Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Helvacı; Başkan Adnan Polat ’la neden fikir ayrılığına düştüğünü Radyospor ’dan Özgür Sancar ’a anlattı.

Mehmet Helvacı ‘nın Radyospor ‘a yaptığı açıklamalar;

Rijkaard ‘ın gönderilmesi yanlış bir karardı

Stüdyo konuğu olan Mehmet Helvacı, “Frank Rijkaard ‘ın gönderilmesi yanlış bir karardı. Yönetim kurulunda da açık bir dille gönderilmemesi yönünde fikrimi söyledim. Hatta bu konuda Rijkaard’ın gönderilmesi kararına muhalefet şerhi koydum ve Gönderilmesi gereken kişinin o olmadığını söyledim.

Çünkü bunun bizim açımızdan hiçbir şekilde kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum. Hocayı göndermek o gün o noktada Galatasaray ‘ı şampiyon yapabilecek bir sonuca götürmeyecekti. Bizim için bu sezonun o gün orada sonlandığını görmek gerekiyordu” dedi.

Teknik direktör değişikliği kabul edilebilir değil

Rijkaard ’ın gönderilmesinin hata olduğuna işaret eden Mehmet Helvacı, “Zaten çalıştırsanız da çalıştırmasanız da aynı parayı ödeyeceğiniz dünya markası bir hoca; parasını verip onu gönderiyorsunuz arkasından yeni bir hoca getirip ona bir para ödüyorsunuz ve onun talepleri doğrultusunda transferler yapıyorsunuz. Bunlar benim açımdan anlaşılabilir ve kabul edilebilir eylemler değil; çünkü sonuca yönelik bir hareket değildi ve o yüzden muhalif kaldım” diye konuştu.

Yeni bir hoca, yeni beklentiler ve yeni maliyetler anlamına gelirdi; yanlış yaptık

Fikir ayrılığının başlangıcının bu olduğunu belirten Mehmet Helvacı, “Başkana açıkca söyledim. ‘Galatasaray’ın bu sezonu iyi bir sonuçla bitirmesi mi kötü bir sonuçla bitirmesi mi daha önemli’ dedim. Başkan da kabul etti; kötü sonuçla bitirmenin daha büyük olasılık olduğunu vurguladım. Öyleyse insanlarda yanlış bir beklenti yaratmayalım. Yani ‘yeni bir hoca getirip yeni transferlerle büyük bir beklenti oluşturmayalım’ dedim.

Mevcut hocayla devam edelim ve yeni bir misyonla bunu taraftarımıza da anlatarak yolumuza devam edelim ve hatalarımız da kabul edelim dedim. Daha sonra da önümüzdeki sene için çalışmalara başlamamız gerekiyordu. Yeni sezona yeni hoca getirecek olsak da Rijkaard’ı göndermemize gerek yoktu” şeklinde konuştu.

Adnan Sezgin, ‘Rijkaard futbolcuların ipini kaçırmış’ dedi

Sportif Direktör Adnan Sezgin konusunda da başkan Adnan Polat ’la fikir ayrılığı yaşadıklarını ifade eden Mehmet Helvacı, “Ben Adnan Sezgin’le ilgili düşüncelerimi başkandan bilgi alarak oluşturan bir kimseydim. Dolayısıyla onun bana verdiği referanslar çerçevesinde Adnan Sezgini tanıyan birisiyim. Dolayısıyla onu çok fazla tanımam. Sayın Başkan kendisinin 24 saat Florya’da olduğunu ve çok çalıştığını söylüyordu bu da benim için referanstı.

Ankaragücü maçından sonra Adnan Sezgin “Hoca ipleri elinden kaçırmış” dedi futbolcularla ilgili olarak. 4-2 yenilmiştik ve artık herkesin çok net bir şekilde gördüğü şeyi bize o zaman söyledi. Güven sarsılması oldu ve bu olaydan sonra da kendisiyle ilgili fikirlerim değişti. Bunu yönetim kurulunda da dile getirdim” diye konuştu.

En son bildiğim Başkan ‘ın Sezgin ‘den ayrılmayacağını söylemesiydi

Adnan Sezgin’in görevden alınıp alınmayacağıyla ilgili soruya ise Mehmet Helvacı, “Adnan Sezgin’in ayrılıp ayrılmayacağı konusunda da benim bilgim yok. Bu konudaki en son bilgim Başkanın kesinlikle Adanan Sezgin’den ayrılmayacağını söylemesiydi.

Zaten başkanla ayrıldığımız noktalar da bunlar ve Zaten bunları söyleyince aramızda belli bir mesafe oluştu. Ben meseleye Galatasaray’a faydalı olanlar ve olmayanlar şeklinde bakıyorum. Sonuç olarak atanmış bir kişi ve görev değişikliği ya da görevine son verilebilirdi ama yapılmadı” şeklinde cevap verdi.

