Konya’da cuma namazı hutbesi veren Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Cinsiyete müdahale eden ve cinsiyetsizliğe davet eden çabalar sadece bireyin değil bütün bir neslin felaketini hazırlar. Cinsiyet seçimini kişisel bir özgürlük alanı gibi göstererek ilahi iradeyi yok saymak, haddi aşma ve kulluktan sapmadır” ifadesini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, cuma namazında Konya’daki Kapu Camisi’nde hutbe verdi.
“Ey insanlar, şüphesiz sizi bir erkek ile bir kadından yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah, her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır” ayeti ile “Ey insanlar. Bu Zilhicce ayınızda, bu Mekke şehrinizde, bu Kurban Bayramı gününüz nasıl mukaddes ise kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da aynı şekilde mukaddestir” hadisini hatırlatan Erbaş, insanın Allah’ın takdir ettiği zamanda, O’nun nasip ettiği anne babadan ve tayin ettiği cinsiyet ile dünyaya geldiğini belirtti.
İnsanın kadın ve erkek olmak üzere farklı cinsiyetlerde yaratılmasının, Allah’ın varlığı ve kudretinin belgelerinden biri olduğunu anımsatan Erbaş, “Zira Hazreti Adem ve Hazreti Havva’dan beri kadın ve erkeği farklı yetenek ve üstünlüklerle donatan, onları birbirine eş kılan ve nesillerini çoğaltan Cenabıhak’tır. İnsanın kadın ve erkek olarak yaratılması Rabbimizin takdiri ve sünnetullahın bir gereği olup bünyesinde nice hikmetler barındırır. Kul olarak bize düşen, bu takdire hürmet etmek; her iki cinsiyete de saygı göstermek, aralarında adaleti ve merhameti tesis etmektir” diye konuştu.
Erbaş, Allah’ın insanlardan yaratılış hikmetine, insan olmanın haysiyet ve şerefine uygun bir hayat sürmeyi istediğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
“Allah, evlenerek bir yuva kurmamızı, imanlı ve sağlıklı nesiller yetiştirmemizi emreder. Neslimizi muhafaza etmek ve geleceğimize sahip çıkmak, mümin bir kul olarak hepimizin vazifesidir. Nesil güvenliği, en az can ve mal güvenliğimiz kadar değerlidir ve dokunulmazdır. İffet ve haysiyetimiz, helal dairesinde yaşama gayretimiz mukaddestir. Hem kadının hem de erkeğin iffetini, saygınlığını ve haklarını korumaya yardım eden en değerli kurum ailedir. Aile hayatı, aramızda güven ve huzur bağları örer. Aileyi yok sayan ve aile yapısını bozan her türlü düşünce ve davranış, aslında toplumsal bağları hedef almaktadır.”
Bir toplumun geleceğine umutla bakabilmesi için evlenme çağına gelmiş gençlerin yuva kurarak, meşru birlikteliklere özendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erbaş, insanoğlunun neslini sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmesi ve medeni bir hayat sürdürebilmesi için bahşedilmiş en eski ve en köklü ocağın aile olduğunu anlattı.
Erbaş, nikahın Allah’ın emri ve Peygamberin kavliyle yapılan en kutlu sözleşme olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Evlilik dışı birliktelikler ve ‘cinsel özgürlük’ adı altında gündemde tutulmaya çalışılan ‘serbest yaklaşımlar’ ise kadının da erkeğin de saygınlığını ve haklarını korumaktan uzaktır. Meşru ve muteber bir nikah olmadan yaşanan birliktelik, Allah tarafından haram kılınmıştır. Haramla yürünen yoldan hayır gelmez. Zira haram daima aldatıcıdır, yıkıcıdır, yok edicidir. İnsan için zarar, toplum için ziyandır. Irkımızı, rengimizi ve ömrümüzü olduğu gibi cinsiyetimizi de yüce Allah belirlemiştir.”
Fıtratın kodlarıyla oynamanın, yaratılıştan gelen özellikleri değiştirmeye çalışmanın sünnetullaha aykırı olduğunu anlatan Erbaş, şöyle devam etti:
“Cinsiyete müdahale eden ve cinsiyetsizliğe davet eden çabalar sadece bireyin değil bütün bir neslin felaketini hazırlar. Cinsiyet seçimini kişisel bir özgürlük alanı gibi göstererek ilahi iradeyi yok saymak, haddi aşma ve kulluktan sapmadır. Tarih boyunca bütün inançlar bu tür anlayışları şiddetle reddetmiş ve lanetlemiştir. Milletleri ayakta tutan, dini ve ahlaki değerleridir. Bu değerler örselendiğinde toplumda çözülmeler başlar, geleceğimiz tehlikeye girer. Rabbimiz tarihte birçok kavmin vahye kulaklarını kapatmaları, ahlaki bozulmaları ve bu sapkınlıkları yüzünden helak olduğunu bizlere haber vermektedir. Kur’an-ı Kerim’de tertemiz fıtratlarını bozan kavmine Hazreti Lut’un haykırışı şöyle anlatılır, (Lut’u da peygamber gönderdik. Kavmine dedi ki; ‘Sizden önce insanlardan hiçbirinin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz yoldan çıkmış bir topluluksunuz.)”
Azgınlıkları ve haddi aşmaları sebebiyle helak edilen kavimlerden ibret alınması çağrısında bulunan Erbaş, şunları söyledi:
“Fıtratımıza uygun, nezih bir hayat yaşamaya gayret edelim. İnsanlık şeref ve haysiyetini canımız gibi aziz bilip koruyalım. Kadının ve erkeğin izzetini zedeleyebilecek aşırılıklardan ve çirkinliklerden uzak duralım. Kız ve erkek çocuklarımıza hak ettikleri değeri ve özeni gösterelim. Sağlıklı bir nesil yetiştirmenin çocuklarımızı, gençlerimizi sapkın anlayışlara karşı eğitmek, bilinçlendirmek ve korumaktan geçtiğini, bu noktada hepimize sorumluluk düştüğünü unutmayalım.”
Erbaş, hutbenin ardından cuma namazını kıldırdı.