Beşiktaş’ın geçtiğimiz hafta sonu Antalyaspor’la oynadığı maçta aşil tendonu kopan Caner Erkin’in göz göre göre futbol hayatının riske atıldığı ortaya çıktı…

ÖZEL HABER…

Aşil tendonu koptuktan sonra ameliyat olan ve çok büyük ihtimalle sezonu kapatan milli futbolcu Caner Erkin’in sakatlığı bilinmesine rağmen her maç 90 dakika oynatılması bu acı sakatlığa adeta davetiye çıkarmış.

NationalTurk’ün görüştüğü konunun uzmanlarına göre profesyonel futbolcularda aşil tendonunun belirtisi olmadan aniden kopması hemen hemen hiç görülmeyen bir durum. Yani sporcularda önce “aşil tendon ağrısı (tendinit)” görülüyor, gerekli önlemler alınmaz ise tendonun kopma riski artıyor. Tıpkı Caner Erkin’de olduğu gibi.

Sakatlıktan herkes haberdar!

Milli futbolcunun aşil tendonunda sıkıntı olduğu Antalyaspor maçından önce basına pek yansımasa da Beşiktaş ve milli takım yetkililerinin bu sıkıntıdan haberdar olduğu ortaya çıktı. Antalyaspor maçından sonra Beşiktaş kulübünün internet sitesinden yapılan açıklamada “30 Eylül 2016 tarihinde oyuncumuz Caner Erkin’in A Milli Takım aday kadrosunda olmadığı öğrenilince, oyuncumuzun birkaç haftadır süre gelen sol aşil tendon ağrısı (tendinit) nedeniyle, teknik heyet ve sağlık ekibinin ortak kararıyla 1 Ekim 2016 Cumartesi akşamı oynanan Çaykur Rizespor -Başiktaş maçı sonrası soyunma odasında oyuncunun sol aşil tendon kılıfı içerisine kendi kanından alınan trombosit hücre (PRP) injeksiyonu yapılmış olup, 4-5 gün ile 1 hafta dinlendirilmesi planlanmıştır. Ertesi gün oyuncumuz ani bir karar ile A Milli Takım aday kadrosuna dahil edilince, A Milli Takım teknik heyeti ve Sağlık ekibi, oyuncumuza yapılan tedavi ve tedavi planlaması hakkında ivedilikle bilgilendirilmiştir” ifadeleri yer almıştı.

Yani Beşiktaş kulübü, Caner Erkin’e yapılan iğneyi milli takıma bildirmişti!

Uzman görüşlerini almadan önce isterseniz Caner Erkin’in bu sezon nasıl yoğun bir tempoda oynatıldığını kısaca özetleyelim.

25 Ağustos’ta Beşiktaş ile resmi sözleşme imzalayan Caner Erkin, Euro 2016’da yaşanan prim tartışmalarının ardından Fatih Terim tarafından 5 Eylül’deki Hırvatistan maçı kadrosuna çağrılmadı. O günlerde Caner’in herhangi bir sakatlığının olmaması, milli futbolcunun Fatih Terim tarafından prim tartışmaları nedeniyle çağrılmadığı kanısını uyandırmıştı.

Fatih Terim ise Arda Turan ve diğerleri hakkında sorulan sorulara “siz biliyorsunuz, herkes biliyor” tarzında cevaplar vermiş ancak kimse hiçbir şey öğrenememişti.

Her maç 90 dakika!

Milli takım arasından sonra ise Caner için yoğun süreç başladı. 28 yaşındaki futbolcu, 10 Eylül’de Karabükspor, 13 Eylül’de Benfica, 18 Eylül’de Akhisar Belediyespor, 24 Eylül’de Galatasaray ve 28 Eylül’deki Dinamo Kiev maçlarının tamamında 90 dakika forma giydi.

30 Eylül’de ise Fatih Terim milli takım kadrosunu açıkladı. Arda Turan, Burak Yılmaz, Selçuk İnan gibi futbolcularla birlikte Caner Erkin de yine Terim tarafından kadroya alınmamıştı. 1 Ekim’de oynanan Rizespor – Beşiktaş maçında da Caner Erkin 90 dakika oynadı.

