NationalTurk yorumcusu ve sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan sosyal bilim uzmanı olan Ersin Afacan’ın ‘Abdullah Avcı ve Hamit Altıntop’ başlıklı yazısı;
Geçtiğimiz günlerde NTV’ye konuşan Abdullah Avcı, 3-1 kaybedilen Macaristan maçının ardından kendisini eleştiren Hamit Altıntop’un sözlerinin hatırlatılması üzerine “Ben futbolcularına nasıl davranacağını iyi bilen bir insanım. Benim bazı özgürlüklerim vardır ama bazı sınırlarım da vardır. İnsanlara hakaret etmeyi sevmeyen bir insanım. Benim bazen ses tonum yükselebilir. Ne zaman, nerede, nasıl hareket edeceğimi çok iyi bilirim ve bunun için de destek alırım. Eğer futbolcular bağırıp çağıran bir insan istiyorlarsa bu onların ayıbıdır. Ben öyle bir insan olamam. Kasımpaşalıyım, yeri geldiğinde racon kesmesini de bilirim” diye konuştu. Peki Abdullah Avcı neden böyle konuşmak istedi? Çünkü A Milli Takım oyuncularımızdan Hamit Altıntop, Macaristan maçının ardından “Abdullah Hoca inanılmaz pozitif bir kişiliğe sahip. Bu iyi niyetliliğinin, iyi kalpliliğinin, pozitif yapısının bazen sert olmasının gerektiğine inanıyorum. Bu bir eleştiri değil. Bunu tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Sadece bazen bu ciddiyeti hissettirmek gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı.
Antrenörlerle yaptığım sohbetlerde ve onlara verdiğim seminerlerde büyük antrenörün 5 temel becerisi üzerinde duruyorum. Bunlar;
1. Öğretim becerisi,
2. Organizasyon becerisi,
3. İletişim becerisi,
4. Motivasyon becerisi,
5. Oyunda krizi çözme becerisi.
Abdullah Avcı, milli takım teknik direktörü olduktan sonra bu makama yakışmayacak şekilde ciddi iletişim sorunları yaşıyor ki yukarıda bahsettiğim basın toplantısı ve Hamit hakkındaki açıklamaları bunun son ispatıdır.
Şimdi mental antrenmanın temeli olan felsefenin öğretilmesinde kullanılan bir yöntem olarak “metin çözümleme yöntemi” ile Avcı’nın son basın toplantısının bir değerlendirmesini yapalım. Çünkü bu yöntem ile kişi, metni anlamanın ötesinde yorumlama çabasına da girer ki her yorum bireyseldir. Muhtemelen Avcı, bu yorumumuzu okuduğunda nasıl futbolcusunun görüşlerine katılmıyorsa bizim görüşlerimizi de reddedecektir.
1. Hamit, hocasına pozitif bir kişiliği var deyip saygı gösterirken Abdullah Avcı ise futbolcunun ayıbıdır diyerek saygı sınırını zorluyor.
2. Hamit, bazen sert olmasına inanıyorum diyerek kendi kesin olmayan düşüncesini paylaşırken Avcı ise futbolcularına nasıl davranacağını iyi bilen bir insanım diyerek kendi kesin olan düşüncesini paylaşıyor.
3. Hamit, tecrübelerime dayanarak konuşuyorum derken Hamit’in tecrübelerinin 2003-07 Schalke, 2007-11 Bayern Münih, 2011-12 Real Madrid ve şimdi de Galatasaray’dan oluştuğunu hatırlatmakta fayda var. Bu süreçlerde Jupp Heynckes, Ottmar Hitzfeld, Jose Mourinho ve Fatih Terim gibi teknik direktörle çalışması da bir göstergedir. Yani Avcı’nın çalıştırdığı hiçbir takım Hamit’in oynadığı takımların ayarında değil ve Avcı’nın kendisi Hamit’in çalıştığı teknik direktörlerin ayarında değil.
4. Hamit, ciddiyeti hissettirmek gerekir derken Avcı, racon kesmesini bilirim diyor. Ciddiyet ile racon kesmek arasında nasıl bir korelasyon var?
5. Hamit, bu bir eleştiri değil derken Avcı, nasıl davranılacağı konusunda destek alıyorum diyor. Destek almadan önce sporcusunun görüşlerini dikkate alsa daha faydalı iş yapmış olur. Ayrıca kendisine verilen destekten sonra bu şekilde davranıyor ve konuşuyorsa desteği sorgulamalıdır? Sporda psiko-sosyal alanlar ve mental antrenmanda uzman kişilere yönelmesini tavsiye ederim.
Aslında en kötü durum A.Avcı’nın medya önünde futbolcuları ile polemiğe girmesidir. Dolayısıyla Avcı, mental açıdan verdiği sınavların çoğunda başarısız oluyor ve bu durum milli takımın performansına olumsuz yansıyor.
Ersin Afacan / NationalTurk