“Hasan Arat’ın ‘matruşka’ projesi”
NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Hasan Arat’ın ‘matruşka’ projesi” başlıklı yazısı;
Beşiktaş’ın bugün geldiği durumu anlamak ve anlatmak için, bazı açıklamaların doğru yapılıp ve iyi analiz edilmesi gerekir ki sorunun başlangıcının tespiti bakımından önemli detayları ortaya çıksın. Benim için bu tespitin başlangıcı 16 Şubat 2024 tarihinde BirGün Gazetesinde yazdığım yazının içindedir. Haklı olmamım temel dayanağı sadece gelinen süreç değil, troller tarafından yazıya yapılan saldırıydı.
O gün yazdığım yazıdan bazı kesitleri alarak bugün gelinen nokta açıklamak sanırım daha anlamalı olacak.
Öncelikli olarak insanlar Hasan Arat’a neden güvendikleri ve Genel Kurulun bugün gelinen noktadaki sorumluluğu nedir? Soruları önemli bir detaydır.
Tabi ki bu soruların cevabı sadece futbol veya sporun içinde değil, dünyayı etkisi altına alan kapitalist sitemin içindeki öğretilmiş çaresizliklerde yatmaktadır.
“Kapitalizm, insanoğlunun geçmişle-bugün arasında geçmiş-şimdi-gelecek içerisinde yer alan zamansal bağı koparmak için, tüketim ideolojisine dayalı kalıplarla donattığı kitle kültürünün içerisinde, insanları günlük yaşamda kıskıvrak çevrelemeyi başarmıştır. İnsana ilişkin temel değerleri ortadan kaldırmayı amaç edinen kapitalizm, kitle kültürü kalıpları ile insanı yabancılaştırmıştır.
Bu sistemsel bütünlük küresel ölçekte bir mekanizma oluşturduğu gibi, aynı mekanizmaya hizmet eden bir ülkeyi ve o ülke içindeki-futbol kulüpleri dahil- tüm kurumları hedef almaktadır.
İşte yukarıda bütünden parçaya doğru geldiğimizde; bir kulüpten daha fazlası olan BJK içinde yıkılan ve yerine yeniden oluşturulmaya çalışılan kültür ile, bunun sonucunda oluşan küresel ölçekte bir sömürü mekanizmasının sembolü haline gelirken, aynı zamanda bir metaforda oluşturmaktadır.”
Buradan Beşiktaş’ın özeline, eskisinin yıkılıp yeninin organize edildiği ‘matruşka’ kültürüne gelirsek…
‘Son 23 yıl içinde, birbirini takip eden yönetimlerin, önünü ve arkasını temizlemek için genel kurullarda yapılan pazarlıklarla aynı zihniyetin devamlılığını sağlayan seçim siteminin adıydı ‘matruşka’ kültürü. Bunun içindeki kişiler birer kullanışlı aparat olmakla birlikte, çıkar ilişkileri içerisinde her yönetimle pazarlık yaparak konum kazanmaya çalışan insanlarda bu sistemin tahtadan yapılmış oyuncak bebekleridir.’
Peki ‘matruşka’ kültürü neden var oldu ve nasıl bir davranış normları oluşturmaktadır?
‘Tek tip modelleme üzerinden gidersek, öncelikle bilinen dünya içinde kuralları bertaraf edilir. Kıyaslanacak onca şey olmasına karşın, burada alakalı görünen tüm eylemeler tek tip çizgiye bağlı olarak çalıştırılır. Bu noktaların dışında, farklılıkları algılamak için duyuların kullanılması gerekirken-sezgilerin, algıların, empati yeteneğinin, tüm duvarları yıkan gözlemlerin, saygının ve ahlaki değerlerin kullanılması gerekirken bunların adeta imhasına neden oldu’
Hasan Arat, 23 yıllık zihniyetin karşısına çıkarken, muhalefetin temsilcisi olduğunu belirterek farlı bir algı oluşturmayı başardı.
Sanıldı ki bu ‘matruşka’ kültürü bitecekti…
“Sayın Arat zeki bir insan. Beşiktaş kültürünün ona çok katkı sağlamasının yanında, Galatasaray’a giderken oradaki kültürel unsurları da alıp-özellikle iş hayatında kullanacağı metotlarla-kendine farklı bir konsept yarattı. Bu onun adına ayrıcalıktı… Çünkü, gittikten hemen sonra sporu bırakıp çok kısa sürede iş hayatına atılması ile birlikte-büyüyerek borsa açılacak hale gelmesi önemli iş hamleleriydi.
Ve Beşiktaş’ta muhalefetin lideri olarak kendini sunup 21 sandığın tamamında galip çıkarak seçimi kazandı.”
Ama Mendes ile çalışmaya başlayınca ve ‘matruşka’ dediği dönemlerdeki yöneticilerle çalışmaya başlayınca muhalefetten çok-var olan sitemin devamı olduğu ortaya çıktı.
“Çünkü, Sayın Arat muhalefet kimliğini ‘matruşka’ kültürünün içine soktu. Bu yeni kültür-eskinin reforme edilmiş şekli olaraktan kabul edilebilinir. Ama, burada çok önemli bir hata ya da istenilen strateji olarak da değerlendirilir-o da son kalan muhalif kimliği dağıtmasıdır. Dedim ya iş insanı ve hamleleri farklı olur…
Artık muhalefetin kimliğinden bahsetme süreci bitti. Ve o kimlikte sisteme uyum sağladı. Bundan sonraki seçimlerde herkes tek tip kimlik ile yarışacak. Yeni ‘matruşka’ kimliği ile…”
“Hele-hele 6 Şubat’ta Madrid’de yapılan 2027 Avrupa Oyunları müracaat toplantısına katılmaya giderken, hava alanında çekilen resmi bir transferi bitirme hamlesi olarak pazarlamak, sürecin işleyişini net belli etti. Sayın Arat fotoğraf yayınlamayı çok sevmesine rağmen Madrid’de çekilen resimleri niye yayınlamadı merak ediyorum.”
Acaba Madrid’de Al Musrati ve Muçi transferi için görüştüğü kişiler oldu mu?
Neden mi? 500 bin avroya Varşova’ya transfer olan Muçi’ye 10 milyon avro bonservis bedeli ödenirken, Beşiktaş’a gelene kadar bonservisine 1 avro bile ödenmemiş olan Al Musrati’ye 12 milyon avro bonservis bedeli ödendi ki ‘fırsat transferi’ diyerek transferler son güne bırakılmasının da bir karşılığı Beşiktaş’ta olmadı. Kim kimi kandırdı?
Evet 16 Şubat 2024 tarihinde yazdığım yazıdan alıntılarla sürecin detaylarını anlatmaya çalıştım.
Süleyman Seba’nın şu sözü bu yazının yazıldığı tarih için çok önemli: “Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz, bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz, ama herkesi her zaman aldatamazsınız!”
Müslüm Gülhan – NationalTurk