Ahmet Davutoğlu: Jammer olan odayı dinlediler
Güvenlik toplantısının ilegal dinlenmesine tepki gösteren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ‘Jammer, yani sinyal kesici olan bir oda dinlendi. Bu askeri mahiyette bir saldırıdır. Piyonlar açığa çıkarılacak’ dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye konusunda yayınlanan ses kaydını NTV canlı yayınında Deniz Kilislioğlu’na değerlendirdi.
Konya’da canlı yayına katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Bu AK Parti’ye değil devlete yönelik bir saldırıdır. Orada konuşulan konu bir AK Parti stratejisi değildir” dedi.
Kilislioğlu: Sayın bakan kim yaptı dün çıkan ses kaydını? ‘Biliyoruz kimler yaptı? İçerideki paralel yapıyı kullanıyorlar’ dediniz?
Bu dinlemede kullanılan sıradan piyonlar var. Bu işi, bu dinleme teknolojisiyle ilgili olabilecek alternatifleri değerlendiriyor arkadaşlar. Jammer’ın kullanıldığı bir odadır orası. Bu piyonları kullanan eller kimse ha sınır ihlali yaparak saldırıda bulunmuş sunuz ha devletin mahrem toplantılarını dinlemiş siniz. Bu açık bir saldırıdır. Başka türlü yapılan ihlal lokal kalabilir uçağın ihlali gibi. Ama askeri ve güvenlik opsiyonlarının konuşulduğu bir toplantıya böyle bir siber saldırı yapılmışsa bu askeri mahiyetli bir saldırıdan farkı yok.
‘AK PARTİ’YE DEĞİL DEVLETE BİR SALDIRIDIR’
Karşılık askeri mi olur yani?
Davutoğlu: Mahiyet olarak söylüyorum yoksa Türkiye hukuk devletidir ve bu kurallar içinde olur. Önce piyonlar sonra arkasında kimler varsa bir akıl varsa gerisinde onlar. Eğer bu olay bundan 5 sene önce olmuş olsaydı arkadaki güçlerle ilgili farklı senaryolar düşünülebilirdi. Eğer bu olay Türkiye’de üç seçimin son 12 yıl içinde Türkiye’nin biriktirdiği güç malum, bu güçten rahatsız olanlar malum. Böyle üç kader seçiminin birinci aşamasında mahalli seçimlerden iki gün önce olmuşsa, hatta sürekli Türk siyasetine dinleme gündeme düşmüşse, daha önce Cumhuriyet Halk Partisi için de Milliyetçi Hareket Partisi için de manipülasyon yapılmaya çalışıldı. Türk siyasetine müdahale bu. Biz o zamanda açık ve net bir tavır almıştık. Ama bu AK Parti’ye bir müdahale değil. Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine dönük bir saldırıdır. Orada konuşulan konu AK Parti stratejisi değil. Dışarıda olan bir askeri birliğimizin, güvenliğinin teminat altına alınması.
‘REJİME VE IŞİD’E HİZMET EDİYORLAR’
Başbakan’ın kriptolu telefonlarının kayıtlarının yayınlanması, bakan görüşmelerinin yayınlanması, bir takım değişik tapelerin yayınlanması bunları arka arkaya getirdiğinizde kimse bizi bunlar ayrıydı, bu dinleme ayrı bir şey argümanına inandıramaz. Türkiye’de siyaseti dizayn edip tekrar bir kaos senaryosu yönetmek isteyen kimlerse içerde veya dışarıda bu piyonları kullanmak isteyen kimlerse bunlarla ilgili çalışmalar yapılacak. Burada önemli olan siyaseti dizayn etmek isteyenler, partimizin seçimlerde darbe yemesini ve bu suretle Türkiye’nin bütününde siyaset yapan AK Parti’nin bir darbe yemesi sonucunda Türkiye’nin tekrar koalisyonlara ve kaosa yöneltilerek kolay idare edebilebilir, yönlendirilebilir, kapalı kapılar ardında manipüle edilebilir hale gelmesini isteyenlerdir bunlar. Suriye ve IŞİD dememde de buların ortaya çıkması onların işine yaramıştır. Bu dinlemeleri yapanlar ve bunlara sessiz kalanlar rejime ve İŞİD’e hizmet ediyorlar.
