BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Demirtaş, Adana’da durdurulan ve aranmasına izin verilmeyen TIR’la ilgili ilginç açıklamalar yaptı.
Selahattin Demirtaş’ın konuşmasından bazı bölümler şöyle;
Gündemdeki konulara geçmeden önce Hrant Dink katliamı ile ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum. Hrant Dink Türkiye’de bütün farklı inanışların yaşaması üzerine son derece çarpıcı fikirler yazılar yazıyordu.O dönemde Dİnk, İstanbul valiliğinden ‘Ayağını denk al’ tehtidi almıştı. . O dönemin İstanbul Emniyet müdürü muazzam bir rol aynadı ve kendisi vali yapıldı. Katille fotoğraf çekilerek adeta alay eden jandarma görevlileri, üst rütbelere getirilip, tayin edildi.
Ermeni soykırımında var olan zihniyetin değişmediğini bütün bu uygulamalar ortaya koyuyor.irine Ermeni demek hakaret olarak algılandı. Koskaca halkın onuru çiğnenmek istendi. Bir kez daha bu zihniyete tanıklık ettik. Başbakan yine Başbakandı, bu yargı aynı yargıydı, bu bakanlar yine aynı bakanlardı değişen hiçbir şey olmadı. Öylesine katledilirsiniz ki sizin dosyanızı soruşturacak bir emniyet yoktur. Aynı Gezi olaylarında olduğu gibi, Roboski katliamında olduğu gibi. Bizler bu iktidar zihniyetini yeni tanımıyoruz. 12 yıldır Ak Parti’nin tüm politikalarında gördük.
Biz cemaatten ya da Ak Parti’den yana yer almak zorunda değiliz. Cemaatin kuyruğuna takılarak hesap soramayacağımızı çok iyi biliriz. Biz halkımızdan güç alıyoruz. İktidar bütün yaptıklarının hesabını elbet verecek. Biz hesabı halk sorsun istiyoruz farkımız budur işte.
Abdullah Gül veto etmeli
HSYK en son 2011 refarandumunda değiştirilirken Başbakan yargıyı tarafsız hale getireceğini savunuyor, evet oyu istiyordu. Bugün şikayetçi olduğu HSYK’nın mimarı kendisidir. Muhalefet ise değişikliğe karşı çıkıyordu. Bizler üçüncü bir çizgi olarak mecbur değiliz diyerek boykot tercihimizi ortaya koyduk . Dediğimizin ne kadar doğru olduğu yeni ortaya çıktı. Biz BDP olarak anayasa düzenlemesine hazırız neden geri çekmiyorsunuz durdurmuyorsunuz ? Dertleri başka çünkü bugünki yasa tasarısı tüm mahkemeleri Adalet Bakanlığına bağlayan bir yasadır. Biz bunu kabul etmeyeceğiz bu yasa geçerse Cumhurbaşkanının üzerine düşeni yapması ve veto etmesi gerekir buradan çağrı yapıyoruz.
HSYK’nın CHP ve MHP için ne anlam teşkil ettiği ortada. Tarafsız bi HSYK’ya hiçbiri destek vermiyor. Her biri yargının tarafsızlığını savunma adı altında kendi yargı sitemini oluşturmaya çalışıyor. Tek olgun çizgi partimizin çizgisidir. Bir kez daha iktidara çağrı yapıyoruz. Partilerle uzlaşmadık yalanının arkasına sığınmayın, BDP hazırdır. Israrla HSYK’nın peşinde koşmayı tercih edecekseniz başınıza neler geleceğini yakında görürsünüz. 10 yıldır yargıyı cemaate teslim ettiniz güngeldi devran döndü. Yıllardır ektiklerinizin neler ortaya çıkardığını acı tecrübelerle görüyorsunuz. Evrensel hukukla çalışsaydınız Roboski rezalati ortaya çıkmayacaktı. İktidarınız sonsuza kadar sürmeyecek. Birgün bu ülkede o dosyaların başına vicdanı olan hakimler savcılar gelecek elbet. Elbet yargı önüne çıkacaksınız. Halk birgün bu iktidara el koyacak. O gün gelece bunların hepsinin hesabını vereceksiniz. Paris cinayetiyle ilgii hesabı vereceksiniz. Ortaya çıkan ses kayıtları meselenin üst düzey yetkililer tarafından planlandığını ortaya koyuyor. Hırsızlığı rüşveti savunacağınıza bu katliamlarla ilgili açıklama yapabilirdiniz. Bu görüşmeleri MİT müsteşarı, kimlerin yaptığını ortaya koymak zorundadır. Paris cinayetleri ortadayken hiç bir şey yokken bu hareketi sürdürmek Kürt anlayışına ters olur.
Suriye’de yaşanan dram ve halkın zulmü ve bir yandan da Cenevre konferansı tartışmaları. Bu görüntüler sanki bugün ortaya çıkmış gibi ortalığı velveleye vermeye gerek yok . Esad zaten son günlerini yaşıyor. Suriye’de Esad kadar acımasız olan gruplar var. El Kaide de Esad kadar halka zulüm yaptı. İnsanların kafalarını kestiler. Bize de ikisi arasında tercih yapmayı dayattılar.
25 kanal yayınlar, ilgili bakanlar da ağlardı
Esad zulmüne şikayet etme hakkınız var ama diğer zalimleri desteklerken en az Esad kadar suçlusunuz. El Kaide’nin gücü iktidarın desteğindendir. En büyük korkuları Kürtler’dir. Oradaki çeteleri destekleyen Türkiye bugün kendi kazdığı kuyuya düşmekle karşı karşıyadır. Tırlar için utanmadan yardım gönderiliyor diyorlar. Velev ki yardım götürülüyor olsaydı, öyle gizli gizli mi götürülürdü? Hatta Başbakan’ın katılacağı mitingle giderdi, 25 televizyon da yayınlardı, Bakanlar da ağlardı. O TIR’larda yardım olmadığının herkes farkında silahların gittiğini dünya alem biliyor. MİT’in görevi bu değildir. Bunu yakalayanlar da paralel yapılardır, kirli işlerinizi ortaya çıkarıyorlar. Onların yaptığı işler de sizin yaptığınız işler de kirli.
Bu kadar kirlilik içinde bir iktidarla asla barışa yürüyemeyiz. Gerçekten barış istiyorsa iktidar halka hesap vermelidir. 17 Aralıktan bu yana paralel yapıyı itiraf ediyorlar. Madem öyle bunların belgesini ortaya koyacaksın. Elindeki bütün belgeleri kamuoyu ve halkla paylaşacaksın. Görevden alınan hakimler savcılar bunların hepsi paralel yapıysa neden yargılanmıyorlar? Neden başka yerlere gönderiyorsun. Gönderdiğin yerde paralel olmuyor mu? Orada ne yapacak peki niye bunları yargıya teslim etmiyor, elindeki bilgi belgeleri açıklamıyorsun?
Paralel yapı bir geçektir ve vardır. Derin devlet halen aktiftir. AKP kendi paralel yapısını inşa etmeye çalışıyor HSYK tasarısı da bunun kanıtıdır.”