CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Afrin’de operasyonlar yapılıyor. Yapılmalı mı? Evet, yapılmalı, hiçbir itirazımız yok. Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz.” dedi.
Ülke Politikaları Vakfı ve Sarıyer Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen “Yerel Yönetimler ve Adalet” sempozyumunda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, en çok ihtiyaç duyulan konu gündeme getirildiği için teşekkür etmek istediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, devleti adaletin ve liyakatın var ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunlar ayrı sözcükler olsa da birbirini tamamlayan kavramlardır. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Birleşmiş Milletler’e bir yazı yazıldı. 21 Temmuz 2016’da. BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme. Bu uluslararası sözleşmenin 13 maddesine çekince koyduk. Yani ’13 maddeyi OHAL döneminde askıya alıyoruz. OHAL ilan ettik, darbe girişimi oldu, sözleşmenin 13 maddesini uygulamayacağız.’ dedik. 2 madde var ki çok ama çok önemli. Bunun üzerinde hemen hemen hiç kimse durmadı. Nedir onlardan biri, adil yargılama. Diyor ki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti BM’ye verdiği dilekçe ile ‘Ben OHAL döneminde adil yargılama yapmayacağım’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti söylüyor. Kimin aracılığıyla söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti BM temsilcisi Halit Çevik imzasıyla veriliyor. Bir başka madde daha var. ‘Tutulanlara insanca davranmayacağız’ deniliyor. Yani hapse atılan, sanık olan, henüz mahkum değil, tululanlara insanca davranmayacağım, yani işkence yapacağım’ deniliyor. Bizim anlı şanlı medyamız var ya CHP bir şey söylediğinde ‘CHP’yi nasıl eleştiririz’ diye yazanlar var ya bu iki madde hakkında kalem bile oynatamadılar. Ne demek. tutulanlara insanca davranmayacağız? Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin kendisini BM’e ihbar etmesidir. Adalet kavramı soylu bir kavram. Herkesin üzerine titrediği bir kavram, adalet yüceltmek hepimizin görevi.”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasında yerel yönetimlerde “adalet” konusundan da bahsetti.
Devlet kinle, öfkeyle, bilgisizlikle, ön yargıyla değil adaletle yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Devletin tüm kurumları bir kişinin 2 dudağından çıkacak söze teslim ediliyorsa, orada parti devleti de değil, şahıs devleti vardır.” dedi.
Bugün Türkiye’nin geldiği noktanın, parti devletini aştığını, “bir aile devleti”ne, “şahsi devlet”e dönüştüğünü savunan Kılıçdaroğlu, “Siyasi otorite yargı üzerindeki gücünü o kadar ileri bir noktaya götürmüştür ki en alttaki hakim en üstteki hakime ‘Ben seni tanımam, senin kararlarına uymam’ diyor. ‘Anayasa böyle yazıyor’ diyor. Sayın başkan, anayasadan hükümler okudu. İyi de anayasa askıda. Anayasası yürürlükte olmayan bir Türkiye’deyiz. Hangi Anayasa? ‘Yargı bağımsızdır’ diyor, hangi yargı bağımsız, hangi hukuk? Daha acı olan; hangi hükümet? İki hükümet var. Bir saray hükümeti, biri Binali Yıldırım hükümeti. Bir yasal, biri gayri yasal.” değerlendirmesinde bulundu.
Zeytin Dalı Harekatı
Kılıçdaroğlu, Zeytin Dalı Harekatı’na değinerek, şöyle devam etti:
“Afrin’de operasyonlar yapılıyor. Yapılmalı mı? Evet, yapılmalı, hiçbir itirazımız yok. Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Karda kışta mücadele ediyorlar. Kimin için? Terörü önlemek ve bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması için. Bu mücadelenin yanındayız ama beyler bundan rahatsızlar. Bunu gayet iyi biliyorum.
Ülkemizin selameti, güvenliği için biz ‘Önce Türkiye’ diyoruz. Bu ülke hepimiz için çok değerli ve önemli. Türkiye Cumhuriyeti, sınırları pergelle ve cetvelle çizilen bir ülke değildir. Her karışında bu ülkenin insanlarının kanı, acısı, gözyaşı vardır. Milli Kurtuluş Savaşı boşuna verilmemiştir. Demokrasiyi yüceltmek için verilmiştir. Bu ülkede birlikte kardeşçe yaşayalım diye verilmiştir.”
Erdoğan-Trump görüşmesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan telefon görüşmesine ilişkin de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Açıklamalar yapılıyor. Aralarında büyük farklılıklar var. Efendim neymiş, ‘Trump ile konuştuk. Güzel konuş. İtiraz yok. Anlatacaksınız gerçekleri. Evet, teröre karşı mücadele zorunludur.
Orası farklı, burası farklı açıklama yapıyor. Ben de diyorum ki açıklamada farklılık varsa, bantları yayınlayın, Amerikalıları mahcup edin. ‘Ey Trump sen yanlış söylüyorsun, bantlar burada deyin.’ Niye gizliyorsunuz bunu?”