IŞİD tehdidi konusunda ciddi tehdid algısı olduğu anlaşılıyor. Suriye içindeki bu yapıya dönük tedbir almanızı engellemeye dönük bir hamle mi bu?
Davutoğlu: Şimdi hepsi Milli Güvenlik Kurulu üyesidir oraya katılanların. Hepsi Türkiye’nin stratejisini belirleme yetkisine ve sorumluluğuna haiz insanlardır. Başbakanı’mızın verdiği bir görevle o gün IŞİD, Özgür Suriye Ordusu’na karşı rejimle işbirliği halinde. Bizim askeri mevzilerimizi kontrol edince Özgür Suriye Ordusu çekilmek zorunda kalınca bir güvenlik değerlendirme toplantısı yapılması icap etti. Hangi tedbirleri alırsak ulusal güvenliğimizi teminat altına alırız ve nasıl bir yol izlemek lazım. Bu toplantı esas toplantı değil. Heyetler salonda beklerken harita ve bütün görsel malzemelerle ve alandaki askeri dengeleri gözetecek şekilde her bir birim bana sunuşta bulundu. O sunuş öncesinde ben her birimden görüşleri alıyorum. Bu toplantı o toplantı. Muhteviyatını hiçbir zaman teyit etmiyoruz çünkü tahrip edilmiş bir muhteviyat. O yüzden kimse buna bakarak kimse hakkında hüküm vermeye kalkmasın. Bizi ilgilendiren böyle bir olayın olmuş olması daha çok. Bu olayı açık bir tecavüz ve saldırı olarak görüyoruz. Ben bütün sunumlardan sonra bütün verilerle akşam Başbakanı’mıza giderek arz ettim. Şu senaryoda şu uygulanacak filan. Ama o toprağın savunması ve oradaki askerlerimizin güvenliğinden asla taviz verilmeyecek. Birileri bize saldırı yaptı diye birileri Türkiye içinde bu saldırıdan medet umarak bu saldırıyı kullanarak muhalefeti de kastederek söylüyorum. Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin zaaf içinde gösterilmesinden medet umarak bir takım spekülasyonlar yaptı’ diye bizim devletimizin oradaki askerimizin güvenliğini riske atmayız.
‘İÇERDE İŞBİRLİKÇİLER OLABİLİR’
Başbakan bu sunumlarınızın hepsine onay verdi mi?
Davutoğlu: Sadece onay değil talimat verildi Başbakanımız tarafından. Bu bilinen bir risk. Etrafımızdan en az 7 devlet idare edilemez durumda. Onların durumları bizi etkiliyor. Aynı kriz masası toplantısı Ukrayna’da olaylar devam ederken ve ben döndüğüm günün sabahı yaptık. Devlet dediğiniz yapı her şeyi konuşur her şeyi değerlendirir. O kriz masasının altındaki birim 24 saat çalışıyor. 15 sene önce Türkiye dış politika gündemi bakımından bu kadar çok farklı alanda aktif gündemde politika belirlemiyordu. Ama bugün Somali’de de Türkiye olmadan karar alınamaz. Afganistan’da da Bosna’da da Suriye’de de. Böyle stratejik rolü olan ülkeye dışarıdan herkes müdahil olmak isteyebilir. İçerde işbirlikçiler olabilir.
Nasıl yapıldı sorusu çok konuşuldu. Teknik olarak nasıl yapıldığına dair bir bilginiz var mı?
Davutoğlu: Araştırmalar sürüyor. Ama öyle bir dünyada yaşıyoruz ki Amerika Birleşik Devletleri gibi güvenlik tertibatı olan bir ülkede, WikiLeaks orada yaşandı. Amerika’nın bütün devlet hafızası ve bütün dış ilişkilerini etkileyecek bir şey. MİT onun için hedef alınıyor. Libya tahliyesini de biz böyle bir kriz masasıyla yönetmiştik. Bunların hepsi devletin gücünü de gösterir. Ama bu olaylar Türkiye’nin 12 yıllık birikimini önümüzdeki üç seçimi dizayn ederek bertaraf etmeye yönelik bir saldırıdır bu.
Bir böcek araması yapıldı bir şey bulundu mu? Bir korumanızın gözaltına alındığı haberi vardı doğru mu?