Ancak bu maçın ertesi günü yani 2 Ekim’de Hasan Ali Kaldırım sakatlanınca Fatih Terim tarafından kadroya çağrıldı. Sakatlığı olmamasına rağmen Hırvatistan maçına çağrılmayan Caner Erkin, Hasan Ali sakatlanınca bir anda Fatih Terim’in can simidi oldu! Ancak bir sorun vardı… Rizespor maçında aşil tendonundaki ağrıları artan Caner’e iğne yapılmış ve en az 5-6 gün dinlendirilmesi gerekiyordu.

Fakat Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, 6 Ekim’deki Ukrayna maçında Caner’i 90 dakika oynatmakta sakınca görmedi. Yetmedi, 9 Ekim’deki İzlanda maçının da tamamında Caner’i sahaya sürdü.

Aşil tendonundaki ağrılar ve yapılan iğne nedeniyle 1 hafta dinlenmesi gereken futbolcu 1 hafta içinde 2 milli maçta oynatılmıştı.

Bundan sonra da ihmaller zinciri devam etti. İzlanda maçından sadece 6 gün sonra da bu kez Şenol Güneş, Caner’den vazgeçemedi! 15 Ekim’deki Kayserispor maçında yine 90 dakika özveriyle mücadele eden Caner, 19 Ekim’deki Napoli mücadelesinde de Şenol Güneş tarafından oynatıldı.

Ve aslında “beklenen” ancak büyük büyük “futbol adamları”, “doktorlar”, “futbolu bilen başkanlar” tarafından “üzüntü” ile karşılanan acı olay Beşiktaş Antalyaspor maçında yaşandı.

Bu maçta da yine Şenol Güneş’in ihmali söz konusuydu. İlk kez dinlenme fırsatı bulan Caner, yedek kulübesindeydi. Ancak Beşiktaş 1-0 önde ve rakip Antalyaspor 10 kişiyken Şenol Güneş Caner’i oyuna almak zorunda kaldı! “Oyuna almak zorunda kaldı” diyoruz çünkü Güneş’in ifadesi aynen böyle.

İşte “geliyorum” diyen sakatlığın hikayesi böyle. Peki uzmanlar bu konuda ne düşünüyor?

NationalTurk olarak görüşünü aldığımız Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğretim görevlisi Yrd. Dç. Dr. Kamil Erdem’e göre Caner Erkin’in sakatlığında “ihmal” var.

Kamil Erdem’e öncelikle aşil tendonu sakatlığını sorduk;

“Aşil Tendonu, bacak arka grup kaslarının topuk kemiğine birleşmesini sağlayan insan vücudunda bulunan en uzun ve en güçlü tendondur. Aşil tendonu sakatlığı yaralanma ve iltihaplanma olarak iki şekilde olur. Bu durumlarda söz konusu olan tendon diplerinin uyarılmasıdır. Tendonların tutunma sınırı,tüm olaylardan en fazla etkilenen ve kan dolaşımı en az olan yerlerdir. Caner Erkin’nin sakatlığı, Aşil yaralanmasıdır yani tendonda kopma meydana gelmiştir. Bu yaralama tipi futbolcularda çok sık görülmez ancak tendon iltihaplanmaları yani tendinit daha fazla görülmektedir. Sakatlanmadan önce belirtilerden biri de budur. Genel belirtilerini; 1-yüklenme sonrası ağrı 2-istirahat sırasında ve gece ağrıları 3- tendonla ilgili kaslarda hareket sınırlaması 4-Kuvvetsizlik olarak sıralayabiliriz.”

Erdem, Caner’in sakatlığında ihmal görüp görmediği yönündeki sorumuza ise “Performans sporcularında bu tendon kolay kolay kopmaz. Daha çok yetersiz antrenman yapan, sedanter ve yaşlılarda daha çok görülür. Caner Erkin gibi üst düzey sporcuda bunun mutlaka belirtisi olmuştur. Bildiğimiz kadarıyla yukarıda saydığımız faktörlerden biri, sakatlığın haberini vermiş görünüyor. Bu sakatlığı etkileyen faktörler; Kronik aşırı yüklenme, tekrarlayan mikrotravmalar ve kötü antrenman koşullarıdır (zemin, ayakkabı, hava koşulları, sistemsiz antrenman). Caner Erkin yoğun maç trafiği içinde devamlı oynayan bir oyuncu olmasından da dolayı tendondaki ağrılarına rağmen oynamış veya oynatılmıştır. Burada bir ihmal gözükmektedir. Milli takım ve Beşiktaş kulübü gibi sağlık ekipleri olan kurumların böyle bir durumu hafife almaması gerekir. Bir yandan şunu da belirtmek gerekir ki her futbolcu oynamak ister. Antrenörler de iyi futbolcusundan mahrum kalmamak ister. Sağlık ekipleri uzman kişilerdir mutlaka uyarmışlardır. Önemli maçlar arefesinde futbolcuyu dinlendirme kararı almak için bir eşgüdüm sağlayamamış olabilirler. Ukrayna ve İzlanda maçlarında oynatılmasıyla futbolcunun sağlığı riske atılmıştır. Bunun yanında Caner Erkin’in bir sezonuna mal olmuştur. Kısa günün karı hesaplanarak futbolcu, kulübü ve Türk futbolu kaybetmiştir” yanıtını verdi.

