Akit gazetesinde skandal yazı! “Örgüt lideri Fetullah Gülen affedilsin” demeye getirdi
İktidara yakın Akit gazetesinin yazarlarından Prof. Yusuf ziya Kavakçı, terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in tövbe edip Erzurum’daki köyüne dönmesi, kendisine bağlı cemaatin de asli faaliyeti olan eğitim faaliyetlerine devam etmesi halinde hapse atılmaması gerektiğini yazdı, ortalık karıştı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başörtülü milletvekili Merve Kavakçı ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı’nın babası olan Yusuf Ziya Kavakçı skandal bir yazıya imza attı. Akit gazetesi gelen tepkilerin ardından internet sitesinden yazıyı kaldırdı.
Yusuf Ziya Kavakçı, Yeni Akit gazetesinde ‘Fethullah Gülen olsam?’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kavakçı yazısında FETO içinde samimi, yardımsever sayıları binlerle ifade edilen emir kulu konumunda ‘vatandaş kademesi’nin bulunduğunu belirterek bunları örgütün yönetim kadrosundan ayrı tuttu.
Yazısının başlığını ‘dost okuyucuların müsamahası ve anlayışı recasıyla’ dikkat çekmek maksadıyla attığını belirten Kavakçı “15 Temmuz darbe hareketinin dış güçlerin, Batının güç kaynaklarının, istihbarat kuruluşlarının ve NATO tarafından yapıldığı ve bağlantılı olduğu artık müsellemdir. Bu sebeple onlardan uzaklaşmak bir erdemdir, öyle kabul edilmelidir. Yüzlerce masum insanın bombalanarak ve ateş açılarak öldürülmeleri ve yaralanmaları bir vakıadır” dedi.
Fethullah Gülen cemaatinin eğitim-öğretim hizmeti yaparken batının istihbarat ve güç kuvvetlerinin hegemonyası sonucu bugünkü duruma evrildiğini belirten Kavakçı “Bence bu teşkilat aslî hizmetine dönmeli ve saf ve temiz mensuplarının güzel duygularına bağlanmalıdır” diye yazdı.
‘Peşiman oldum’ demelidir
Kavakçı yazısına şöyle devam etti: “Fetullah Gülen dramatik bir kararla Türkiye’ye dönmelidir, açık bir beyan ile ‘hata ettik, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan ve arkadaşlarının iyiliğini aldık, suiistimal ettik, yanlış yaptık, tevbe, hem de tevbe-i nasuh ile tevbe ediyorum’ demelidir. ‘Peşiman oldum, nadim oldum, bir dahi işlememeğe azm u cezm eyledim’, diye yüksek sesle ala meleinnas ahd vermelidir.
‘Kan döken, bombalıyan, adam öldüren kim varsa onları reddederim, mahkemelerde olanlar suçları sabit olanlar ceza görmelidir, Mahkemelerde ve davalarda mertçe konuşmalılar, asker sivil yalan söylememeliler, dosdoğru konuşmalılar’ demelidir. Doğrusu kelli felli askerler mahkemede niye kem küm ediyorlar ve şöyle askerce ve erkekçe konuşmuyorlar, bu hayret-efza bir hadisedir.
Kendisini 15 Temmuz darbecilerden tecrid etmelidir, açıkça ‘eskiden adamlarımdı, şimdi değil’ diyebilmeli ve kendini onlardan tecrid etmelidir. Ve Türkiye’ye köyüne dönmelidir.”
‘Üniversite kurar, teşkilatın asıl hizmeti canlanır’
Kavakçı Gülen’in Türkiye’ye gelince ne yapabileceğini de şöyle anlattı: “Bildiğini de anlatır, teşkilata sadece eğitim ve öğretim hizmetinde olmalarını emreder ve bir de dünya çapında güçlü bir İslam alimleri yetiştirme ve İslam araştırma merkezi ve üniversiteyi kurar. Bu merkez ve üniversite Dünya’da benzeri olmayan bir kalitede müessese olur. Türkiye’ye dönünce ve iktidar ile iyi münasebetlerini tesis edince, eminim, ona muamele de iyileşecek, böylece dış güçlerin tesirinden uzak olarak hayatının son günlerini yurtta geçirecek, teşkilatın asıl hizmeti yeniden canlacak ve bir uluslararası İslam alimleri yetiştirme projesi faaliyete girecektir. Malum tevbe meşrudur, itiraf ve itizar hükme medardır.”
‘Kötü muameleyle karşılanmayacaktır’
Gülen’in Türkiye’ye dönmesine mani olacak iki gücün dış istihbarat örgütleri ve dış devletlere sığınan örgütün üst düzey kadrosu olduğunu öne süren Kavakçı şöyle seslendi: “Türkiye, Erzurum ve köyü memleketi. Yeter artık, Darül Harbi ve küfrü bırakıp Darül İslam’a dönsün. Gelince, fakire göre, öyle işkence etme ve zindana konma gibi bir kötü muamele ile karşılanmayacaktır. ‘Hata ettik, kul hakkı yedik, özür diliyorum, tevbe ediyorum’ deyince akan suların durması lazım. Bu bence en uygun tamir yolu budur. Kendi dönmeli ve dış ülkelere sığınanlara da dönmelerini tavsiye etmelidir. Bu ancak FG’nin yapabileceği bir hal yoludur. Umarım haricden tıbbi müdahale ve ilaçlama manipülasyonu yoktur, sıhhati ve sağlığı bu tip sorumlu yola girmesine müsaittir.
ABD’den çıkışına mani olacak güçleri atlatıp hastahaneye gider gibi bir davranışla ve Türk İstihbaratının da yardımıyla bu sürpriz hareketi başarmalıdır. Fakirce bu ehven-i esrar, serreyn değil, esrar arasında en iyi bir çözümdür ve tek çıkar yoldur.
Ümid ederim ki yukarıdaki başlığın manası şimdi iyice anlaşılmıştır. FG maiyyetindeki lider kadronun içinde maqsud yönde telkinde bulunmak matlub olan çözüme daha kolay götürebilecektir.
Bu karmaşık Dünya konjonktüründe arz edilen fikirlerimin fiiliyata geçme ihtimali, anlaşılıyor ki, zayıftır.”