Davutoğlu: Her şey ve herkes en titiz şekilde incelenecek. Gözaltı gibi bir durumda yok.
Birçok toplantı yapıldı biri böyle sızdı dediniz ama sağır bir oda dışişleri bakanlığında var mı? Böyle bir odada yapılamaz mıydı?
Davutoğlu: Yaşanan her olay birçok tecrübeyi beraberinde getirir. Bütün bu odalar test edilir gözden geçirilir. Onun için Dışişleri’nin ayrı bir konut ihtiyacı buradan doğan şeyler. Bir zaaf varsa bunu kim çıkarmışsa ondan hesap sorulur. Tedbirleri de alınır.
Çok yakın bir tarihte yapılan bir toplantı bu. Bunu önlemeye dönük çalışan kurumlar içinde bir idari soruşturma gibi bir planınız var mı?
Davutoğlu: Hepsi yapılacak. Her şekilde insan unsurunun olduğu her yerde bu tür durumlarla karşılaşılır.
‘KILIÇDAROĞLU’NUN BİR AÇIKLAMA SORUMLULUĞU VAR’
Bu kayıt çıktığı zaman CHP Genel Başkanı bir ifade kullanmıştı, kısa zaman önce. Genelkurmay Başkanı’na bir çağrı yapmıştı. ‘Bir maceraya sürüklemeyin Türkiye’yi’ diye. Bu ses kaydı çıktığında bir ihtimal verdiniz mi siz Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu ses kaydını dinlemiş olmasına yönelik?
Davutoğlu: Açık söylemek gerekirse Kemal Kılıçdaroğlu’nun son derece çelişkili ifadelerinden sonra birden bir ilham gelmişçesine böyle bir açıklamada bulunması, birileri oraya gitti mi kanaatini doğuruyor. Aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir açıklama sorumluluğu var. Yarın iktidar olma iddiasında olması gereken bir parti hiçbir zaman böyle iddiaları olmadı, olamaz ama normalde böyle olması beklenir. Dolayısıyla kendisinin de sorumluluk sahibi bir siyasetçi olarak davranması ve açıklaması gerekir. Ayrıca gerçekten bu olayın oluş süreci var. sorumluluk da, yetkide bize aittir. Bunu inceleyeceğiz. Olay ortaya çıktıktan sonra da ortaya konan tepkilere baktığınızda Türk siyaseti açısından son derece üzüntü verici bir tablo ile karşı karşıyayız. Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü ifadesi, açık bir şekilde Genelkurmay İkinci Başkanımız, daha önce eski emekli bir büyükelçinin Cumhuriyet Halk Partisi’nde Osman Korutürk’ün sayın Feridun Sinirlioğlu’nun ve sayın Yaşar Güler’i hedef alan yaklaşımları açık bir şekilde sorumsuzluktur. Orada şerefle görev ifa eden üç üst düzey güvenlik görevlisi var. Bende bir bakan olarak onlardan rapor alıp bu raporu başbakanımıza iletmek için derliyorum. Şimdi oradaki Genelkurmay İkinci Başkanımız hayatı boyunca çok sağlam bir sicil ve askerlik onuruyla o göreve gelmiş bir yetkili olarak, tabiki her şeyi bizimle açık bir şekilde paylaşır kanaatini söyler. Devlet işleyişi böyledir.
‘HESABINIZ VARSA BİZİMLE GÖRÜN’
Orada iki devlet yok. Türkiye Cumhuriyet devletinin bakanıyla Türkiye Cumhuriyet devletinin Genelkurmay İkinci Başkanı, MİT müsteşarı, ve Dışişleri müsteşarı konuşuyor. Orada siyaset konuşulmuyor. Konya’da miting meydanında AK Partili olarak konuşurum ama bakan olarak beni eleştiren hatta nefret edenlerin güvenliği bile bizden sorulur. Biz orada 75 milyonun kaderini konuşuyoruz. Biz orada her şeyi konuşuruz. Siz tutup Genelkurmay İkinci Başkanını, MİT müsteşarını kıt bir akılla ve devlet geleneğine aykırı biçimde siyasi otoriteye isyana teşvik ederseniz onların dediğini yapmayın derseniz bu açık bir şekilde bürokrasiyi siyasete karşı isyan etme teşebbüsüdür. Devlet ahlakına geleneğine sahip olan en önemlisi demokrasi anlayışına sahip olan hiç kimse bunu yapamaz. Tutmaz ya bütün bu komplolar tutsa Genelkurmay İkinci Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi’ne mi hizmet etmiş olacak? Dışişleri müsteşarıma sonuna kadar kefil olduğum bir arkadaşımızdır. Hakan Fidan’a dönük uluslararası komploları herkes biliyor. Gerçekten fedakar ve vatanperver. Güvenlik birimlerinin yetkililerine sahip çıkmazsak, biz hükümet olarak sahip çıkarız her zaman. Kemal Kılıçdaroğlu’na söylüyorum Korutürk’e söylüyorum hesabınız varsa bizimle görün. Varsa zaten halk bu hesabı 30 Mart’ta görecek.
