Burdur’da kazı çalışmaları devam eden Hacılar Büyük Höyük’te, 5 bin yıl öncesine ait mühürlerde ortak bir işaret dili kullanıldığı ortaya çıkarıldı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı ve Burdur Hacılar Büyük Höyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülsün Umurtak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hacılar köyünün Türkiye arkeolojisi ve dünya kamuoyunun gündemine 1950’li yılların ikinci yarısında girdiğini söyledi.
Hacılar köyüne kazı amaçlı ilk kez James Mellaart isimli İngiliz arkeoloğun geldiğini belirten Umurtak, köylülerin Mellaart’a boyalı çanak-çömlek parçaları gösterdiğini aktardı.
Umurtak, daha sonra Mellaart’ın Hacılar köyünde kazı yapmaya başladığını ifade ederek, “Burada 4 yıl çalışmış. Türkiye arkeolojisinde insanların ilk yerleşik hayata geçişi, köy toplumu halinde yaşamaları, hayvan evcilleştirme ve çanak çömlek üretiminin birlikte yürütüldüğü bir dönem hakkında yaptığı kazılar önemli bir kapı açtı. Kazılar sonunda 2 ciltlik bir yayın yaptı. Böylece Hacılar dünyada tanınmaya başladı.” dedi.
Mellaart’tan sonra Hacılar’da uzun yıllar kazı yapılmadığını anlatan Umurtak, ekip olarak Hacılar’daki çalışmalara 2011’de başladıklarını anımsattı.
“Güçlü bir savunma sistemi kurulmuş”
Prof. Dr. Umurtak, Hacılar’da yerleşimin kurulduğu dönemin milattan önce 3 bin 100 dolayları olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu dönemlerde çevrede pek çok başka yerleşmeler var. Göçebe toplumlar da var. Kale yaparak bu kadar güçlü bir savunma sisteminin kurulması çevreden büyük tehditler olmasıyla mümkün olabilir. Yani düşmana karşı sahip olduğu zenginlikleri korumak için yapılmış olmalı. Dolayısıyla bazı zenginliklere sahip oldukları ve maden işledikleri düşünülebilir. Anadolu savunma sistemlerinin ilk yerleşik hayata geçişten itibaren gelişim sürecine bakarsak, burada gördüğümüz sistem başka bir yerde böylesine örneklenmiş değil.”
Hacılar Büyük Höyük’teki savunma sistemini oluşturan mekanlara “kazamat” denildiğini bildiren Umurtak, böylesine özenli şekilde yapılmış araziyi çevreleyen bir mimari tasarımın kurulmasının ilk olduğunu vurguladı.
“Yazı öncesi bu tür bir işaret dilinin olması çok önemli”
Gülsün Umurtak, iki sezondur yerleşmenin orta kesiminde bulunan ve çok büyük boyutlarda kamusal bina olabilecek yapıları kazdıklarını belirterek, höyükte günlük yaşamın sürdürülmesi için gerekli her türlü çanak-çömlek, madeni ve kemik aletler, iğneler, taş kesiciler veya tarım ürünlerini öğütmek için kullanılan öğütme taşları bulduklarını dile getirdi.
Bulunan eşyalar içinde mühürlerin ayrı bir önemi olduğunu ifade eden Umurtak, şu bilgileri aktardı:
“Anadolu’ya yazının gelişinden bin yıl daha önce birtakım işaretler bu mühürlerde gözümüze çarpıyor. Bu mühürler üzerinde bazı işaretlerin tekrarlanıyor olması belki günümüzden 5 bin yıl önceleri toplumların aralarında ortak bir işaret diline sahip olduklarını gösterebilir. Yazı öncesi bu tür bir işaret dilinin olması çok önemli. Belki önümüzdeki 10 yıllarda Anadolu’da yazının kullanımı konusunda Batı Anadolu’nun da önemli bir yeri olduğu gündeme gelebilir. Bu bakımdan mühürleri çok önemsiyoruz. Çok güzel özenle yapılmış örnekler elimize geçiyor.”