Aşil tendonu sakatlığında tedavi sürecini ise Kamil Erdem şöyle anlattı;

“Sakatlığın iyileşme süreci 5-6 aydır tekrar iyi durumuna gelmesi için toplam yaklaşık 8 ay kadar bir süre alır. Eski performansına ulaşması sakatlık sonrası tedaviye, spora dönüş çalışmalarının doğruluğuna ve sporcunun kendisine bağlıdır.”

Otoriteler: Kesin ihmal 

Görüşlerine baş vurduğumuz bazı otoriteler ise aşil tendonu sakatlığı hakkında şu teknik bilgileri verdi;

“Aşil tendonu sakatlıkları Caner’de olduğu gibi tendonun tam veya parsiel (kısmi), kopmaları ya da aşırı kullanım tipi tendonun zaman içinde fazla yüklenmelere maruz kalması sonucu tendinit dediğimiz kronik yaralanmaları olmak üzere iki ana grupta incelenir.

Caner Erkin’de olan akut tendon kopmaları genç populasyonda (15-30 yaş), nadir görülen yaralanmalardır. Daha sık olarak amatör yada profesyonel dönemde aşil tendonu kronik problemleri yaşayan (tendinit) sporcuların profesyonel futbolu bıraktıktan sonra 30-50 yaş arası halı sahalarda futbol oynadıkları dönemde daha sık karşılaşılan bir durumdur.

Her zaman olmamakla beraber Caner Erkin’de olduğu gibi tendonun kopmasından önce tendonda ağrı şikayeti olabilir.

Caner Erkin’in tendon kopmasında ağrılı dönemde iken oynamaya devam ettiği ve bu dönemde hem kulüp hem de milli takımda iğneler yapılarak şikayetleri tam anlamı ile geçmeden maçlara ve antrenmanlara devam etmesi bir ihmali düşündürmektedir. Hele bu tendona kortizon uygulaması yapılmış ve gerekli dinlenme ve iyileşme süresi verilmeden oynatılmış ise kesin ihmal bulunmaktadır.

Yoğun maç temposu ve yetersiz ısınma gibi etkenler kas yaralanmalarından biraz farklı olarak tendon kopmalarında kesin sebeplerden değildir. Ancak her türlü spor yaralanmalarında olduğu gibi aşırı yüklenme sık maç programı ve bunun oyuncu organizması ve dokular üzerinde yaralanmaları kolaylaştırıcı bir etken olduğu da bilimsel bir gerçektir.

Rizespor maçı sonrası iğne yapılması ve şikayetleri tam geçmeden oyuncunun antrenman ve maçlara çıkarılmış olası doğru değildir.

Aşil tendon kopmaları sonrası cerrahi olarak tendonun tamir edilmesi sürecinde 3-6 hafta kadar özel alçı ve botlar ile imbolizasyon sonrası FTR( fizyoterapi) süreci başlamakta ve yaklaşık 4-6 ay kadar devam etmekte, bu sürede sporcunun günlük aktivitelerinde dikkatli olmaması (düşme, tendona aşırı yüklenme v.b) tendonun yeniden kolaylıkla kopmasına yol açabilmektedir.

Genellikle aşil tendon kopmaları sonrası sporcunun tamamen eski haine gelmesi (kas gücü, dayanıklılık, tendon esnekliği, eklem hareket açıklığı , eski futbol becerilerini kazanması) 6-12 aylık bir süreyi bulabilmektedir.”