Beşiktaş’ın teknik direktörü Sergen Yalçın, Kasımpaşa maçından sonra Türkiye Futbol Federasyonunun yabancı futbolcuların sayısı konusunda aldığı karar hakkında yorumlarda bulundu. Bu konuda kendi düşüncelerimi Sergen’in yorumları ile beraber paylaşmak istiyorum.
Sergen Yalçın “Genç oyuncuların yetiştirilmesi için önce tesis lazım” demiş. Katılmıyorum. Tesis lazım ama önce değil. Önce yetiştiricilik özelliği üst düzeyde olan insanlar lazım. İnsan faktörü yetersiz olursa dünyanın en iyi tesislerini yapın orada istenilen verim alınamaz. Bu konuda Serpil Hamdi Tüzün gerçeğini Sergen’e birileri hatırlatmalıdır. Çünkü 1982’de 10 yaşında girdiği Beşiktaş altyapısından A takıma kadar yükselmiş Sergen Yalçın, “tesis yok, yabancı sınırlandırılması mantıksız” diyerek kendisi başta olmak üzere Nihat Kahveci, Rıza Çalımbay ve pek çok futbolcunun yetiştiği 80 ve 90’lı yıllarda tesislerin kalitesini ne çabuk unuttu?
Sergen Yalçın “Önce tesisleşme yolunda adım atmalıyız” demiş. O zaman, Beşiktaş olarak adım atın. Sizi tutan ve engelleyen mi var? Tesis yok bahanesine sığınıp zaten yabancı futbolcu çöplüğüne dönmüş futbol kültürümüzü iyice kötü günlere mi götürmek gerekiyor? Gereksiz iki yabancı transferine harcanan milyon euro’lar ile kaliteli tesisler yapılmaz mı? Yabancı futbolculara ödemeler yapılmadığı için Beşiktaş da dâhil olmak üzere kulüpler zor durumda kalmadı mı, para ve puan silme cezaları almadılar mı?
Sergen Yalçın “Yabancı kuralını düşürmenin oyuncu yetiştirme ile alakası yok” demiş. Hâlbuki alakası çok. Örneğin “oynamayan tay at olmaz” ilkesinden hareketle çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi yabancı sınırı olan bir ülkede genç sporcular oynama fırsatı buldukça teknik, taktik, kondisyon ve mental açıdan kendilerini geliştirme fırsatı bulacak. Ayrıca bu sınırlandırmadan dolayı başkan ve yöneticiler altyapılara daha çok önem vermek zorunda kalacak ki “zorlama performansı arttırır” ilkesi de burada devreye girmektedir. Bunlar gibi pek çok destekleyici örnek olmasına rağmen Sergen, gençler ve yabancılar diye ortada görünen iki değişken arasındaki bağlantıyı tam anlamıyla kuramıyor. Çünkü lise mezunu, kitap okumuyor ve etrafında kendisine düşünme çeşitliliği katacak bir spor entelektüeli yok.
Dolayısıyla Sergen Yalçın, Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Fatih Terim veya herhangi birisini kutsallaştırmaya gerek yok. Futboldaki spor insanlarımızın büyük çoğunluğu spor kültürümüzden besleniyor ve onların açıklamalarını iyi analiz etmek gerekiyor. Günümüzün modern futbol sisteminin yapısı, sporcular başta olmak üzere her spor insanının yüksek vasıf ve gelişmiş mesleki bilgi sahibi olmalarını gerektirmektedir. Böyle bir insan gücü kaynağı, futbol kültürünün zihniyet açısından değişmesi ve gelişmesi için temel unsurlardan biridir. Bu nedenle yüksek vasıf ve gelişmiş mesleki bilgi sahibi spor insanları yetiştirmek, futbol kültürlerini geliştirmek isteyen her ülke için en önemli konulardandır. Bu tarz yetişmiş insanların az olması bir futbol kültürü için modern spor tesislerinin az olması kadar önemli bir olumsuz durumdur.
Dr. Ersin AFACAN
İnstagram: mental_destek