Misimovic gibi bir futbolcunun oynatılmaması kabul edilir değil

Hagi ’nin Misimovic gibi bir oyuncuyu oynatmaması kabul edilebilir değil. Eğer böyle bir futbolcuyu oynatamıyorsanız, yönetici olarak da hoca olarak da sizde bir sorun var demektir” diyen Mehmet Helvacı, “Sezon başında büyük ümitlerle transfer edilen bir oyuncunun neredeyse hiç oynatmadan gönderilmesine G.Saray’da kimse doğru diyemez. Doğru olduğunu söylersek komik durma düşeriz.

O zaman ya transfer edilmesi yanlıştı ya da gönderilmesi. ikisinin de doğru olması gibi bir şey söz konusu olamaz. Rijkaard’ın gönderilmesine karşı çıkmamım sebebi de buydu. Çünkü yeni bir hoca alırsanız bu tip olaylar olağandır. Dolayısıyla yeni hocanın isteklerine zor olacaktır. Bu hatanın yapılmasıdır işte bizi bu noktalara getiren” şeklinde konuştu.

Seçim ortamı yok, olursa başkan adayı olup olmayacağımı açıklarım

Şu anda G.Saray’ın bir başkanı var ve görevinin başında. Benim seçimi arzu ettiğimi herkes biliyor ama benim arzu etmem bir şey ifade etmiyor. Yönetim kurulu olarak istifa etmemiz lazım veya seçim kararı almamız lazım veya da gerekli imzanın toplanması lazım. Dolayısıyla da olmayan bir seçim ortamında da benim başkan adayı olarak ortaya çıkmam doğru değil.

Seçim ortamı olduğunda ne yaparsınız sorusuna da doğrusunu isterseniz o zaman cevap vermeyi tercih ederim. Bugüne kadar tüm faaliyetlerimi Galatasaray menfaatleri adına yaptım. Bunu da yeteneklerim ölçüsünde iyi yaptığıma inanıyorum. Fakat şu anda mevcut başkan adaylarının da bir seçim çalışması içerisinde olduğunu zannetmiyorum ve şuanda o aşamada değiliz.

Kupada başarısızlık ihtimalini düşünmüyorum

Mehmet Helvacı, Galatasaray’ın Türkiye Kupası maçını kazanacağını düşündüğünü ifade eden Helvacı, “G.Saray büyük bir takım ve camia, bunu da yarınki maçta göstereceğiz. Futbolcularımızın da bunu hatırlayıp ona göre oynayacaklarını düşünüyorum. Dolayısıyla sonuç da mutlaka lehimize olacaktır. Çünkü Galatasaray’ın futbolcusunun da taraftarı ve camiası kadar Avrupa’da oynama özlemi ve hakkı var.

O yüzden de burada bir sinerci oluşacağını düşünüyorum ve sinerjiyle başaracak tarafın bizim olacağımızı düşünüyorum. Başarısızlık ihtimalini hemen hem yok olarak görüyorum. Bütün dileğimiz ve temennimiz yarın başarı üzerine. Bunların yanında futbolda alınan sonuçların Galatasaray’ı çok fazla etkilememesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.

Sanki televizyon programına değil düelloya davet edildim; fikirlerim için çağırsalardı giderdim

Mehmet Helvacı, katılacağı iddia edilen televizyon programı için ise, “Kanal Türk Televizyonu’ndaki bir programa beni davet ettiler. Ben de kendilerine beni yorumlarım, düşüncelerim için çağırıyorsanız gelirim. Birisiyle tartıştırmak için çağırıyorsanız, gelmem dedim. Üstelik benimle orada karşı karşıya gelebilecek kimse yok orada. Ben bir hukuk profesörüyüm. Bildiğim kadarıyla ilgili kişi tıp doktoru ne ihtisası vardır; onu bilmem; benimle ilgili kötü konuşmuştur, kötü konuşmuştur önemli değil.

Beni tanıyanlar atılan iftiraların bana yakışmadığını bilirler. Ben iftiranın yakışanından korkarım. Bana yakışmayan umurumda bile olmaz. Ben bunları Hazar günü itibariyle onlara bildirdim. Sanki programa katılacak gibi tanıtımlar yaptılar. Üstelik düello havasında. Bana uygun bir tanıtım yapın, memnuniyetle gelir konuşurum. Sanırım gelmemi istemediler. Beni korkutmaya çalışmalarımı hiçbir işe yaramadı. Benim Brütüs olduğumu söylediler. Tüm Türkiye benim Brütüs olmadığımı biliyor” dedi.