Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın ‘Antrenörlük ve Küfür’ başlıklı yazısı;
Geçtiğimiz hafta futbol gündemimizde antrenörlerin küfür ile ilgili dikkatimi çeken olayları oldu. Bunlardan 3 tanesini yorumlamak istiyorum.
1. Mersin İdman Yurdu, sahasında Osmanlıspor’a 4-0 yenilince teknik direktör Mesut Bakkal istifa etti ve tribünlerden edilen küfürlere tepki gösterdi.
2. Denizlispor, sahasında Göztepe’ye 2-0 yenilince teknik direktör Mehmet Altıparmak “Tribünlerden edilen küfürler yüzünden motivasyonum bozuldu ve kendimi maça veremedim.” dedi.
3. Fethiyespor teknik direktörü Ahmet Yıldırım, Nazilli Belediyespor maçında rakip taraftarın kendisine küfür etmesi üzerine maç bitiminde taraftarlarla tartışma yaşadı.
Ülkemizde, bu tip olaylara daha pek çok örnek vermek mümkündür. Küfür, spor kültürümüzün bir gerçeği ve ileride de bu tip olayların yaşanacağı kesin. Bizim çalışma alanımız olan psiko-sosyal açısından bu tip olayların “konsantrasyon” konusuna girdiğini söyleyebilirim. Profesyonel bir meslek icra eden antrenörlerin maç oynanırken maçın gidişatına değil de tribünlere odaklanması ve dikkatini kendisine söylenenlere kaydırması ciddi bir mental eksikliktir.
Olayın “kendini kontrol” boyutu ise daha önemlidir. Böyle bir durumda, antrenörlere “incinme ile zarar görme” arasındaki farktan bahsetmek gerekiyor. Çünkü antrenörler, incinmemeyi öğrenirse kendilerini çok sayıda kaygıdan ve belki de zarardan koruyabilir. Taraftarlar, sporun içindeki insanları incitmeye çalışırsa özellikle antrenörlerin incinmeyi reddetme seçenekleri var. Sadece bunu nasıl yapacaklarını bilmeleri gerekiyor. Bunun için de mental destek almaları kendileri için çok önemlidir.
İnsanlar, kendi rızaları olmadan incinemez. Yani iradeniz dışında zarar görebilirsiniz ama iradeniz dışında incinemezsiniz. Mesela sizden borç alan birisi borcunu ödemezse zarar görürsünüz ki bu durum iradeniz dışındadır. Fakat siz bu duruma “aptal yerine konuldum” tarzında yorumlar getirirseniz incinmeyi kabul etmiş olursunuz. Bu kabul ediş ise sizin olumsuz tepki vermenize yol açabilir.
Mental antrenman modelimin felsefi temelini oluşturan Stoacı felsefenin temsilcilerinden Roma İmparatoru Marcus Aurelius, öğretmeni Epiktetos’tan şunu öğrenmiştir: “Bizi rahatsız eden olaylar değil onları görüş biçimimizdir.” Dolayısıyla M.Aurelius der ki “Düşünceni yok et, şikayetin de yok olur. ‘İncitildim’ şikayetini ortadan kaldır, incinme de ortadan kalkar.”
Bu felsefeden yola çıkarak sporun içindeki insanlara, sadece bir hakaretin şiddet içeren bir misilleme veya istifa için haklı bir sebep olmadığını öğretmek gerekir. Bunun için çalıştığım spor insanlarına, sözlerle incinmelerini önleyebilmek için onların kendilerine ait ahlaki bir öz değer geliştirmelerine yardımcı oluyorum. Böylece başkalarının onlar hakkındaki düşünceleri ve söyledikleri, kendi düşünceleri ve hayatlarında önemli olan insanların düşündüklerinden daha az önemli oluyor.
Makalemi filozof Epiktetos’un “Düşünceler ve Sohbetler” adlı kitabından bir alıntı ile bitiriyorum: “Bir taşa küfret; neye yarar bu? Taş seni duymaz. İşte bu sebeple taşı taklit et ve sana edilen küfürleri duyma…”
Ersin Afacan / NationalTurk
https://twitter.com/mentaldestek