Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’de binin üzerinde insanın kimyasal silahlarla vahşice katledilmesinin çok büyük bir insanlık suçu olduğunu belirterek, ‘Günü geldiğinde muhakkak bunun hesabını vereceklerdir’ dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Maslak Fatih Ormanı Camisi’nde kıldığı cuma namazının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine, Suriye’de kimyasal silah kullanılarak yapılan katliamı değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’de binin üzerinde insanın kimyasal silahlarla vahşice katledilmesinin çok büyük bir insanlık suçu olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şöyle konuştu:
“Bu manzaraları görüp de tabii ki vicdanı sızlamayan, bu üzüntüyü kalbinin derinliklerinde hissetmeyen insan olan hiç kimse yoktur. Bizim halkımız bu hissiyat içerisinde, ben de aynı hissiyat içerisindeyim. Şunu da söylemek gerekir ki, bu katliamı yapanlar tarihte lanetle anılacaklardır, öyle geçeceklerdir. Böyle de kalmayacaktır, uluslararası hukuk nezdinde günü geldiğinde muhakkak bunun hesabını vereceklerdir.
Şu anda BM uzmanları Suriye’de bildiğiniz gibi. Hiç bir engel çıkartılmadan bu uzmanlar muhakkak bölgeye gitmeli ve olup bitenlerle ilgili bütün bilgi ve raporlarını bütün dünyayla açıkça paylaşmalıdırlar. Ayrıca şunu da ifade etek isterim ki, Suriye’de yaşananlar ilgili artık söylenecek söz kalmamıştır. Artık fiili, somut adım atma zamanıdır. Bunun için BM Güvenlik Konseyi’nde diplomatik manevralarla ve ayak oyunlarıyla bu işleri geçiştirmenin ve zamana yayamanın maliyeti de çok büyük olacaktır. BM sistemini çökertecektir bu bütün insalık vicdanında. Onun için çok somut adımları atma zamanı gelmiştir. Bir kez daha bu acıyı derinden kalbimizde duyuyoruz. Bu acıların tekrarlanmaması için uluslararası camianın hep beraber, ki Türkiye buna hazırdır, gerekeni yapması şarttır.”
– Hüsnü Mübarek’in tahliyesi
Cumhurbaşkanı Gül, Hüsnü Mübarek’in tahliyesi konusunda ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“Şimdi seçilmiş cumhurbaşkanı ve arkadaşlarının artık bir an önce serbest bırakılmasıyla ilgili hiçbir izah ileri sürülemez. O bakımdan Mısır’ın da içinde bulunduğu bu girdaptan çıkıp, geleceğe bakması gerekiyorsa, yapılacak iş şu anda seçilmiş cumhurbaşkanı ve bütün arkadaşlarının, tutukluların bir an önce serbest bırakılması ve Mısır’da en erken, kimseyi dışlamadan, yani İhvan dediğimiz siyasi oluşumu dışlamadan Mısır halkının milli iradesinin sandığa yansıyacağı seçimleri yapmaktır.”