Yılmaz Özdil Nedim Şener’e yazdı: Padişah efendimizi yala! Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü köşesinde geçtiğimiz gün tahliye olan gazeteci Nedim Şener’e ilginç tavsiyelerde bulundu.
Yılmaz Özdil’in “Ne diim…” başlıklı yazısı;
Sevgili Nedim…
Ben sana ne diim.
*
İstihbarat Yalanları
Dink Suikastı filan…
Sana ne kardeşim?
*
Bak, Hrant’ı öldürene 22 sene verdiler. Sen misin araştıran… Seni 32 seneyle yargıladılar. Yazdığın kitap alt tarafı
208 sayfaydı, 375 gün içerde yattın. Maazallah… Ya 500 sayfa yazsaydın?
*
Kurcalama gari.
İlla kurcalayacaksan…
Özetle bari.
*
Başbakanımız “ben ona kefilim” diyor, sen oturuyorsun “Hayırsever Terrorist” diye, Şeyh Yasin El Kadı’nın ipliğini pazara çıkarıyorsun. Koskoca maliye bakanımıza “Kemal Abi” diyorsun, marifetlerini yazıyorsun. “Tepeden Tırnağa Yolsuzluk”u deştin, “Naylon Holding”i deştin, eline ne geçti? Başroldeki güya kırmızı bültenle aranırken, güle oynaya geldi, sen içeri girdin, o affedildi… Dua et, olgun adammış, kitabını imzalatmak için seni
ziyarete gelmedi!
*
Yazma artık öyle şeyler.
Bırak bu işleri.
*
Çünkü, kimi yazdıysan paçayı kurtardı. Senin yüzünden Zeus’un başı yandı. Deyyus oldu.
*
Kusura bakma ama, sanırım ayağın sıkıyor, maşallah dediğin üç gün yaşıyor… Abdi İpekçi Ödülü aldım diye övünüyorsun, vurdular. Çetin Emeç’in ilkelerine bağlıyım diyorsun, katlettiler. Metin Göktepe Ödülü almakla övünüyorsun, öldürdüler. Kemal Sunal Kültür Sanat Ödülü aldın, genç yaşta gitti. Gazetecilerin “tecavüzcü” olduğu ortaya çıktı, sen hâlâ, Sedat Simavi Ödülü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Ödülü’nle gurur duyuyorsun. Burdakileri bitirdin, gittin, Uluslararası Basın Enstitüsü tarafından Basın Özgürlüğü Kahramanı seçildin, ödülünü eve koydun, anında evi basıp, özgürlüğünü aldılar.
*
Alma bu tür ödülleri…
Karın doyurmuyor.
Avanta al.
Özgür kal.
*
Hazır, yabancı istihbarat örgütleri kiloyla gazeteci satın alırken, ciğeri beş para etmez tiplere dolar öderken… Hapiste zayıfladın ama, sırf malum yerin bile altı okka, fırsatı değerlendir.
*
Evinle işin arasındaki raylarda, tren gibi yaşadın bunca sene… Görüyorsun, olmuyor böyle. Açılım yap, uç biraz. Bakanların, işadamlarının
uçağına bin. Gez. Ferah ferah yaz.
*
Mesela, şöyle yaz…
Gülelim oynayalım
kam alalım dünyadan
ma-i tesnim içelim
çeşme-i nev-peydadan
kah varıp
havuz kenarında
hıraman olalım
kah gelip
kasr-ı cinan seyrine
hayran olalım
kah şarkı okuyup
kah gazel-han olalım
İşte üç çifte kayık
iskelede amade…
Gidelim serv-i revanım
yürü Sadabad’e
*
Bu da, Nedim.
Senin adaşın.
*
Lale Devri’nin yazarı…
Duayen yalaka.
*
Düşün bu hususta.
Sadrazamları yağla.
Padişah efendimizi yala.
“Halkın gerçekleri öğrenme hakkı” falan
diye tutturma.
Aklını başına topla.
*
Biat et…
Ol emre amade
Aksi halde…
Serv-i revanım
Gerisin geri Silivri’ye!
Yılmaz Özdil / Hürriyet
Nedim Şener tahliye edildi
Ahmet Şık ve Nedim Şener tahliye edildi… Oda TV davası 11. duruşma ile devam ederken gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener, Coşkun Musluk ve Sait Çakır tahliye edildi.
Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın’ın da aralarında bulunduğu 10′u tutuklu 13 sanık hakkında açılan davanın 11. duruşması bugün görüldü. Duruşma neticesinde Şener, Şık, Coşkun Musluk ve Sait Çakır’ın dahil dört kişinin tahliyesine karar verildi.
Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 11 duruşmasına aralarında Nedim Şener, Ahmet Şık ve Hanefi Avcı’nın da bulunduğu tutuklu 9 sanık katılırken ikinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı bu davanın tutuklu sanığı Yalçın Küçük ise duruşmaya katılmadı. Yalçın Küçük’ün ikinci Ergenekon davasında savunmasının alınmasına başlanmıştı. Tutuksuz sanıklar Ahmet Mümtaz İdil ve Doğan Yurdakul ise duruşmaya katılmazken tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli de duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sorulan Ergenekon’a dair yazıya cevap geldiğini belirtti. Gelen cevapta ise ”Kovuşturmayı yürüten bağımsız mahkemelerin yetkisinde kalmakla beraber ‘Ergenekon’ yapılanması bir terör örgütü” olduğu açıklaması okundu. Tutuklu sanık Barış Terkoğlu’nun ikametinde ele geçen MİT’e ait olduğu belirtilen dokümanların ”gizlilik” derecesinde olduğunu açıklayan Başkan Ekinci, bu nedenle söz konusu belgelerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından muhafaza altına alındığını söyledi.
sevgili yılmaz özdil,kalemi satın alınamayan gazetecinin özgürlüğünü alıyorlar,nedim şener,ahmet şık,mustafa balbay,tuncay özkan,,,bu adamlardan olsa olsa kalemini ve yüreğini satmayan insanlar olur,ama kalemini satan o sözde yazar gazeteci,ler varya onlardanda olsa olsa vatan haini olur,ALLAH,diğer kalemini ve vijdanını satmayan gazetecileride kurtarsın.