip” dedi.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Yeni Soğuk Savaş kitabının yazarı ve The Economist uluslararası editörü Edward Lucas bazı faktörlere de dikkat çekti ve şu yorumu yaptı, “Ekonomik zorluklar olayları tetikledi, bunlar doğu Avrupa’daki durumla karşılaştırılabilir. İnsanlar yeni sistemin çalışmadığının farkına vardılar. Rejimler baskı güçlerini kaybetti. İdaresi altındakiler daha fazla eğlenemiyor, hükümetlerin yeni kuralları başarılı değil.”

husnu mubarik misir

Süper güç eksikliği

Tarihi benzerlikler ve yapılan yorumlara karşın,  Arap dünyasını etkisi altına alan protestolar ile doğu Avrupa’daki hareketler arasında bazı bariz farklılıklar var. Bununla ilgili olarak Saunois, “1989’da merkezi sistemde toplanan sosyal sistemde bir patlama oldu. Arap dünyasında bu böyle değil. Politik baskıyla ülkeyi kontrol altına alıyorlar, ancak sosyal kaynak kapitalizme dayanıyor. İkisi arasındaki fark bu. 1989’da uluslararası şartlar başkaydı. Bir yanda Sosyalizmi reddeden bir hareket vardı. Arap dünyasında ise dünya ekonomik çöküntüsü etkili” dedi.

Aynı dönemde iki süper gücün varlığı şartları farklılaştırıyordu. Amerika Birleşik Devletleri’nin Avrupa’da güçlü bir şekilde desteklediği demokrasi yanlısı hareketler 1989 Devrimi’ni tetikleyen unsurların başında geliyordu. Şimdi ise dikkatleri üzerine çeken Mısır’da protestoları belirsizlik özelliği taşıyor.

“İran’dan çok Türkiye “

Mısır’da durum netlik kazanmazken, Hüsnü Mübarek’in gidişinin ardından nasıl bir politik hareketin geleceği ise soru işaretlerine neden oluyor. Cambridge Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Merkezi öğretim üyesi George Joffe konuyla ilgili olarak “Şu anda Arap ülkelerinin geleceği konusunda kimse henüz bir şey bilmiyor. Arap dünyasındaki protestolar politiklikten çok sosyal bir olgudan dolayı meydana geldi. İnsanların ana isteği baskıdan kurtulma ve ekonomik refah”  açıklamasını yaptı.

Arap dünyasında birden çok ideoloji olduğunu vurgulayan Joffe, “Eski Sovyet devletlerinin çoğu, demokrasiye kısa sürede geçiş yaptı. Çünkü Çekoslavakya gibi bazı ülkeler daha önce demokrasiyle yönetiliyordu. Avrupa’nın çoğunda bulunan demokratik yönetimler de o devrimi tetiklemişti. Ancak ilginç olan ise Belarus gibi daha doğuda olan ülkelerde hala demokratik modele karşı fazla bir heyecan duyulmaması” şeklinde konuştu.

Joffe 1989 devrimiyle günümüz Arap devrimini karşılaştırırken de, “Arap ülkeleri daha fazla özgürlük istiyor; ancak gelecekte ne yapacaklarına dair kesin bir şey yok. Şu anda gelecekte değişecek olan bilinmeyen bir andayız. Hiç bir rejim baskıyla sonuna kadar gidemez. Fakat bu gelecekte otokratik rejimler görmeyeceğimiz anlamına gelmez” dedi.

Britanya Exeter Üniversitesi görevlisi Ömer Ashour ise konuyla ilgili olarak “Mısır’da sokaklara dökülen çoğu kişi, demokratik toplum isteyen düş kırıklığına uğramış gençler.İslami grupların çoğu organize olmamış; ancak hükümette ön planda yer almak istiyorlar. Başta bu devrimi desteklemediler. Eğer işbaşına gelirlerse de İran’dan çok Türkiye’ye benzer iktidarlar oluşabilir” ifadelerini kullandı.

Tiranlığın Sonu

Bazı farklılıklara karşın, Mısır halkı için tarihten bazı dersler bulunuyor.Lucas bu konuyla ilgili olarak, “Bir çok komünist yeni rejimlerde işbaşına geldi. Şu anda Avrupa’da eski komünist bölgesi ülkelerinde bir çok eski komünist görev başında. KGB, yeni rejimde bile onlar sayesinde bağlantılarını sürdürüyor. Tarihten alınacak bir başka ders ise “Devrim her zaman demokrasi anlamına gelmiyor” Orta Asya ve Azerbaycan bunun örneği” yorumunu yaptı.

Ashour bu yorumlara karşın gelecek için ümitli. El Cezire Televizyonu, Arap dünyasının ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Sanırım bu Arap devriminin başlangıcı oldu ve kötü bir dönem olan acımasızlık ve tiranlığın sonunu getirecek”  şeklinde konuştu.

NationalTurk

Maçlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu