Abdullah Gül’den Ermeni diasporasına öğütler!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkçe Konuşan Ülkelerin Devlet Başkanları 9’uncu Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Nahçıvan’da düzenlediği basın toplantısında Ermeni diasporasına çağrıda bulundu.
Gül, “Uzaklarda durup bölgenin problemlerinin çözülmesine engel olmamaları lazım. Bazı ülkelerde onlar kimliklerini muhafaza etmek, korumak için bunu bir politika olarak devam ettirdiklerini görüyorum. Ama bu doğru değildir” dedi.
Zirve sonrası Duzdağ Otel’de basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, zirveyi değerlendirdi ve buradan Ermeni diasporasına çağrıda bulundu. Kafkaslardaki barış çalışmalarının Ermeni diasporası tarafından da desteklenmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu: “Benim burada Ermeni diasporasına da söyleyeceğim şey şudur:Uzaklarda durup bölgenin problemlerinin çözülmesine engel olmamaları lazım. Bazı ülkelerde onlar kimliklerini muhafaza etmek, korumak için bunu bir politika olarak devam ettirdiklerini görüyorum. Ama bu doğru değildir. Kafkaslar için barış çalışmalarını, Kafkaslardaki yeni işbirliği çalışmalarını onların da desteklemesi gerekir. Eğer Ermenistan’ın geleceğini düşünüyorlarsa. Yoksa çok uzaktan oturup konuşmak kolay olur.”
“EN BÜYÜK ACIYI TÜRKLER ÇEKTİ”
Birinci Dünya Savaşı’nda en büyük acıyı Türklerin çektiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: “Bir dünya harbinin ortaya çıkarttığı şartları, eğer bugün tekrar ortaya çıkaracak olursak çok şeyler açıyoruz. Tabii ki acıları herkes çekmiştir. En çok Müslüman Türkler çekmiştir. Sadece Anadolu’da değil, Balkanlarda çekmiştir. Üç milyona yakın balkan Türk’ü yerlerini yurtlarını terk etmiştir.Dünyanın her tarafında çok acılar olmuştur. Bunlar belki savaş ortamının ortaya çıkarttığı acılar olmuştur. Biz bütün acıları paylaşıyoruz. Nasıl acıların yaşandığı, nasıl provakatif şeylerin olduğu ancak arşivler açılıp bakılırsa doğrusu o zaman görülecektir. En büyük acıyı Türk milleti çekmiştir. Bunu herkes bilmektedir. Ama Türkiye Cumhuriyet kurulduktan sonra bu acıları yeni nesillere taşımamak için bunları dünya kamuoyuna yıllarca taşımamıştır. Çünkü yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Yurtta Sulh Dünyada Sulh, bütün komşularla ilişkilere önem veren, düşmanlıkları değil tam tersine dostlukları tavsiye eden ve bunu da politikalarıyla uygulamaya önem veren bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Onun için dünya kamuoyu Türkiye’nin acılarını duymamıştır.”
“TARİHİ BİR ADIM ATTIK”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkçe Konuşan Ülkelerin Devlet Başkanlarının 9’uncu Zirvesi’yle tarihi bir adımın atıldığını söyledi. Toplantıların ilk kez kurumsal bir kimliğe kavuşturulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: “Bu zirveyle tarihi bir adım attık. İlk defa bu toplantılar bir kurumsal kimliğe kavuşturuldu. Türkçe Konuşan Devletler Konseyi adı altında teşkilat yapısına kavuştu. Bunun bir sekretaryası olacak. Ayrıca devletler devlet başkanları, dışişleri bakanları düzeyinde, yüksek memurlar ve aksakallar dediğimiz her ülkenin birer kişiyi tayin ettiği Türk dünyası ve Türk meseleleriyle ilgilenen kişilerin bir araya geleceği toplantılar ve kurulları oldu. Bunun sekretaryası İstanbul’da olacak ve her üç yılda bir her ülkeden bir genel sekreter olacak. Bu noktaya gelmek gerçekten kolay olmadı. Kendisini Türk hisseden herkesin büyük bir gurur duyması gerekir. Çünkü bu büyük bir rüyaydı. 300 milyona yaklaşan Türk dünyasının çok yakın işbirliği içinde olması çok önemli.
Sevinilecek nokta şu: Bu büyük dünya içerisinde bağımsız başı dik devletler var. Bu ilişkilerimizde özen göstereceğimiz nokta karşılıklı saygı ve eşitlik ilkesi çerçevesinde bu ilişkiler devam edecektir. Ayrıca bu ilişkiler başka herhangi bir kuruluşa ve topluluklara bir alternatif şeklinde değildir. Türkiye AB içerisindedir, bu ülkelerin bazıları BDT içerisinde. Bütün herkes en iyi şekilde ülkesinin çıkarına hizmet ederken, ama burada da kendisini Türk hisseden herkesin daha çok işbirliği, daha çok dayanışma, müşterek platformlar oluşturma konusunda da ortaya çıkmış bir kuruluş söz konusu oldu.
Bütün devlet başkanları mutlu oldu. 5 ülke bir araya geldik. Ümit ediyoruz ki, diğer Türk devletleri de katılacaklardır. Özellikle kültürel ve ekonomik alanlarda bu işbirliği geliştirilecek.Görüşmelerde Kafkaslardaki son durum ve ülkeler arasındaki işbirliği, özellikle önümüzdeki günlerde Minsk’te Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanları bir araya gelecekler. Karabağ sorunuyla ilgili Minsk grubu gözetiminde bir araya gelecekler. Bununla ilgili gelişmeleri ve ayrıca bizim Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştirme gayretlerimizi konuştuk.
“AZERBAYCAN’IN TÜRKİYE’YE OLAN GÜVENİ TAMDIR”
Cumhurbaşkanı Gül, Azerbaycan ile protokol krizinin tamamen aşılıp aşılmadığının sorulması üzerine şunları söyledi: “Dünya yeni bir moda girdi. Soğuk savaş dönemi bitti. Herkes şunu gördü; Bir bölgede eğer istikrar güven varsa o bölgede ekonomik işbirliği olur ve bunun neticesinde o bölgede yaşayan halk refaha ve mutluluğa erişir. Bugün artık çatışmalarla donmuş problemleri ilelebet muhafaza etmekle halkların refahı sağlanamıyor. Gördüğüm kadarıyla herkes iyi niyetli çalışma içerisine girmiştir. Bunların desteklenmesi kanaatindeyim. Türkiye ve Azerbaycan’ın kardeşliği hep sınanmıştır. O açıdan Azerbaycan’ın Türkiye’ye olan güveni, Türkiye’nin de Azerbaycan’a olan güveni tamdır. Diplomaside görünen yön vardır, bir de görünmeyen yön vardır. Önemli olan şey neticeye ulaşmaktır. Amacımız, bütün Kafkaslarda bütün problemleri rıza ile konuşarak çözmek ve neticede barışı hakim kılmaktır. Bu yönde çok çalışmalar yapılıyor. Çalışmaların hepsi iyi niyetli olduğu konusunda Sayın Aliyev’in de güveni tamdır.” (Milliyet)
