Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Barış ve Demokrasi Partisi ile görüşme sinyali verdi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, BDP ile ”BDP ile temas kurmayacağız diye bir ilanda bulunmadık. Ama BDP’nin izlediği politika, koşullar, böyle bir anlam çıkmasına neden oldu.” dedi.
TBMM’deki gazetecilerle bir araya gelen Anadol, hükümet ve BDP görüşmesine yönelik soruları cevapladı. Anadol, daha önce terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşüldüğünü iddia ederken, Başbakan Erdoğan’ın bunu yalanladığını hatırlattı. Anadol, “Kendisinin veya Cemil Çiçek’in, başka bakanın görüştüğü iddia edilmemişti. Devlet memurları görüşür, Başbakan’dan habersiz böyle bir görüşme beklenir mi? Referandum bitti, küfrederek bu iddia sahiplerine saldıran Erdoğan’ın partisi BDP ile görüştü. Görüşmesin demiyorum, kendi bilecekleri iştir. Ama görüşmeyi ayıp, suç sayacak bir anlayıştan geldikleri noktayı söylüyorum. Devletin de Öcalan ile görüştüğü aşikar hale geldi. Başbakan, bunlara ne diyor?” ifadelerini kullandı.
Anadol, Cemil Çiçek’in, görüşmenin içeriğine ilişkin anadilde eğitim, demokratik özerklik talebinin gündeme gelip gelmediği sorusuna yanıt vermediğini hatırlatırken, bunu anlamlı bulduğunu kaydetti.
Demokratik özerklik, anadilde eğitim gibi talepler hakkında iktidarın ne düşündüğünü öğrenmenin, kendilerinin hakkı olduğunu vurgulayan Anadol, ”Eğer böyle bir talep gelmişse iktidar ne düşünüyor?” diye sordu. Kemal Anadol, terörün durdurulması için BDP ile görüşmelerin devam edip etmemesi konusundaki düşüncelerinin sorulmasına, ”BDP’den böyle bir görüşme talebi gelirse, oturur değerlendiririz.” karşılığını verdi.
Anadol, Çiçek’in, anayasa değişikliğinde muhalefetin de katkılarını beklediğine yönelik açıklamalarına ilişkin ise şunları söyledi: ”2011’den sonra bizim muhalefet olacağımızı kim söylüyor? 2011’den sonra yeniden oluşacak Meclis, tüm toplum katmanlarını bu işe ortak ederek, yapacağı bir anayasadan bahsettik.” dedi.
“DEVLET KANALLARINDA TÜRKÇE DIŞINDA YAYINA KARŞIYIZ”
Anadol, anadilde eğitim konusundaki taleplere CHP’nin bakışının sorulmasına karşılık, daha önce devletin, Türkçe dışında kendi kanallarında yayın yapmasına karşı çıktıklarını söyledi. CHP’li Anadol, ”Mümkünse RTÜK, bu istasyonlara, kanallara kredi versin. Anadilde eğitimin, Türkiye’yi federal bir yapıya doğru götürür. Üniter devlette çeşitli anadillerde eğitim olmaz. Kürt kültürünü geliştirici eğitimler, üniversitelerde bu alanda dallar olabilir.” diye konuştu.
”Kürt sorunu bir gerçektir.” diyen Anadol, bu sorununu yok sayan politikaların, Türkiye’yi bugüne getirdiğini ifade etti. Konuyla ilgili 1989 yılında bir rapor yayımladıklarına işaret eden Anadol, bu raporu 2010 yılına uyarlamak için kurdukları komisyonun çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı. Anadol, bu raporu açıklayacaklarını, görüşlerini bir bütün içinde metinleştirmek istediklerini belirtti.
Anadol, BDP ile bugüne kadar mesafeli duruşlarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, ”BDP ile temas kurmayacağız diye bir ilanda bulunmadık. Ama BDP’nin izlediği politika, koşullar, böyle bir anlam çıkmasına neden oldu.” dedi.
Kemal Anadol, referandumda, geçici 15. maddenin değişiklik paketinden ayrılması halinde yüzde 98’in üzerinde oy alabileceğini dile getirerek, ”Adnan Menderes, Turgut Özal, Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafları, demokrasi kahramanları deniliyor. 15. madde kapsamında MGK üyeleri, kuvvet komutanları, Bakanlar Kurulu. 12 Eylül cuntasının milleti hapislere atan, 18 yaşına girmeyen çocuğa kemik muayenesiyle idam sehpalarına gönderen cuntanın, hükümetin başbakan yardımcısı Turgut Özal. 15. madde geçti, Özal sağ olsaydı dava açılacak mıydı? 12 Eylül hükümetinde yer alan bakanların hiç olmazsa manevi olarak mahkûm edilmesi gerekmiyor mu? Sağ olanların yargılanıp yargılanmayacağını göreceğiz. Eğer kimse yargılanmazsa, buradan ilan ediyorum, o zaman AKP, yargılanmayacağını bile bile malzeme yapmak için 15. maddeyi çıkardı. Kimse yargılanmazsa bunun baş sorumlusu Erdoğan ve AKP milletvekilleridir. Özal demokrasi kahramanı mı cunta işbirlikçisi mi? Özal’ın bakanı Cemil Çiçek mi ben mi demokrat.” yorumunu yaptı.