Samet Akaydın ile Chamberlain arasındaki hatırı sayılır fark
NationalTurk yorumcusu ve BirGün Gazetesi yazarı Müslüm Gülhan, Beşiktaş ve futbola dair son günlerde yaşanılanları kaleme aldı.
Samet Akaydın ile Alex Oxlade Chamberlain
Bir şeyleri anlatabilmek için, bazen kafa yorup doğruyu bulmaya çalışırken karşınıza iki örnek çıkar ve bütün konuyu içerlemiş olarak izah eder. Futbol üzerine bir şeyleri anlatmaya kalktığımızda, hele bu ülkede sonuca varmak mümkün değil. Manipülasyon ve siyaset üzerine kurgulanmış futbolun ‘bilgi’ ihtiyacı hissetmemesi toplumsal kaygıların değil öğretilmiş çaresizliklerin sonucu.
İngiltere’de altyapıda eğitim almış Chamberlain ile Türkiye’de alt yapıda eğitim alamamış Samet arasındaki farkın sahaya yansımasının sonuçları bizi bir yerlere çıkartacak. Belki de futbolda olmamış olanı ve hiçbir zamanda olamayacak olanı anlatacak.
Alex Oxlade Chamberlain 2017-18 sezonunda 38 milyon avro karşılığı Arsenal’den Liverpool’a transfer oldu. Yaşadığı sakatlıklar onu takımdan uzak tutunca piyasa bonservis değeri 7 milyon avroyken bedelsiz olarak Beşiktaş’a transfer oldu.
Chamberlain 35 kez İngiltere Milli Takımı’nda oynayıp 7 gol attı. Arsenal’da 198 maçta, 20 gol 28 gol katkısı yaptı. Liverpool’da ise 146 maçta, 18 gol 14 gol katkısı yaptı. Ayrıca Southampton’da da 43 maçta, 10 gol 9 gol katkısı yaptı.
Lütfen sayılara dikkat edin. 1 Şampiyonla Ligi Kupası, 1 FIFA Dünya Kulüpler Kupası, 1 İngiltere Premier Lig Şampiyonluğu, 1 UEFA Süper Kupası, 4 İngiltere Kupası, 1 İngiltere Lig Kupası ve 3 İngiltere Süper Kupasına sahip bir oyuncudan bahsediyorum. Ve daha 31 yaşında.
Chamberlain Beşiktaş’ın derbi galibiyetinin mimarıydı.
Chamberlain için futbolun temel teknik özellikleri bakımından bir sorundan bahsetmemiz mümkün değil ki topu ayağına aldığında zaten kendini belli ediyor.
Trabzon İdmanocağı altyapısında futbola başlayan Samet, Trabzonspor U17’sine ve oradan Boluspor U21’ne gittikten sonra, sırasıyla Arsinspor, Sancaktepe Belediye, Şanlıurfaspor, Keçiörengücü’ne bedelsiz transfer oldu.
Adana Demirspor’a 471 bin avro karşılığı transferi ile farklı konuma gelem Samet, 3,7 milyon avro karşılığı Fenerbahçe’ye transferi ile en üst noktaya geçip Panathinaikos’a kiralık durumundan sonra hâlâ Fenerbahçe’de oynuyor.
Samet Akaydın’ın profesyonel hayatına baktığımızda Arsinspor’da 4 maç, Sancaktepe Belediye’de 140 maç, Şanlıurfaspor’da 34 maç, Keçiörengücü’nde 49 maç, Adana Demirspor’da 58 maç, Fenerbahçe’de 41 maç ve Panathinaikos’da 15 maç oynadı.
Ayrıca Samet Akaydın Milli Takım’da 2 maç oynadı. Samet Akaydın baktığımızda sorunun kaynağı ve Chamberlain’den farkı çok belli. Temel teknik becerileri üzerine ciddi zaman ayırabilecek ortamı ne olmuş ne de böyle bir kaygı duyabilecek bir antrenörle çalışmış.
Çünkü, Adana Demirspor’a gelene kadar yani 26 yaşına kadar sadece sonuç odaklı takımlarda ve donanım olarak bunun üzerine kendini şekillendirmiş antrenörlerle çalışmış.
Tüm bu sorunlarla birlikte, stoper oyunun temel pozisyon özellikleri, doğru pozisyon alma ve risk yönetimi üzerine ayrıntılı çalışacak bir ortamı da haliyle olmamış ki bunlar saha de net görünüyor. Ta ki 26 yaşında Montella’ya gelene kadar.
Motorik özellikleri iyi olan Samet üzerine emek veren Montella, 26 yaşındaki Samet’i futbol adına kısıtlı özelliklerine rağmen onu nasıl kullanabileceğini iyi hesaplayarak oynatmaya çalıştı ve alınabilecek en iyi randımanı Samet’ten aldı.
Gelinen noktada en masum kişi Samet Akaydın. Futbol içinde kalmak ve hayatını kazanmak için mücadele verip oradan oraya sürüklenen Samet, bu sorunları üzerine, özellikle kafa yoracak ve onu doğru olan üzerinden eğitecek antrenörle çalışamamış olması ana sorun olarak görünüyor. Ve çok geç Süper Lig takımına geldi.
Samet Akaydın yaptığı hatalarla tepki topluyor.
Chamberlain’in sahip olduğu temel teknik özelliklerine, haliyle altyapı eğitimine sahip olamayan Samet ile aralarındaki fark, Samet’in her şeye rağmen oynatılıyor olması ve Chamberlain’in oynatılmıyor olması. Bu bir açmaz.
Futbol adına futbolu yönetmek adına. Türkiye’deki menajerler birbirleriyle iyi anlaşır. Kolay kolay ayaklarına basmazlar. Paylaşmaları racondur.
Jose Mourinho, Jorge Mendes’in tahtasındaki antrenördür. Maxim’i ve El Nesri’yi istemesi yine tahta kardeşliğindendir. Ve para konularında da cin gibidir. Chamberlain, Mendes’in tahtasında olan bir oyuncu değil. Bu konuda ‘sıkıntılı’ bir oyuncu.
Çünkü onun takımda olması Jorge Mendes için bir oyuncu kaybı anlamına gelir. Sakatlanmadan önce de aynı gerekçeyle oynatılmadı, şimdi de baskı ve Portekiz sendromu devam ediyor.
Futbol evrensel bir oyun. Buradaki kimlikler tamamen yetenekler üzerinden belirlenir. Takım yararına olabilecek her şey kullanılmak zorunda. ‘Rant’ üzerine ayrım ancak futbolu araçsallaştırır. Sonucuna da bir takım, bir şehir ve bir ülke hep beraber katlanır.
Futbol kulüpleri batıyor, Jorge Mendes şirketleri borsa da rekor kırıyor