‘TWITTER BİR ÖZGÜRLÜK FEDAİSİ DEĞİL’
Bu ses kaydından sonra Youtube’un kapanması için Dışişleri talepte bulundu. TİB erişimi engelledi. Her şey yapılacak dediniz ama Twitter ardından Youtube bunları kapatarak mücadele de bir sonuca varılabilir mi?
Davutoğlu: Twitter’la ilgili çok açıklama yapıldı. Orada vatandaşlarımızın kişisel hukuklarıyla ilgili bir ihlal var. Bir özgürlük fedaisi değil bunu bilelim bir kere uluslararası bir şirket. Bütün şirketler gibi Türk hukuk sisteminin aldığı kararlara saygı gösterecek. Yok ben Avrupa sistemi içindeki ülkelerin hukuklarına saygı gösteririm Türkiye’nin mahkemelerinin aldığı kararları ister uygularım ister uygulamam derseniz o zaman biz kendi vatandaşımızın hukukunu koruyamayız. Bir hanımefendinin sahte hesap açmak suretiyle porno yayın yapılmasını kim kabul edebilir. Bunu durdur diyorsunuz durdurmuyor. Kendinizi o hanım yerine koyun bir kerede. Herkes kendisine geldiği zaman feryat ediyor ama empati yapmıyor. Özellikle hanım yazarlara söylüyorum. O hanımın yerine koyun kendinizi. Dün bu olay olunca, olduğu anda başbakanımızla istişare ettik. Ulaştırma bakanımız, TİB başkanımıza ve ilgili yetkililerle konuştuk. Burada çok açık bir şekilde ulusal güvenliğe dönük bir saldırı var. Dikkat ederseniz Youtube hemen kapanmadı. Yaklaşık 4-5 saat geçti. Ulusal güvenliğimizi ve doğrudan askerimizin güvenliğini riske eden bir yayın söz konusu, durdurulsun diye TİB başkanlığımıza başvuruldu. Youtube’la irtibata geçildi hemen ve kaldırmıyor. Enerji ile ilgili uluslararası bir şirket Türkiye’nin enerji politikalarını tahrip etmeye dönük bir şey yapsa ve hala Türkiye’de enerji üretiyor olsa Türkiye’de enerji piyasasında olsa kabul edilir mi? Bu mesele Avrupa’da bir devlette de olsa böyle tutum alınırdı. Bu konuda hiç kimse fikir hürriyeti demesin. Devlet olarak dolayısıyla bu tedbiri alırız biz. Hiçbir şey Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenliğinden, milletimizin istikbalinden ve vatandaşlarımızın tek tek hukukundan daha önemli değildir.
Seçimden sonra Brüksel’e gideceksiniz oradan çok fazla eleştiri var. Amerika’dan var. Bu şekilde mi anlatacaksınız?
Davutoğlu: Bu muhataplarımın hepsini uzun yıllardır tanıyorum, onlar da bizi tanırlar. Kimse bize hesap sorar tarzda bir soru yöneltemez. Bu mesele sizin ülkenizde olsaydı nasıl tavır alırdınız diye soruyorum sadece. Kimse de tutup biz başbakanımızın, dışişleri bakanımızın dinlendiği bir metni açıksa internet ortamından yayınlanmasına izin verirdik diyemez. Geçmiş örnekleri var bunların.
Başbakan Netenyahu’nun danışmanı Türkiye’ye geldi şeklide haberler vardı. Böyle bir görüşme oldu mu?
Davutoğlu: Hayır. Daha önce yaptığımız açıklamalar neyse oradayız.