Vücut geliştirme sporuyla 60 yıl önce tanışan 76 yaşındaki emekli fen bilgisi öğretmeni Kemal Yükselen’in performansı görenleri şaşırtıyor.
Vücut geliştirme sporuyla 60 yıl önce tanışan 76 yaşındaki emekli fen bilgisi öğretmeni Kemal Yükselen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 60 yıl önce vücut geliştirme sporuyla tanıştığını anlattı. Vücut geliştirmeye beton ağırlıklardan oluşan halterle başladığını ve tren raylarından ağırlıklarla devam ettiğini belirten Yükselen, “Türkiye’de bu yarışmalara katılan en yaşlı sporcu benim. 76 yaşındayım ve 1 Ağustos 1941 doğumluyum.” dedi.
Spora başladığı dönemde Ankara’da çalışacak salon bulunmadığını dile getiren ve şu an çalıştığı salonda sporcuların “dede” diye hitap ettiği Yükselen, “Alfredo isimli bir İtalyan Necatibey Caddesi’nde spor salonu açtı. Orada çalışmaya başladım. Ankara Demirspor kulübünde güreş yaptım. Beni halter salonundan alır güreşe götürürlerdi. Güreşi sevmedim. Halter müsabakalarında birinciliğim var.” ifadelerini kullandı.
Vücut geliştirme yarışlarına girmeye halterden sonra başladığını ancak bir süre sonra bıraktığını kaydeden Yükselen, “Yarışmalara girmedim ama sporu bırakmadım. Emekli olduktan sonra yarışmalara yeniden başladım. O zaman 68 yaşındayken 50 yaş grubuyla yarışıyordum.” diye konuştu.
“Önemli olan kasları çalıştırmak”
Yaşına rağmen vücudunu performans olarak zorlamanın hiçbir sakıncasını görmediğini belirten Yükselen, şöyle konuştu:
“Salonda çalıştığım arkadaşlarım kaldırdığım ağırlıkları görüyor. Ağırlık önemli değil önemli olan kasları çalıştırmak. Fen bilgisi hocasıyım vücut anatomisini çok iyi bilirim. Podyumda 55 yaş grubuyla yarışıyorum. Aramızda 20 yaş olacak. Avantajım fit olmak, hormonsuz olmak, doğal olmak, en güzeli bu. Spor benim için sağlık, moral ve kendine güven. Spor her türlü kötülüklerden insanı koruyor. Sağlıklı olmayı öğretti bana.”
Yükselen, kullanılan hormonlar nedeniyle çok sayıda sporcunun genç yaşta sağlık sorunlarıyla karşılaştığına dikkati çekti.
Dopingin yasak olmasına rağmen tercih edenlerin olabileceğini vurgulayan Yükselen, şunları kaydetti:
“Yarışmalardan önce silici kullanarak gizlemeye çalışıyorlar. Aktif sporculuğu döneminde hormon kullananlar daha sonra psikolojik çöküntü yaşıyor. Zaten hormonlu gıdalardan belli. Hormonlu gıdalar buzdolabında bile çok çabuk çürüyor. Hormonsuz olunca, doğal olunca, işte ben hormonsuzum, buradayım.”